Sarızeybek Ergenekon davasına rest çekti
Eskişehir'de konuşan Emekli Albay Erdal Sarızeybek, Ergenekon davasına bakan savcı ve hâkimler ile Adalet Bakanı'nı sert bir dille eleştirdi: Türkiye'de kimsenin Ergenekon'u sorgulamaya gücü yetmez.
Hiç kimsenin İstanbul'daki bir suç soruşturmasına Ergenekon kod adını veremeyeceğini belirten Sarızeybek, "İstanbul'daki savcılara soruyorum. Siz Cumhuriyet'in mi, yoksa Ergenekon'un mu savcılarısınız? Cumhuriyetin savcıları iseniz sözümüz yok. Eğer Ergenekon savcıları iseniz sözümüz var. Türkiye'de kimsenin Ergenekon'u yargılamaya gücü yetmez. Çünkü Ergenekon biziz biz." dedi.
Emekli Albay Sarızeybek, Eskişehir'de, Sosyal Demokrasi Derneği tarafından düzenlenen 'Açılımlar ve Terör' adlı konferansa katıldı. Zeybek, konuşmasında erken seçimin mutlaka yapılarak CHP ve MHP koalisyonun iktidara getirilmesi gerektiğini vurgularken, Ergenekon soruşturmasını yürüten savcı ve hâkimleri de eleştirdi.
Ergenekon'un Türk milletinin bir yaradılış destanı olduğunu ve bu ismin her yerde kullanılamayacağını dile getiren Sarıbeybek, "İstanbul'daki soruşturmanın kod adı niye Ergenekon? Ergenekon nedir? Türk milletinin dünya sahnesine çıkış destanının adıdır. Türk milletinin yaradılış destanıdır. Bugün Türkiye'de ne siyaset ne hukuk ne de ahlaken hiç kimse İstanbul'daki bir suç soruşturmasına bunu kod adı olarak veremez. Hukuken veremez. Çünkü bizim hukuk sistemimizde suç soruşturmaları kod adı almaz. Yıl ve sayı ile ifade edilir. Siyaseten verilemez. Çünkü siyaset hukuka uymak zorundadır. Ahlaken verilemez. Çünkü Ergenekon Türk milletinin yaradılış destanıdır." diye konuştu.
Her yerde Ergenekon isminin dolaştığını ve hiç kimsenin buna sesini çıkarmadığını ifade eden Sarızeybek, şöyle devam etti: "Akşam televizyonu açıyoruz, Ergenekon savcıları, Ergenekon hâkimleri ve buna benzer haberler. Türkiye'nin başbakanı da çıkıyor televizyona, bize demokrasi, hukuk dersi veriyor. Türk demokratik, hukuk sisteminde Ergenekon savcısı diye bir makam var mı? Yok. Cumhuriyetin savcısı var. Açsınlar Ceza Muhakemeleri Kanunu'nu okusunlar. Her maddesinde cumhuriyetin savcısı vardır. Ergenekon savcısı diye bir makam yoktur. Ergenekon hâkimi diye bir makam yoktur. Ama niye televizyonlar her gün bunu söylüyor? Niye hiç kimseden ses çıkmıyor? Şimdi İstanbul'daki savcılara ben buradan soruyorum. Siz cumhuriyetin savcısı mısınız, yoksa Ergenekon'un mu savcılarısınız? Cumhuriyetin savcıları iseniz sözümüz yok. Eğer Ergenekon savcıları iseniz sözümüz var. Ergenekon savcısı ne demek? Ergenekon'u yargılayacak makam demektir. Bu Türkiye'de kimsenin Ergenekon'u yargılamaya gücü yetmez. Çünkü Ergenekon biziz biz. Bizim yaradılış destanımız. Niye İstanbul savcıları çıkıp demiyor ki, 'Ey televizyonlar, Ergenekon savcısı değilim, ben Cumhuriyetin savcısıyım.' Niye Adalet Bakanı da çıkıp televizyona, 'Hey siz ne yapıyorsunuz, bu ülkenin hukuku var, Ceza Muhakemesi Kanunu var, bu ülkenin Cumhuriyet savcıları var, bir daha bu kelimeleri kullanmayın.' Niye demiyor? Niye Mille Eğitim Bakanı çıkıp, 'Bir dakika ne yapıyorsunuz' demiyor? 'Ergenekon, Türk Milli Eğitim müfredatında yeri olan bir tarih destanıdır. Bunu alıp sağda solda kullanamazsınız' demiyor? Neden biliyor musunuz, çocuklarımızın hafızasından tarihimizi silmek, kimliğimizi yok etmek için."
Konuşmasında Başbakan Erdoğan'ı da eleştiren Sarızeybek, "Başbakan ne diyor? Türkiyeli. Ben buradan sesleniyorum. Dünya tarihinde Türkiyeli diye bir yer var mı? Türkiye'nin sahibi Türk Milleti var. Adı var bu milletin. Biri de çıkıp Anadolulu diyor. Anadolu bir coğrafyanın adıdır. Eğer ki bir ulus olarak biz Anadolu diye bir isim alırsak. Bu coğrafyada yaşayan koyun kuzulara döneriz. Doğar, büyür ölür ve tarihten silinir gideriz." ifadesini kullandı.
Türkiye'de artık bir erken seçimin mutlaka olması gerektiğini ileri süren Sarızeybek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bizleri tarikatçı, Alevi, Sünni, sağcı, solcu diye bölmeye çalışıyorlar. Buna izin vermeyeceğiz. Bu gidişat böyle devam edemez. Bunun durması lazım. Kendi ülkemizde iç çatışmaya gidersek, kardeş kanını akıtırsak bunun geri dönüşü olmaz. Onun için bu süreci durdurmamız lazım. Bunu durdurmanın tek yolu erken seçimdir. Başbakan diyor ki, 2011'de. Niye kardeşim? Hükümet halkla pazarlık yapabilir mi? Hükümetin de sahibi halk, demokrasinin de sahibi halk. Bu ülkede her şeyin sahibi halk. Çıkar halk meydana der ki, 'Ey hükümet, seni ben seçtim, artık istemiyorum kardeşim, in aşağıya.' Artık siyasi görüşlerimizi bir kenara bırakacağız. Yüzde 10'un üzerinde 3 parti var. AK Parti'yi çıkar, kenara koy. Bizim onlarla işimiz olmaz. İşte bu esnada Türkiye için düşünüp, siyaseti bırakıp bu iki partiyi seçeceğiz, iktidara taşıyacağız. Ülkenin kurtuluşu budur, geleceğimizin kurtuluşu budur."
Kaynak: