Prof. Dr. Orhan Çeker'in sözleri çarpıtıldı
İslam Hukuku alanında yetişmiş ender İlim Adamlarından biri olan Orhan Çeker Hocanın çok sıradan bir beyanından dolayı, böyle bir muameleye maruz kalması, sağduyulu vicdanları yaralamıştır.
Malum Medya bugün, Orhan ÇEKER Hocanın sözlerini çarpıtarak, “açık giyinen bütün kadınlar tacizi ve tecavüzü hak ediyor” boyutuna getirdi. Halbuki Orhan Hocanın söyledikleri çok basit bir hukuki kaide idi. Cinayet suçunda bile “ağır tahrik” varken, taciz suçlarında böyle bir tahrikten niçin söz edilmez, diyordu. Kadını cinsel bir obje olarak görmekten hiçbir zaman vazgeçmeyen malum medyanın, Orhan Çeker Hocanın sözlerine mal bulmuş mağribi gibi sarılmasından daha doğal bir şey olamaz; yavuz hırsız, ev sahibini bastırır.
Bu olay medya açısından, gençlerin önüne idol olarak koyduğu yarışma kahramanlarından birinin, ahlaki değerleri ne kadar yitirdiğimizi gösteren vefatının bir rövanşı mıydı? Yoksa, Balyoz Tutuklamalarının karşısında oluşturulan yapay bir gündem miydi? Her ikisi de olabilir ya da malum medya her zamanki malum refleksiyle bu habere sarılmış olabilir. Bize göre, medyanın bu tavrında yadırganacak bir durum yok. Prof. Dr. Orhan ÇEKER’in de öyle insanları rencide edici bir beyanı yok. Tamamen uzmanı olduğu bir alanda, hukukun evrensel prensipleri içinde söylenmiş basit bir prensipten ibarettir. Kaldı ki malum medyanın idealize ettiği Batı hukukunda, örneğin İngiltere’de streç kot pantolon giyen bir kadının kendi rızası olmadan tecavüze uğrayamayacağı kararı verilmiştir. Kaldı ki Orhan Çeker Hoca, tecavüzden değil, sadece taciz olaylarından söz etmiştir.
İlim adamının uzmanlık alanında istediği görüşü beyan etme hakkı var, bunu kimse kısıtlayamaz. Hele ki akademik çevrede. Bu olayda asıl üzücü olan Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Süleyman Okudan’ın, ''YÖK Başkanım da bu konu üzerine duyarlı. Beni aradı. Hatta dekan sanmış. ‘Ne biçim dekanın var Süleyman şununla bir konuş…Tüm hanımefendilerden üniversitem adına özür diliyorum. Çeker'in açıklamaları kendisinibağlar, üniversitemin görüşü değildir. Bu konuda çok üzgünüm.” Sözleridir. Medyanın basit bir haber çarpıtmasından ödü patlayan Prof. Dr. Süleyman Okudan oligarşik bürokrasinin sesi olmuştur ve akademik özgürlüğe müdahale etmiştir. Böyle bir memur anlayışıyla üniversite yönetilmez, o üniversite de hiçbir bilim üretilmez. Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı da bu oligarjik bürokrasi kervanına katılan isimlerden biridir. Eğer Prof. Dr. Süleyman Okudan’ın beyanı doğru ise, YÖK Başkanı Yekta Saraç da aynı oligarjik bürokrasiyi yansıtan bir tepki ortaya koymuştur.
İslam Hukuku alanında yetişmiş ender İlim Adamlarından biri olan Orhan Çeker Hocanın çok sıradan bir beyanından dolayı, böyle bir muameleye maruz kalması, sağduyulu vicdanları yaralamıştır. Habername.com olarak, medyanın dolduruşuna gelerek, Prof. Dr. Orhan ÇEKER Hocayı linç girişimine ortak olan, akademik özgürlüğü, ilime ve ilim adamına olan saygıyı hiçe sayan üniversite yöneticilerini kınıyoruz.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
HABERNAME.COM
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.