İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mustafa Çavuşoğlu tarafından hazırlanan 43 sayfalık iddianamede, uzun yıllar GATA hastanesinde çalışan ve Fenerbahçe Orduevi'nden emekli olan Binbaşı Can Özeray'ın, kendisini Özel Kuvvetler'den emekli albay olarak tanıttığı, Nebi Alkan, Verdi Kırmızıtaş, Feridun Nazik, Rafi Kaldırım, Sabit Hanedar ve Murat Alyaz ile bir örgüt yapılanması içerisinde olduğu, eylemleri gerçekleştirirken de kendisini ''derin devletle irtibatlı'' gibi gösterdiği aktarıldı.

Özeray'ın ayrıca çevresinde ''pek çok bürokrat tanıdığı'' ve ''her türlü problemi çözebileceği'' izlenimi vererek, bu şekilde örgüte etkinlik sağladığının tespit edildiği vurgulandı.

Tespit edilen suç örgütünün genellikle emekli askerlerden oluştuğu, yağma amaçlı tehdit, yağmaya teşebbüs, tarihi eser kaçakçılığı ve askere gitmemek için çürük raporu aldırılması gibi eylemleri gerçekleştirdiği belirtilen iddianamede, şüpheliler Verdi Kırmızıtaş ve Nebi Alkan'ın kendilerini emekli asker olarak tanıttıkları da ifade edildi.

Söz konusu suç örgütünün iş takipçiliği yaptığı, adli ve idari mercilerce yasak veya hukuka aykırı olan bazı eylemleri gerçekleştiren şahıslara menfaat karşılığı yardım ettiği, bu şahısları cezai müeyyidelerden kurtardığı, bunları gerçekleştirirken örgüt içerisindeki emekli askerlerin bürokratik bağlantılarını ve askeri kimliklerini kullandıklarının da anlaşıldığı anlatılan iddianamede, örgüt lideri Can Özeray'ın örgütün eylemlerini koordine ettiği ve bir dönem GATA'da çalışmış olması nedeniyle bu hastanedeki tanıdıkları vasıtasıyla çürük raporu almak gibi eylemler için şahıslardan menfaat temin ettiği dile getirildi.

Can Özeray'ın ayrıca, askeri ve sivil bürokraside tanıdığı kişiler olduğunu söyleyerek menfaat karşılığı iş takipçiliği yaptığı, çoğu zaman da bu şekilde gelen talepleri yerine getireceğini söyleyerek insanlardan maddi menfaat temin ettiği, ancak hiçbir şey yapmadığı belirtilen iddianamede, Özeray'ın emekli asker olmasının getirmiş olduğu saygınlığı insanları dolandırmak amacıyla kullandığı ifade edildi.

-SAUNA DAVASI İLE REKLAM-

İddianamede, suç örgütü üyesi Verdi Kırmızıtaş'ın da sivil olmasına rağmen kendisini emekli yüzbaşı olarak tanıttığı ve ''Sauna Davası'' olarak bilinen davada sanık olduğu belirtilerek, Kırmızıtaş'ın bu davada isminin anılmasını kendi reklamını yapmak için kullandığı, bu şekilde gerçekleştirdiği eylemlerde etkinliğini artırdığı dile getirildi.

Şüphelilerden Rafi Kaldırım'ın, Verdi Kırmızıtaş'ın yönlendirmesiyle hareket ettiği belirtilen iddianamede, şüpheliler Nebi Alkan, Feridun Nazik, Cüneyt Kılıçarslan ve Murat Biçici'nin de özellikle tarihi eser kaçakçılığı suçunu gerçekleştirdikleri veya bu eylemi gerçekleştiren şahıslara jandarma teşkilatı içerisindeki tanıdıkları vasıtasıyla yardım ettikleri, tarihi eser kaçakçılığının nakline, satışına kadar her aşamada bulundukları ve bu şekilde örgüt adına menfaat temin ettikleri ifade edildi.

Şüphelilerden Nebi Alkan'ın askerlik mesleğiyle bir ilişkisi olmadığı halde kendisini emekli albay olarak tanıttığı, Sabit Hanedar'ın ve Murat Alyaz'ın ise hafriyat döküm sahası temin etmeye çalıştıkları ve hafriyat kamyonlarına aşırı tonaj nedeniyle gelebilecek trafik cezalarını engellemek amacıyla örgütün bürokratik bağlantılarından faydalandıklarının anlaşıldığı belirtildi.

Suçlamalara ilişkin şüpheli şahısların iletişim tespit tutanaklarına yer verilen iddianamede, şüphelilerin gerçekleştirdikleri iddia edilen bazı müştekilerin yağma amaçlı tehdit edilmesi, dolandırılması, sahte çürük raporu alınması, yağmaya teşebbüs, hafriyat dokümanlarında usulsüzlük yapılması, tarihi eser kaçakçılığı ve kimliği tespit edilemeyen bir şahsın yağma amaçlı takip edilmesi gibi eylemlerle, bu eylemlere ilişkin telefon kayıt dökümleri tek tek sıralandı.

-CEZA İSTEMLERİ-

Tutuklu şüpheli Can Özeray'ın, ''suç örgütü kurmak ve yönetmek'' suçundan 2 ile 6, 2 kez ''yağma'' suçundan 30 ile 45 ve 2 kez de ''nitelikli dolandırıcılık'' suçundan 4 ile 14 olmak üzere toplam 36 ile 65 yıl arasında değişen hapisle cezalandırılması istenen iddianamede, Verdi Kırmızıtaş'ın 18 ile 32 yıl 6 ay, Rafi Kaldırım'ın 16 ile 25 yıl 6 ay ve Sabit Hanedar'ın da 17 ile 28 yıl 6 ay arasında değişen hapis cezasına çarptırılması talep edildi.

İddianamede, diğer şüphelilerin de benzer suçlardan 1 ile 22 yıl 6 ay arasında değişen hapisle cezalandırılması istendi.