Prof. Dr. Mim Kemal Öke, "Avrupa'da İslamofobi ve Türkofobi" başlıklı etkinlikte konuştu
"Yıllarca Batı dünyası hep düşmanlar yarattı. Komünizm bir düşmandı. Yeni bir düşman bulmak ihtiyacı çektiler. Bu düşman 'kızıl tehlike' yerine 'yeşil tehlike' oldu. Doğu ile Batı arasında bir kültür farkı var. NATO'nun ve onunla beraber...
İSTANBUL (AA) - Prof. Dr. Mim Kemal Öke, Üsküdar Belediyesinin sosyal medya hesaplarından yayınlanan "Avrupa'da İslamofobi ve Türkofobi" başlıklı söyleşide konuştu.
Öke, 24 Kasım Öğretmenler Günü vesilesiyle bütün öğretmenleri tebrik ederek, öğretmenler hakkında her zaman minnetle konuşmak gerektiğini söyledi.
Salgın döneminin geçici olduğuna dikkati çeken Öke, "Osmanlı döneminde sarayda, sokakta, tekkede yapılan derslere huzur dersleri denilirdi. Manevi bazı konular işlenilirdi. İnsanlara dinden bahsetmeye başladığımız andan itibaren 'Acaba koronavirüs bizim dini yapımızı nasıl etkiledi?' diye sorgulamamız gerekiyor. Bir virüs geldi diye Allah'a kızılır mı? Biz ekolojik olarak alemin bağışıklık sistemini çökerttik. Yaşadıklarımız bir imtihan." diye konuştu.
- "Doğu ile Batı arasında bir kültür farkı var"
Öke, insanlık tarihi boyunca güçlülerin hep düşmanlar yaratarak kitleleri sindirdiğini ve bu sayede kolayca onları yönetmeye çalıştığını belirterek, şunları kaydetti:
"Yıllarca Batı dünyası hep düşmanlar yarattı. Komünizm bir düşmandı. Yeni bir düşman bulmak ihtiyacı çektiler. Bu düşman 'kızıl tehlike' yerine 'yeşil tehlike' oldu. Doğu ile Batı arasında bir kültür farkı var. NATO'nun ve onunla beraber Batı dünyasının ayakta kalabilmesi için yeni bir düşman ihdas edilmesi gerekiyordu. Burada da İslam çıktı karşılarına. Bunu devlet politikası haline getirdiler. 21. yüzyılda bütün bu gelişmelere paralel olarak karşımıza İslamafobi adıyla ortaya konulan vakanın giderek şiddete dönüşmesinin arkasında da bunlar yatıyor. Liberalizmin bireyci, sadece kendini düşünen yığınları oluşturması sevgiyi insanların içinden çekip aldı. Artık terör ideolojiye bağlı değil, bireysel güdülere bağlı olarak ortaya çıkmaya başladı. Nefretin giderek egemen hale gelmesinden bahsediyoruz. Bütün bunların sonunda İslamafobi bir antipati unsuru olarak kalmadı karşımıza bir de antiislamizm kavramı çıktı."
Türklerin diğer Müslüman toplumlardan daha önce ve daha fazla Avrupalılarla ekonomik ve kültürel ilişkiler içinde olduklarını vurgulayan Mim Kemal Öke, Müslüman Türklerin, Batı dünyasında İslamofobi ile beraber Türkofobiye de maruz kaldığını dile getirdi.
- "21. yüzyılın yükselen değeridir Türkiye Cumhuriyeti"
Mim Kemal Öke, Türklere ve İslam'a karşı tepkili olan Batılıların tarihsel bir aşağılık kompleksi yaşadığına işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hep yenilmiş olmanın ezikliği bugün Türkofobi olarak karşımıza çıkıyor. Anadolu'nun Malazgirt'ten İzmir'e kadar Türk yurdu olması onların zihinsel, kültürel ve psikolojik olarak kabul edebilecekleri bir durum değil. Bugün Türkiye'nin 80 milyonu aşkın genç yoğunlukta bir nüfusu var. Avrupa yaşlanmış ve övündüğü değerlerini kaybetmeye başlamış. Avrupalıların kendileri de yozlaştıklarını ve soysuzlaştırını kabul ediyorlar. Bir Beethoven ya da Mozart ortaya koyabiliyorlar mı? Hepsi tarihte kalmış. Genç, dinamik, girişken bir Türkiye geliyor. Kendi içimizde biz kendimizi ne kadar tenkit etsek de dünyanın ilk 20 ekonomisinin içindeyiz. Bizim iş insanlarımız her gittikleri yerlerde büyük ihaleler alıyorlar. Yani iktisadi açıdan da Türkiye'nin potansiyeli onları çok rahatsız ediyor. 21. yüzyılın yükselen değeridir Türkiye Cumhuriyeti."
Türkiye Cumhuriyeti'nin hem Türk hem de İslam dünyası için çok önemli bir konumda olduğunu ifade eden Öke, Batılı devletlerin Türk ve İslam birliğini önleyici politikalarının farkında olmak gerektiğini vurguladı.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.