Profesör Erbakan'a açık mektup
Saadet Partisi İl Başkanlığı’nın iftarına katılan Cezayir asıllı Prof.Dr. Reşid b. İsa, Milli Görüş lideri Prof.Dr. Necmettin Erbakan’a hitaben bir mektup gönderdi
“Mücahit Erbakan’a açık mektup...
Şeyhimiz, Sevgili Üstadımız...
Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun...
İmdi, ben size bu satırları yazarken kalbim sizin adınıza bir iftar töreninde yapılanların hüznü ile dolu. Seçilmiş varisinizin davet ettiği iftarda orucumuzu tam açıyorduk ki, bir grup salonda ayağa kalktı ve sizin değerli şahsiyetinizi öven “Mücahid Erbakan, Mücahid Erbakan” sloganları atmaya başladılar. Herkes alkışladı ve ben de modern Türkiye’de İslami uyanışın öcüsü olarak sizin faziletinizi bildiğimden alkışlamaya başladım.
Sonra taraftarınız olan grubun sertlik tonu artmaya başladı. Kendi içimden dedim ki, ‘Niye yüzümüze böyle bu sloganla bağırıyorlar ki. Aramızda Erbakan’ın mücahid olduğunu inkar eden mi var?’ Sonra yavaş yavaş hamaset, meşru varisiniz Sayın Numan Kurtulmuş’a karşı düşmanlığa dönüştü. İstifa etmesini isteyen sloganlar attılar.
İşin içinde ilk başta anladığımdan başka bir şey olduğunu gördüm. Sonra grubun siniri daha da arttı; kendilerini sakinleştirmeye çalışan herkese saldırmaya başladılar ki, kendilerine karşı koyan da yoktu. Oruçlu insanların yemekleriyle dolu masalar devrilmeye, tabak-çanaklar kırılmaya başlandı. Sizi seven insanlar bu karışıklık çıkaran insanları sükunete çağırdı ama bir faydası olmadı. Bu insanların sadece ama sadece tahribat için geldiği açıktı. Öyle üzüldüm ki; böylesine çirkin işleri Büyük Mücahid lider ve sevdiceğimiz Erbakan adına yapmaları akıl alır şey değildi!
Sonra yaklaşık iki sene önce partinizden ve sevdiklerinizden binlerce kişinin hazır bulunduğu o büyük şöleni hatırladım. Yanınızda veziriniz, vefakâr öğrenciniz Sayın Numan Bey vardı. Orayı dolduran kalabalıklar kurcu isim olarak sizin halifeniz ve emanetin gözeticisi olarak da Numan Bey’in adını haykırıyordu.
İçimden dedim ki, ‘Allah’a şükürler olsun Erbakan, -bölgemizde tedavül edildiğinin aksine- ailesinden olmayan birisini kendisine halife bıraktı.’ Bunu yakınlarınızdan bir şüphe duyduğumdan söylemedim; ki onların hepsine karşı muhabbet hissediyorum. Ancak tüm şüpheleri engellemek ve parti üyelerinin de seçimine uygun olarak, hocamız ve efendimizin seçimine uygun olarak bunun böyle gerçekleşmesi dolayısıyla söylüyorum.
Hocam Malik b. Nebi, beni 40 sene önce ahd-i tazelemek için İstanbul’a gönderdiğinde Öğrenciler Birliği Başkanı idim. Sizi Osmanoğulları’nın varisi olarak görüyor, çabalarınızı takdir ediyordum. Evet, siz ne güzel ekin ektiniz ve ne güzel inşa ettiniz. Bazen kişi eker, ardından gelen ekini toplar. Ne güzel baba idiniz ve ne güzel bir zürriyet bırakmıştınız.
Bizler öğrencileriniz ve yeniden birliktelik özlemi duyan Osmanlı memleketleri Müslümanları olarak Erbakan Babamız suretini daima hatıralarımızda korumak istiyoruz. Birleştiren Erbakan; bölen değil! Kurucu Erbakan, kendi siyasi zürriyetine rakip değil!
Sizin adınız bizim için şereftir, kıymetlidir. Lütfen heva ve hevesine kapılmış kimselerin isminizle oynamasına engel olun! Allah’ın yeryüzündeki sünneti gereğidir ki, öyle fertler ve babalar kılar ki onlardan sonra gelenler tamamlayıcı olur; inşa edilenin üstüne koyar. Şartlar bunu gerektirir. Tamamlayıcı halife, kurucu kimse için bir noksanlık değil övgü kaynağıdır. Erbakan’ın zürriyetinden Numan’ın hali de budur."
Cezayir Osmanlısı
Reşid b. İsa.