İŞTE O YAZI:

13 yıllık iktidarı boyunca her türlü manipülasyon, komplo ve tezgâh ile Ak Parti’yi alaşağı edemeyenlerde oluşan omurga dejenerasyonu artık gözle görülür hale geldi. Dün kara dediklerini bugünlerde aklamak için yapmadıkları rezillik kalmadı. Alman sermayesiyle kurdukları medya karteline, “Türkiye Türklerindir” diyerek halk yığınları ile aralarına görünmez Berlin Duvarları inşa etmişlerdi. Onlara boyun eğen başbakanları pijamayla uğurlarlar.. Onların hoşuna gitmeyenleri ise, sanatçı da olsa “şerefsiz” tezahüratlarıyla ülkeden kovdururlardı..

Bu hal üzerineyken bünyelerini ele geçiren “fil hastalığını” büyüklük olarak gördüler. Bir yıkımın içinde olduklarını fark etmeleri çok sürmedi. Hastalık onların bazı yayın organlarını ve yazarlarını kaybetmelerine neden olsa da ruhlarına sirayet etmişti bir kere. Kâh ülkenin seçilmişlerine “anasını satan zihniyet” dediler, kâh oy hakkını özgürce kullanan seçmene “makarnacı”. Dağdaki çoban ile eşit görmedikleri oylar; onları iktidara getirmeye yetmiyordu.

“Mesele ağaç değil” diyerek ağızlarından kaçırsalar da niyetlerini onlarca gencin ölümü ve milyonlarca liralık zarara sebebiyet verip, ülkenin gidişatına sekte vuranları ekranlardan indirmediler. “O TOMA’nın altında yatmaktan başka çaremiz yok” diyerek, hedef göstermekten geri kalmadılar.

Yine de olmuyordu. Yıkamıyorlardı bir türlü o “muhtar bile olamayacak” dedikleri Tayyip”i.

Sonra bir “kurtarıcı” buldular..

Kurtarıcının kod adı Sılho idi. “Serhildan” der durur zaten. Ağzı iyi laf yapar, eli saz tutar, sözü kimseye geçmez ama verilen emirleri de harfiyen yerine getirir.

Hemen harekete geçtiler. Önce bir masa etrafına oturtup, “Hürriyet” için gerekli direktifleri verdiler. Sonra da “halk okumaz ama iyi izler” diyerek geçici olarak bilinçaltlarında değişikliğe gittiler ve CNN Kürt (Vatansever Müslüman Kürt kardeşlerimizi tenzih ederiz) diye çevirdiler kanalın yayın akışını şappadanak..

Tarafsız Bölge’de “Saz sürprizi” diye bir bağlama verdiler eline, alta da “HDP’YE OY VER KURTUL” yazdılar.

“Seni Başkan yaptırmayacağız” diye bir de ezber yaptırdılar. Makbul olanı 3 kez söylenmeli diye de tembih etmeyi ihmal etmediler.

Dedikleri oldu. Sahiden de Başkan yaptırmadılar! “Birlikte iyi salladık” diye şecaat arz ettiler, ana muhalefetin vekiliyle.

Milli Birlik ve Kardeşlik Projesini yüreklere gizledi müminler.

Çözüm sürecini de daha fazla ısıtmasın barutun ateşi diye, buzdolabına koydu mimarı.

Ay yıldızlı bayrağa sarılı tabutlar çıktı meydanlara. Vedalaşırken dağlandı yürekler. Gözyaşlarımız kan damlıyor ama geçecek, zafer yakındır!

Şanlı ordumuz ve ülkemiz için dua etmeyi ihmal etmeyelim. Diğer taraftan da boş durmayalım etrafımızdaki “Alçakları tanıyalım” biraz.

“Tanırız elbet” dediğinizi duyar gibiyim. Ama biz yine de yazalım bildiklerimizi;

• Sekiz Mehmedimizi şehit ettikleri halde, Hür iradesiyle PKK yapmamıştır diyen Ayşe,

• “PKK’nın ne suçu var” demeye getirerek; “Evet terörü kınayalım, saldırıları kınayalım. Ancak legal bir partiyi kriminalize etmek doğru mu bunu da soralım” diyen Nevşin Mengü..

• Diyarbakır’da 4 kişinin ölümüne sebep olan saldırıdan sonra HÜDA-PAR Diyarbakır İl Başkanı Şeyhmus Tanrıkulu, ile yaptığı telefon bağlantısında, olayın provokasyon olabileceğini söyleyen Mirgün Cabas! O Cabas ki; makamında savcı şehit eden DHKP-C’lileri yuhalatmayacak kadar da hümanist(!) tweetler atmıştır.

• Terör örgütü PKK’nın Suriye kolu PYD’nin “kanlı bir terör örgütü” olduğunu söyleyen Erdinç Yazıcı’nın konuşmasını bölüp, “Yanlış anlaşılmasın PYD’yi mi IŞİD’i mi kastediyorsunuz? Sürç-i lisan mı ettiniz?” diye düzeltme yapma pişkinliği gösteren Şirin Payzın!

• CNN Türk ekranlarında terör örgütü PKK’yı özgürlük savaşçısı olarak kabul edip, HDP’ye adeta toz kondurmayan T24 yazarı Celal Başlangıç!

• Gömlek giydiği için Doğan Haber Ajansı’na röportaj verebilen silahlı örgüt üyesi Yılmaz B.

Ve daha sayamadıklarımız…

CNN Türk şahsında Doğan Medya bu kadar çalışır da PKK ve onun yayın organı Özgür Gündem gazetesi de boş durur mu? Onlar da 3–5 PKK kanalının yayın akışının verildiği televizyon sayfasının kalpleri kadar kirli bir köşesini ayırmışlar CNN Türk’e. Ne de olsa propagandalarını yapan ve onlara koşulsuz destek veren bir kanal-izasyon. Aydın Doğan’a nasıl bir imtiyaz vaat edildi, bilmiyoruz. Bir sabah uyandıklarında içlerinde kendi kendine PKK sevgisi mi yeşerdi, inanmıyoruz. PKK ve HDP intihar etmeye niyetlendi de Doğan Medyası onları gaza mı getiriyor, sanmıyoruz. Ak Parti ve PKK’yı birbirine vurdurtup ülkenin onlara kalacağını varsaymış olamazlar. O zaman akla gelen tek soru şu; Aydın Doğan ve kulları PKK borazanlığı ile neyi amaçlıyorlar?

Zekeriya Say - İstanbul