RTÜK toplantısında neler yaşandı?
RTÜK Üyesi Zahid Akman, üzerlerine yürüdüğü iddia edilen üst kurul üyeleri Mehmet Dadak ve Hülya Alp'in kendisinden özür dilemesi gerektiğini belirtti
Akman, "Hareket etmeyi ve kabalığı benimle ilişkilendirmek - özellikle de bu iki üye tarafından bunun yapılması- asgari ifade ile saygısızlıktır. Ancak şu da bir gerçektir; anılan toplantıda bu iki üye bu eylemleri fazlasıyla yapmışlardır." dedi.
Üst Kurul üyesi Zahid Akman, yaptığı yazılı açıklamada, olayların medyaya yansıtıldığı gibi olmadığını, en iyi bilen kişilerin yine bu iddiaların sahibi bu iki üye olduğunu kaydetti. Akman, "Toplantı sırasındaki üslupları, sözleri ve tavırları sebebi ile şahsımdan özür dilemesi gereken bu iki üye; şahsımdan özür dilemedikleri gibi aradan dört gün geçtikten sonra Uluslararası Telekomünikasyon Birliği tarafından düzenlenen 'Uluslararası Telekomünikasyon ve Medya Stratejileri'nin tartışıldığı toplantı için yurt dışında bulunduğum sırada bu durumu fırsat bilerek ve olayları çarpıtarak medyaya yansıtmaları ve mağdur rolü oynamaları doğrusu beni hiç şaşırtmamıştır." açıklamasında bulundu.
Daha önce de birçok RTÜK toplantısının çarpıtılarak medyaya yansıtıldığını hatırlatan Akman, şöyle devam etti: "Şahsımın ve diğer üye arkadaşlarımızın kimlere ve nerelere jurnallendiği, Ergenekon iddianamesinde de yer aldığı üzere bazı kişilerle yapılan özel görüşmelerde şahsıma ve diğer arkadaşlarıma nasıl hakaretler edildiği ve bu nedenle özür dilemek zorunda kaldıkları kamuoyu tarafından daha henüz unutulmamıştır ve de unutulmayacaktır."
"Bu iki üye, şahsıma hakaretten dolayı haklarında yasal yollara başvuracağımı öğrendikten sonra, mağdur rolünü oynamak için mi bu olayı basınla paylaştılar?" diye soran Akman, "Yoksa, mağdur olduklarını dört gün sonra mı fark ettiler. Bu konuda takdiri kamuoyuna bırakıyorum." dedi.
Akman, şunları dile getirdi: "Olayın aslı ise özetle şu şekildedir: RTÜK toplantılarında her üyenin toplantıda söz alması ve görüşünü bildirmesi yasal hakkıdır. Bu iki üye; bu yasal hakkımı engelleyince kendilerine sözümü kesmemelerini hatırlattım. Ama kendilerinden başka bir kişiye veya anlayışa tahammülü olmayan bu iki üye, olayı çarpıtarak medyaya servis etmişlerdir. Hareket etmeyi ve kabalığı benimle ilişkilendirmek - özellikle de bu iki üye tarafından bunun yapılması- asgari ifade ile saygısızlıktır. Ancak şu da bir gerçektir; anılan toplantıda bu iki üye bu eylemleri fazlasıyla yapmışlardır. Olayda özür dilemesi gereken bu iki üyedir. Bu iki üyeyi, mağdur rolünü oynamayı bırakıp şahsımdan ve yanıltmış oldukları kamuoyundan özür dilemeye davet ediyorum."