Rüzgar türbinleri İzmir'den havalanıyor.
Rüzgar enerjisinde Türkiye'nin en yüksek kurulu gücüne sahip İzmir, 4 türbin kanadı fabrikasıyla enerji üretiminin yanı sıra ekipman üretimiyle de öne çıkıyor.
İZMİR (AA) - HALİL ŞAHİN - Türkiye'de rüzgar enerjisinde en yüksek kurulu güce sahip İzmir, rüzgarın enerjiye dönüştürülmesinde önemli görev üstlenen türbin kanatlarının üretim üssü haline geldi.
Dünyada enerji kaynaklarının arzında oluşan darboğaz veya fiyat artışları sonrası ortaya çıkan enerji krizi, yerli enerji kaynaklarının kıymetini artırırken küresel iklim değişikliği de enerjinin temiz, yenilenebilir üretilmesini gerekli kılıyor.
Bundan dolayı son yıllarda rüzgar türbinlerine ilgi artıyor. Türkiye'de de rüzgar enerjisinin elektrik kurulu gücündeki payı yatırımlar sayesinde yüzde 11'e yaklaştı. Ülkenin rüzgar enerjisindeki 11 bin 400 megavatı aşan kapasitesi 47 ildeki santrallerden oluşuyor.
Rüzgar enerjisinde 1754,9 megavatla ülkenin en yüksek kurulu gücüne sahip İzmir, bu alandaki ekipman üretimiyle de öne çıkıyor.
İzmir'de 3 firma bünyesinde 4 kanat üretim tesisi bulunuyor. Kentte yaklaşık 22 yıldır süren kanat üretimi bu yıl 6 bin kişinin üzerinde direkt istihdam sağlıyor. Üretim, 700 milyon doların üzerinde ciro ve 500 milyon dolardan fazla ihracat sağlıyor. İzmir'de yılda yaklaşık 4 bin kanat üretimi yapılıyor. Üretimin yüzde 75'inden fazlası ihraç ediliyor.
- Dev kanatlar milimetrik hata payıyla üretiliyor
Rüzgar türbinleri kule, jeneratör, elektronik aksamlar ve kanat olmak üzere 4 ana bileşenden oluşuyor. Türbinlerin en çok harekete ve zorlanmaya maruz kalan parçası olan kanatlar, rüzgarla harekete geçiyor. Kanadın hareketiyle elektrik üretim süreci başlıyor.
Kanatların üretimi, emek yoğun bir çalışma ile yapılıyor. Bir insanın içinde ayakta durabileceği büyüklükteki kanatlar kompozit denilen birden fazla yapı malzemesinin bir araya gelmesinden oluşmuş malzemelerden üretiliyor. Üretimin ana malzemesini cam elyafı, karbon elyaf ve reçine oluşturuyor.
Kanatlar iki kabuk halinde üretiliyor. Kabuk kalıpları, kanadın uzunluğuna göre 60 ya da 80 metrelik olabiliyor. Kalıplara kumaşlar seriliyor ve reçine ile tutturuluyor. Kabukların noktasına göre serilen kumaş miktarı değişiyor, kimi yerde dört kat kimi yerde yüz kattan fazla kumaş seriliyor.
Kabuk aşamasından sonra kanat yüzeyinin hazırlanması süreci başlıyor. Zımpara ve kuleye monte edilmesi için ilgili bölgenin bağlantı işlemlerin yapılması ile bazı teknik işlemler yapılıyor. Kanat boyandıktan sonra da sevkiyata hazır hale geliyor.
Kalıptan bir kanadın ortalama çıkma süresi 24 saati bulurken tüm işlemlerin bitirilmesi kanat yapısına göre 1-2 hafta sürebiliyor.
El emeği ile oluşan bu dev yapılarda hata payı milimetrik olarak ölçülüyor. Çok sıkı kontrollerden geçen yapıların türbine takıldıktan sonra 20-30 sene ve yer yer 300 kilometreye çıkan hızlarda çalışacağından emin olunuyor.
- Her şey 25 sene kurulan ilk türbinle başladı
Enerji Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ENSİA) Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kalaycı, AA muhabirine, İzmir'den Çin dışında dünyanın her bölgesine kanat gönderildiğini söyledi.
Türkiye'deki ilk rüzgar türbinlerinin 25 sene önce İzmir'de kurulduğuna değinen Kalaycı, "İzmir'de aslında rüzgar serüveni o şekilde başladı. Bu 25 yıl içerisinde Türkiye'deki rüzgarın merkezi haline geldi İzmir. Genel müdür olduğum şirket 2001 senesinde İzmir'de yatırım kararı aldı, rüzgarlı bölgelerin merkezinde yer alması ve liman şehri olması nedeniyle. 2001'den 2010'lu yılların ortalarına kadar ciddi bir ekosistem oluşturduk. Bir rüzgar türbini kanadında 1000'den fazla alt parça mevcut. İlk yıllarda bunların tamamı yurt dışından geliyordu. Dönem içerisinde yerlileşmede yüzde 70'lere kadar ulaştık." ifadelerini kullandı.
Kalaycı, İzmir'in kanatta dünya ölçeğinde bir üretim üssü haline geldiğini vurgulayarak, "Çin haricinde dünya üzerinde bu kadar kümelenmenin olduğu tek şehirdir İzmir. İzmir kadar istihdamın ve ihracatın olduğu başka bir şehir dünyada mevcut değil, ne Avrupa tarafında ne Amerika tarafında." dedi.
-"Dünyanın en büyük üretim üslerinden biri"
İzmir'de kurulu TPI Composites'in Avrupa, Ortadoğu ve Afrika Kıdemli Başkan Yardımcısı Gökhan Serdar da diğer fabrikalarla beraber İzmir'i dünyanın en büyük üretim üslerinden biri yaptıklarını söyledi.
Salgın ve Rusya - Ukrayna savaşıyla daha belirginleşen enerji krizi sonrasında rüzgar enerjisine ciddi bir talep olduğunu kaydeden Serdar, bu nedenle son yıllarda üretimin de artış gösterdiğini belirtti.
Serdar, İzmir'in kanat üretiminde önemli bir noktaya gelmesinin 3 nedeni olduğunu ifade ederek, "Öncelikle İzmir'in rüzgarı var. Türbin kurulumları anlamında da ciddi bir potansiyeli var. Daha önemlisi limanları nedeniyle ihracat açısından lojistiği uygun bir lokasyon. En önemlisi insan kaynağı. İzmir'in insan kaynağı da özellikle İzmir'in insanı da çok fazla yenilenebilir enerji, yeşil enerji alanında iş yapma arayışında, bu sektörü tercih ediyor." diye konuştu.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.