'Rahmetli Erbakan ile çok sohbet ettim!
Kültür Bakanı Günay, Anayasa değişikliği paketi ile ilgili konuşurken dili sürçtü ve Erbakan için "rahmetli" tabirini kullandı.
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, ''TBMM'nin 12 Eylül yasağını kaldırdığı gün, ne kadar mutlu bir tesadüf ki milletin iradesiyle seçilmiş olan bir parlamentonun o iradeye tevessül etmek isteyenlere onurlu dik duruşu gösterdiği günün şafağına rastlamaktadır'' dedi.
Günay, TBMM Genel Kurulunda, Anayasa değişikliği teklifinin, Anayasanın, Geçici 15. maddesinin yürürlükten kaldırılmasını içeren 25. maddesi üzerinde yaptığı konuşmada, Türkiye'yi 12 Eylül'e götüren tuzağı, gün gün, adım adım yaşadığını belirtti.
DİLİ SÜRÇTÜ ERBAKAN'A RAHMETLİ DEDİ
Konuşmasında bir ara heyecanlanarak küçük bir hata yapan Günay 12 Eylül'de aynı cezaevinde kaldığı Necmettin Erbakan için "rahmetli" dedi.
İşlemediği suçların savunmasını yapmak için 12 ay beklediğini, zaman zaman siyasi partilerin liderleriyle aynı mekanı paylaştığını anlatan Günay, ''Rahmetli Türkeş ile satranç oynadım, rahmetli Erbakan ile çok sohbet ettim, Rahmetli Ecevit ile dostluk ettim. Sayın Demirel ile dostluklarımız gelişti. Türkiye ne yazık ki 30 yıl önce çok ağır bedeller ödedi. Birbiriyle cenazelerde sırt sırta duran liderler, sonra aynı mekanları kader arkadaşı olarak paylaştı'' dedi.
Herkesin TBMM üyesi olmanın sorumluluğu ve soğukkanlığıyla elini vicdanına koyarak bir değerlendirme yapması gerektiğini belirten Günay, şöyle konuştu:
''Darbe yapanların hukuki, cezai, mali soruşturmaya muhatap olmayacağına ilişkin bir hükmü, 28 yıl sonra kaldırıyoruz. Bunun için bayram yapmaya gerek yok. Bu gecikmiş bir düzeltmedir. Bu düzeltmenin 1991'de, 2001'de, hatta 1973, 1965'te yapılması gerekiyordu. Bugün kaldıracağımız hüküm, 1961 Anayasasındaki hükümle aynıdır. Bu hukukumuzda 50 yıldan beri var. 7 yılın sorumluluğu bizim ama geride 47 yıl var. Bu akşam hepimiz birlikte, Türkiye demokrasisi, hukuku, Anayasasının alnına sürülmüş bulunan bu kara lekeyi kaldırmanın gelin onurunu ve sorumluluğunu birlikte paylaşalım. Bu saatten sonra 90 yaşındaki generalleri mahkeme önüne ya çıkarız ya ilahi adalet onların hesabını görür. Ama bir şey yapıyoruz; Türkiye hukuku ilk defa bugün milletin seçtiği Parlamento eliyle 'Evet darbeciler de yargılanabilir, onlar da sorgulanabilir' diyor. Beraberce bunu yapıyoruz.''
Türkiye'nin darbeci zihniyeti sadece yasalarında, hukuk sisteminde, Anayasasında taşımadığını kaydeden Günay, ''Bu kolay, onu 7 yılda, 47 yılda bir biçimde kaldırırsınız. Daha vahim olan; darbeci zihniyet, haklıymış, olabilirmiş, yapılabilirmiş gibi, 'millet kendi kendisini yönetemez zaman zaman hizaya getirmek gerekirmiş gibi zihin altımıza yerleşmiş. Asıl onu başardığımız zaman hukuk devrimini, vicdan devrimini yapmış olacağız'' dedi.
Hiçbir hukuk metninde 28 Şubat'ı gerçekleştirenlerin yargılanamayacağına ilişkin düzenleme bulunmadığını belirten Günay, ''Neden yargılanamıyor biliyor musunuz? Çünkü darbe olduğunda Pakistan'da yüksek mahkemenin yargıçları cübbelerini çıkararak darbecilerin önüne atıyorlar, bizde ise yüksek mahkemenin yargıçları darbecilerin önünde 'emrinizdeyiz paşam' diyorlar'' diye konuştu.
Geçici 15. maddenin kaldırılmasının yetmeyeceğini belirten Günay, şöyle konuştu:
''Asıl bilinçaltımızı yenmeliyiz. 50 yıldan beri hukukumuzda olan bir ayıbı, gecikmiş biçimde kaldırıyoruz. Temenni ederim ki yargıçlarımız ve hukuk sistemimiz, bütün hukuk vicdanımız da bu hesaplaşmaları yapabilecek bir özgüveni yüreklerinde geliştirsinler. o zaman çağdaş, demokratik, laik sosyal, evrensel bir hukuk devleti olacağız. Daha bu yolda adımlar atmamız, zihin altımızdaki prangaları ortadan kaldırmamız gerekiyor. Bu akşam hepimiz elimizi vicdanımıza koyalım. 12 Eylül, herkesi mağdur etti. Verilen görevleri kabul etmeyen direnç gösteren bir örnek sergilemek yerine, Danışma Meclisinde üyelik kapmak için nice insanlar sıraya girdi, kimileri de 'Biz hapisteyiz ama fikrimiz iktidarda' diye 12 Eylül'ü haklı gördüğünü, içselleştirdiğini, bağışladığını söyleyebildi. Bunları toptan hepimizin reddetmesi gerekiyor. Bu parlamentoyu koruyalım.''
''POSTAL SESİNDEN UMUT BEKLEYENLER...''
Günay, madde üzerinde milletvekillerinin sorularını yanıtlarken, Kurtuluş Savaşı Müzesi'nin kendisi için önemli bir mekan olduğunu belirterek, geçen yıllar içinde restorasyon için özel bir gayret gösterdiğini ifade etti.
TBMM'nin haklı bir biçimde, 1. Meclisin, yani Kurtuluş Savaşı'nın yönetildiği Kurtuluş Savaşı Müzesi'nin Meclis tarafından doğrudan yönetilmesini talep etiğini kaydeden Günay, kendilerinin bu kutsal binanın TBMM Başkanlığına ait olmasını kabul ettiklerini söyledi.
Bu çerçevede müzenin isminde düzeltme yapılması ihtiyacı doğduğunu ve sadece ''Cumhuriyet Müzesi'' olarak tashih edildiğini belirten Günay, ''Bulut deyince kendisini ördek zannedenler, Kurtuluş Savaşı isminden rahatsız olduğumuz gibi bir haksız iddiayı dillerinde gezdiriyorlar. Eğer bir kişi, Kurtuluş Savaşı kavramında veya Cumhuriyet kavramından Türkiye'de rahatsız oluyorsa veya bunu ciddiye alıyor soru haline getiriyorsa, ben onun izanından ve iyi niyetinden şüphe ederim'' dedi.
Bakan Günay, ''Dönek deyince ne anlıyorsunuz?'' sorusuna da ''Ben sosyal demokrasi, sosyal adalet, milli irade gibi kavramları kullanıp da sonra milli iradenin seçtikleriyle baş edemeyeceklerini gördükleri zaman postal sesinden umut bekleyen demokrasi düşmanlarını anlıyorum'' karşılığını verdi.
Günay, görüşülen maddeyle ilgili olarak da ''TBMM'nin 12 Eylül yasağını kaldırdığı gün, ne kadar mutlu bir tesadüf ki milletin iradesiyle seçilmiş olan bir parlamentonun o iradeye tevessül etmek isteyenlere onurlu dik duruşunu gösterdiği günün şafağına rastlamaktadır'' dedi.
Günay'ın kürsüye çıktığı sırada, bazı CHP'li milletvekillerinin sırtını dönerek görüşmeleri izledi.
Bakan Günay'ın konuşmasının ardından, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu ile AK Parti'li milletvekilleri, Günay'ı konuşmasından dolayı kutladı.