Prof. Dr. Recep Dikici’den hatıralar
Prof. Dr. Recep Dikici kısa kısa hatıralarını paylaşmaya devam ediyor. İşte onlardan biri
Bir zamanlar Taksim'de Seyahat Şirketi işleten Kültür ve Turizim Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan ve ben Tunus'a gittik.
Kütüphanelerde ilmi araştırma yaptım. Yıllar önce dedeleri Moda'dan Tunus'a gitmiş Türkçe bilmeyen yaşlı bir bayanın kiracılarıyla kaldım. Allah'ın hikmeti bunlardan biri, beni tanımıştı.
Tunus'ta üç husus, azami derecede hayretimi ve ilgimi celbetti. Birincisi, başşehri Tunus'taki el-Mektebetü'l-Vataniyye (Millî Kütüphane)'de okuma salonunda çalışırken gözlerim tavana ilişti. Bir de ne görevim, yıllar önce cihad için Tunus'a gidip şehid düşen 12 Türk askerinin isimleri eski harfle tavandaki mermere yazılmış. Seydisehirli İsmail, Tireli... şeklinde sıralanmıştı. Ecdâdımın buralara kadar gelip şehit düşmesi, beni ağlattı.
Daha sonra Zeytuniye Üniversitesi Kütüphanesinde çalıştım. İkincisi, Fransa'dan izine gelen ev sahibinin damadının "Her istediğim zaman, Resûlullah'ı baş gözümle görmezsem, kendimi Onun ümmeti saymam" diyen Ebu'l-Hasen-i Şazilî (ö.592/1196) Hazretlerinin Tunus'un ortasındaki tepede bulunan kabr-i şeriflerini ziyaret etmeme vesile olması. Bu arada İkinci Abdülhamid Hân'ın da, Şazilî Tarikatına intisâbı hatırlatılmalıdır.
Üçüncüsü, Prof.Dr. et-Temîmî'nin Tunus'un Sağvan şehrindeki tamamen Osmanlı dönemine ait kitapların bulunduğu "Osmanlı Araştırmaları Merkezi" e gittim ve bu Türk âşığı akademisyeni tebrik ettim. Burada araştırmacılara kalacakları yer bile inşa edilmiştir. Ahmet Misbah Bey geldi ve beraber döndük. İlim ve din yolcularına her kolaylığı sağlayan Allahü teala'ya sonsuz hamdü senâlar olsun.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.