Ramazanı uğurlarken neler yapılmalı?
Mübarek Ramazan ayını tam anlamıyla idrak ve ihya etmek için Ramazan'ın hemen ilk günlerinde bazı hazırlıkları yapmış olmamız gerekiyordu.
İlk yapmamız gereken 'Ramazan etkinlikleri takvimi' edinmek değil, gerçekten bizi ilgilendiren işlere kulak kesilmekti. Unutanlar ve Ramazan'ı tam anlamıyla idrak edemeyenler için 'mağfiret fırsatı' kaçmış değil elbette. Ramazan'ın son on gününe girmek üzere olduğumuz şu günlerde göz ardı ettiğimiz birçok hakikati idrak edeceğimiz bu son on gün vesilesiyle tekrar hatırlayabiliriz. Dua, tesbihat, günlük zikir, namaz, Kur'an ve Hadis dersleri, yılın bütün karmaşasından kurtulup tekrar hemhal olabileceğimiz güzelliklerdir. Kalan fırsatı nasıl değerlendirebileceğimizi kendimize sorarak işe başlayabiliriz!
Kalplerimizi bu bereket iklimine kuralım!
Ramazan ayı, her şeye rağmen hepimizin ruhuna dalga dalga bir huzur getirdi. Hemen herkesi, ilk kez oruç tutacak çocuklar gibi heyecanlandırdı. Şeytanın zincire vurulduğu bu ay, cennet hedefimizin önemli bir kapısı olabilir. Elbette Ramazan'ın gelenekselleştirilmiş birçok güzelliği var; sahurlar, iftar sofraları, misafirlikler vd... Bunların hiçbirisine sözümüz yok. Ramazan münasebetiyle evlerde yaşanan tatlı telaşlar elbette güzel.
Evler temizlendi, iftar sofraları için Allah'ın nimetleri çuval çuval evlere taşındı. Ramazan'ı en güzel şekilde yaşamak için bütün hazırlıklar yapıldı, yapılıyor. Ancak tüm bu hazırlıklardan çok daha önemli olan konu, kendi iç dünyamızın temizliği ve onun Ramazan'a hazırlanmasıdır.
Ramazan'ın son on gününde neler yapabiliriz?
Çokça tevbe etmeli
Öncelikle anlamamız gereken bu kutlu günlerin mağfiret günleri olduğudur. Ramazan, bağışlanma ayıdır. Bu mübarek günler öze dönüş ve hatırlayış günleridir. Bu sebeple günahlarla kirlenmiş bedenlerimizi ve ruhlarımızı temizleme gayreti içinde olmalıyız. Bu gayret ancak ve ancak Âlemleri yoktan var eden Allah'tan bağışlanma dilemekle olabilir. Bu mağfiret ayında özellikle gecelerimizi tevbe ve istiğfar ile geçirmek zorundayız. Yana yakıla ve gerçekten yürekten gelerek tevbe ile gönlümüzü temizlemek zorundayız.
Hayat rehberimiz Kur'an okunmalı
Manasına akıl erdirebileceğimiz apaçık bir kitap olan Kur'an-i Kerim, Ramazan ayı boyunca elimizden düşürmeyeceğimiz tek kitap olmalıdır. Bu ayda indirilen Kur'an'ı Kerim'i bu ay içerisinde bir kere daha tamamen okumalıyız. Bu okumaktan kastımız sadece mukabeleler değil, Kur'an'ı mealinden ve mümkünse tefsirinden okumaktır. Rabbimizin bize ne söylediğini anlayacak şekilde, emir, yasak ve hükümleri işiterek okumak... Her gün sadece iki saatimizi Kur'an okumaya ayırarak Kur'an-ı Kerim'i mealinden bitirmemiz mümkün.
Siyer-i Nebi tekrar okunabilir
Gözümüz neye bakarsa, gönlümüz de onu görür. Neyle iştigal edersek, aklımızı neye verirsek gönlümüze de o hâkim olur. Ramazan ayının manevi bereketinden faydalanmak için mümkün olduğunca dünya işlerine kafa yormamak en iyisi. Gönül dünyamızı Ramazan'ın eşsiz manevi atmosferiyle eşitleme adına, insanlığın en büyük önderi, efendimiz sallallahu aleyhi vesellem'in hayatını bu Ramazan ayını vesile kılarak tekrar okuyabiliriz.
Her Müslüman'ın yılda bir kere tekrar okuması gerekli olan Peygamber hayatını, Ramazan ayında okumak en isabetli tercih olacaktır. Siyer-i Nebi'nin yanı sıra sahabe hayatlarının anlatıldığı iman ve ümit tüten kitaplar da okunabilir. Bu tür kitapların özellikle tüm aile fertleriyle beraber okunması Ramazan'ın manevi havasına daha da bir güzellik katacaktır.
Teravihi kaçırmamak!
Son on günün bütün teravih namazlarını aksatmadan kılma kararlılığını göstermeliyiz. Teravih namazı, kalplerimizde yepyeni depremler meydana getirebilir. İbadet ve taat konusundaki ciddiyetimizi ve titizliğimizi artırabilir. Sünnet olan bu namaz, cennetin kapısını ardına kadar aralamamıza imkân sağlayabilir.
Teheccüd namazına sarılabiliriz!
Bire bin verilen bu mübarek aydan elbette son anına kadar faydalanmak zorundayız. İbadet olarak yapabileceğimiz her şeyi yapmaya çalışmalıyız. Bunun için bir sürü kolaylık da kendiliğinden önümüze çıkıyor. Sahur için kalktığımız gecelerde saati yarım saat daha önceye kurarak gecemizi nurlandırma adına teheccüd namazı kılabiliriz. Gecenin zifiri karanlığında yapılan secdeler ve dökülmeye çalışılan gözyaşları, Rabbimize yakınlaşma adına bize ayrı bir kuvvet katacaktır.
En önemli sığınağımız
Dua, müminlerin en önemli ve en hayati sığınağıdır. Âlemlerin Rabbi olan Allah: "Dua edin ki kabul edeyim" [Mümin, 40/60] buyurmuştur. Bu buyruk, bize duanın taşıdığı önemi anlatmalıdır. Efendimiz (sav)'ın hadisleriyle belirttiği kadarıyla fazileti çok olan bu mübarek ayda birçok eksikliğimizi gidermek için duaya sarılmak zorundayız.
Bir şeyin olmasını dilediğinde ona sadece 'ol' diyen Allah'ın izzettin ve mülkünden istemenin sınırı da yoktur. Onun kudreti yardım ettiğinde azalmaz. Müslümanlar olarak şu günlerde dünyanın her yerinde yaşadığımız sıkıntılar hakkında, bereketli Ramazan ayında birbirimize dua etmeliyiz.
Allah, Ramazan'ı hakkıyla yaşayan salih kullarından eylesin. Gerisi zaten laf-u güzaftır.