Rusya'dan yükselen ezan sesi
1703 yılında Çar Petro tarafından kurulan St Petersburg şehrindeki tarihi cami, inşasının 100. yıldönümünü kutluyor.
Rusya'nın Batıya açılan penceresi olarak adlandırılan ve 1703 yılında Çar Petro tarafından kurulan St Petersburg şehrindeki tarihi cami, inşasının 100. yıldönümünü kutluyor.
Rusya İmparatorluğu'nun başkenti St Petersburg'da cami yapılmasına 2. Nikolay'ın izin vermesi ardından 1910 yılında kentin merkezinde Petro Kalesi'nin hemen karşısındaki bir arazide temeli atılan cami, 1913 yılında tamamlandığında zamanın Avrupa'daki en büyük camisi sayılıyordu.
Kule şeklinde 49 metre yüksekliğinde iki minaresi, 39 metre yüksekliğinde turkuaz renkli çinilerle süslü kubbesi ile dikkat çeken cami, akademisyen Aleksander Von Gogen gözetiminde mimar Nikolay Vasilev ve mühendis Stepan Kriçinski tarafından inşaa olundu.
Orta Asya'dan birçok usta ve çini san'atkârının da görev aldığı St Petersburg Camii, Semerkand'da Timurleng'in türbesinin bulunduğu Guri Emir Camiine benzerliğiyle dikkat çekiyor.
St Petersburg Camii'nin 100. kuruluş yıldönümü yarın camide yapılacak konferans ve törenle kutlanacak. Törene, Rusya Cumhurbaşkanlığı ve Parlamentodan temsilciler, St Petersburg kentinin önde gelenleri, din adamları, Müslüman ülkelerin büyükelçiliklerinden temsilciler katılacak.
34 yıldır caminin imamlığını da yapan St Petersburg müftüsüsü Cafer Nasibullahoğlu, ikinci dünya savaşında depo olarak kullanılan ve kapatılan caminin 1955 yılı sonunda tekrar açıldığını belirtti.
Müftüye göre caminin yeniden ibadete açılmasında Endonezya'nın ilk Cumhurbaşkanı Sukarno'nun kente yaptığı ziyaret etkili olmuş. Müftü Cafer Nasibullahoğlu, şunları söyledi:
"Endonezya Cumhurbaşkanı, Rusya'ya resmi ziyareti çerçevesinde o zamanki adıyla Leningrad'a gelmiş ve aracının içinden camiyi görmüş ve ziyaret etmek istemiş. Ancak cami kapalı olduğu için, gezi programında yer almadığı gerekçesiyle camiye götürülmemiş. Moskova'ya döndüğünde Kremlin'de kendisine Leningrad kentini beğenip beğenmediğini sormuşlar. O da iki gün kaldığı Leningrad'ı hiç göremediğini söyleyerek, caminin gösterilmeyişinden yakınmış ve bu caminin tekrar açılması ricasında bulunmuş. Daha sonra Rusya ziyareti gerçekleştiren Hindistan Başbakanı Jawaharlal Nehru'nun da aynı yönde talepte bulunduğu söyleniyor. Bunun üzerine Kremlin, camiyi 18 Ocak 1956 tarihinde tekrar Müslümanlara vererek ibadete açılmasına izin verdi."
Müftü, Endonezya Cumhurbaşkanı Sukarno'nun kızı ve ülkenin 5. Cumhurbaşkanı Megawati Sukarnoputri'nin de camiyi ziyarete geldiğini ve tek bir ağaçtan oyma yapılarak işlenmiş, ayetlerin yer aldığı bir büyük bir tablo hediye ettiğini belirtti.
St Petersburg Camisi yapıldığında kentte 8 bin dolayında Müslüman bulunduğunu anlatan Müftü, şu anda ise 5 milyon nüfuslu kentte resmi veri olmamakla birlikte 600 ile 700 bin dolayında Müslüman yaşadığını kaydetti ve beş bin kişiyi alabilecek kapasitedeki caminin yeterli gelmediğini, ikinci bir cami daha yaptıklarını anlattı.
Camide, Cuma günleri hutbenin önce ayet ve hadis kısımlarının Arapça olarak okunduğunu, arkasından Tatar dilinde ve Rus dilinde devam ettiğini belirten Müftü Cafer Nasibullahoğlu, "Tatarca kendi dilimiz, bunu Özbekistan, Kazakistan gibi ülkelerden gelen Müslümanlar da anlıyor ancak başka milletlerden olan Müslümanlar, mesela Kafkaslardan gelenler Türk dilini, Tatar dilini anlamıyor, o yüzden Rusça kullanıyoruz" diyor.
St Petersburg kentinde, çoğunluğu Tatarlar olmak üzere, Azeri, Kazak, Özbek, Kırgız, Tacik, Çeçen, Arap gibi toplam 22 değişik milletten Müsl üman yaşadığını kaydeden Müftü Cafer Nasibullahoğlu, Ruslarla ilişkiler konusunda şöyle konuştu: "Atalarımız bu kent ilk kurulmaya başladığından itibaren buraya davet edilmişler. 310 yıldır burada yaşıyoruz. Müslümanlar, Ruslar, Yahudiler, Budistler birarada yaşıyorlar ve tarihimizde hiçbir zaman başkalarıyla bir kavga, çatışma olmamış."
1976 sonunda camide göreve başladığını belirten Müftü Cafer Nasibullahoğlu, "34 yıl önce geldiğimde cami bu halde değildi. Kubbenin dış yüzeyindeki çinilerin hepsi dökülmüştü. Cami, 1980'de büyük tamir gördü ve o zamanlar hem St Petersburg meclisi hem de Cumhurbaşkanı Putin'den epey yardım aldık" dedi.
Kule şeklinde 49 metre yüksekliğinde iki minaresi, 39 metre yüksekliğinde turkuaz renkli çinilerle süslü kubbesi ile dikkat çeken cami, akademisyen Aleksander Von Gogen gözetiminde mimar Nikolay Vasilev ve mühendis Stepan Kriçinski tarafından inşaa olundu.
Orta Asya'dan birçok usta ve çini san'atkârının da görev aldığı St Petersburg Camii, Semerkand'da Timurleng'in türbesinin bulunduğu Guri Emir Camiine benzerliğiyle dikkat çekiyor.
St Petersburg Camii'nin 100. kuruluş yıldönümü yarın camide yapılacak konferans ve törenle kutlanacak. Törene, Rusya Cumhurbaşkanlığı ve Parlamentodan temsilciler, St Petersburg kentinin önde gelenleri, din adamları, Müslüman ülkelerin büyükelçiliklerinden temsilciler katılacak.
34 yıldır caminin imamlığını da yapan St Petersburg müftüsüsü Cafer Nasibullahoğlu, ikinci dünya savaşında depo olarak kullanılan ve kapatılan caminin 1955 yılı sonunda tekrar açıldığını belirtti.
Müftüye göre caminin yeniden ibadete açılmasında Endonezya'nın ilk Cumhurbaşkanı Sukarno'nun kente yaptığı ziyaret etkili olmuş. Müftü Cafer Nasibullahoğlu, şunları söyledi:
"Endonezya Cumhurbaşkanı, Rusya'ya resmi ziyareti çerçevesinde o zamanki adıyla Leningrad'a gelmiş ve aracının içinden camiyi görmüş ve ziyaret etmek istemiş. Ancak cami kapalı olduğu için, gezi programında yer almadığı gerekçesiyle camiye götürülmemiş. Moskova'ya döndüğünde Kremlin'de kendisine Leningrad kentini beğenip beğenmediğini sormuşlar. O da iki gün kaldığı Leningrad'ı hiç göremediğini söyleyerek, caminin gösterilmeyişinden yakınmış ve bu caminin tekrar açılması ricasında bulunmuş. Daha sonra Rusya ziyareti gerçekleştiren Hindistan Başbakanı Jawaharlal Nehru'nun da aynı yönde talepte bulunduğu söyleniyor. Bunun üzerine Kremlin, camiyi 18 Ocak 1956 tarihinde tekrar Müslümanlara vererek ibadete açılmasına izin verdi."
Müftü, Endonezya Cumhurbaşkanı Sukarno'nun kızı ve ülkenin 5. Cumhurbaşkanı Megawati Sukarnoputri'nin de camiyi ziyarete geldiğini ve tek bir ağaçtan oyma yapılarak işlenmiş, ayetlerin yer aldığı bir büyük bir tablo hediye ettiğini belirtti.
St Petersburg Camisi yapıldığında kentte 8 bin dolayında Müslüman bulunduğunu anlatan Müftü, şu anda ise 5 milyon nüfuslu kentte resmi veri olmamakla birlikte 600 ile 700 bin dolayında Müslüman yaşadığını kaydetti ve beş bin kişiyi alabilecek kapasitedeki caminin yeterli gelmediğini, ikinci bir cami daha yaptıklarını anlattı.
Camide, Cuma günleri hutbenin önce ayet ve hadis kısımlarının Arapça olarak okunduğunu, arkasından Tatar dilinde ve Rus dilinde devam ettiğini belirten Müftü Cafer Nasibullahoğlu, "Tatarca kendi dilimiz, bunu Özbekistan, Kazakistan gibi ülkelerden gelen Müslümanlar da anlıyor ancak başka milletlerden olan Müslümanlar, mesela Kafkaslardan gelenler Türk dilini, Tatar dilini anlamıyor, o yüzden Rusça kullanıyoruz" diyor.
St Petersburg kentinde, çoğunluğu Tatarlar olmak üzere, Azeri, Kazak, Özbek, Kırgız, Tacik, Çeçen, Arap gibi toplam 22 değişik milletten Müsl üman yaşadığını kaydeden Müftü Cafer Nasibullahoğlu, Ruslarla ilişkiler konusunda şöyle konuştu: "Atalarımız bu kent ilk kurulmaya başladığından itibaren buraya davet edilmişler. 310 yıldır burada yaşıyoruz. Müslümanlar, Ruslar, Yahudiler, Budistler birarada yaşıyorlar ve tarihimizde hiçbir zaman başkalarıyla bir kavga, çatışma olmamış."
1976 sonunda camide göreve başladığını belirten Müftü Cafer Nasibullahoğlu, "34 yıl önce geldiğimde cami bu halde değildi. Kubbenin dış yüzeyindeki çinilerin hepsi dökülmüştü. Cami, 1980'de büyük tamir gördü ve o zamanlar hem St Petersburg meclisi hem de Cumhurbaşkanı Putin'den epey yardım aldık" dedi.