12 Eylül faşist askeri darbe döneminin hazırladığı Anayasa'nın değiştirilerek daha sivil, daha demokrat ve en önemlisi de Türkiye toplumunu oluşturan tüm etnik, dini ve mezhebi kesimlerin hak ve özgürlüklerini güvence altına alan yeni bir Anayasa hazırlanmasının zamanı gelmiştir.

Referanduma sunulan ve 12 Eylül de oylanacak olan anayasa maddelerinin demokratikleşme yönünde ciddi bir açılım olduğunu; her ne kadar yeterli olmasa da Türkiye'nin geleceği için önemsenmesi gerektiğini düşünüyoruz.

Askeri darbe dönemlerinde hazırlanan anayasaların Türkiye'ye huzur getirmediği son 50 yıl içerisinde görülmüştür. Nitekim başbakanları idama götüren, farklı etnik ve dini kesimler üzerinde baskı oluşturan ve temel hak ve özgürlükler yönünden; dini bir vecibe olarak başörtüsü kullanan genç kızlarımızı dahi her türlü vatandaşlık hakkından mahrum bırakabilen bir anayasanın Türkiye’de birlik ve bütünlüğü sağlama yönünde ciddi engeller oluşturduğu bir gerçektir.

1960, 72, 80 ve 28 Şubat askeri darbelerinin ülkeye verdiği hasar ve zayiatın sonuçlarını birçoğumuz yaşayarak müşahede etme imkânı bulduk. Tüm bu askeri darbelerin mevcut antidemokratik anayasadan beslendiğini ve adeta askeri bir vesayet ortamı oluşturduğunu da yine gelinen süreçte daha bariz bir şekilde müşahede ediyoruz. 

Gelinen süreçte derin güç odaklarının, terörün, ulusalcı etnik milliyetçilerin ve OHAL isteyecek kadar demokrasi ve özgürlüklerden korkanların “Hayır” dediği ve aynı cephede birleştiği bir yapıda aklıselim her Türkiye vatandaşının demokratik bir anayasaya “Evet” diyeceğini umuyoruz. İlginç olan nokta ise demokratikleşme yönünde atılan bu büyük adımın yine etnik ve bölücü provokasyonlarla birilerince engellenmeye çalışılmasıdır. Terör, bölücülük ve etnik milliyetçilik korkusu oluşturularak sağlıklı düşünmeyi engelleme çabalarının artık bir sonuç getirmeyeceğini temenni ediyoruz.

Ülkedeki mütedeyyin insanların dinini yaşamak için ne zorluklarla karşılaştıklarını hepimiz yakinen görüyoruz. Nitekim başörtüsü yasağı ve katsayı engelleriyle binlerce gencimizin istikbaliyle hoyratça oynandığını ve o acıların hala nasıl devam ettiğini yakinen görüyor ve birçoğumuz yüreğimiz burkularak izliyoruz.

Demokrasilerin can damarını oluşturan Parlamenter sistemin daha da güçlenmesi, milli iradenin önünde engel teşkil eden antidemokratik yapılanmaların asli fonksiyonlarına kavuşabilmesi için de yepyeni bir anayasaya ihtiyaç var. Suni problemlerle ülke kaynaklarının hoyratça tüketildiği Türkiye'nin, dünyadan izole edilerek yalnızlaşmasını isteyen ve bu yola da sürdürdükleri saltanatlarını kaybetmek istemeyenler elbette demokratik, dünya ile bütünleşmiş, gündemi takip etmekten çok gündem oluşturan bir Türkiye'den elbette rahatsız olacaklardır.

Her türlü etnik milliyetçiliği reddederek Türkiye Cumhuriyeti çatısı altında yaşayan tüm etnik, dini ve mezhebi farklılıkların birer zenginlik olduğunu, çok kültürlü yaşamın Anadolu'nun kadim geçmişinin dayattığı bir zorunluluk olduğunu ve bölgesinde daha güçlü bir Türkiye için demokratikleşmenin önündeki tüm engellerin kaldırılmasının gerektiği bilinciyle yeni sivil, demokratik bir anayasa için referanduma “EVET” diyoruz. 

ARAPDER BAŞKANI

ŞÜKRÜ KIRBOĞA

Cumhuriyet Cad. Paflar Apt. Kat:1 No:2 Şanlıurfa kirbogasukru@hotmail.com Fax: 00 90 (414)  312 36 59 –Tel: 414 313 1 333 Gsm:00 90 532 642 32 14