PKK silah bırakmaz, Öcalan 5 yılda çıkar

PKK silah bırakmaz, Öcalan 5 yılda çıkar

Kürt politikalarının şekillendiği Washington Kürt Enstitüsü'nün başındaki Dr. Necmeldin Kerim'e göre PKK silah bırakmaz ve dahası...

Nagehan ALÇI'nın haberi

Kürt politikaları Erbil'den olduğu kadar Washington'dan da şekillenir. O politikaların şekillenmesinde Washington Kürt Enstitüsü önemli bir merkezdir. Merkezin başında  Dr. Necmeldin Kerim yer alır. Kerim, Molla Mustafa Barzani'nin en güvendiği isimlerden biriydi. Halen Barzaniler'e çok yakın. PKK'nın iç dinamiklerini ve karar mekanizmalarını iyi tanıyor. Kerim'e göre Erbil'de düzenlenecek toplantı gerçeküstü beklentilere yol açtı.
Celal Talabani'nin oğlu Kubat ise Washington Kürt Bölgesel Yönetimi temsilciliğini yürütüyor. Bir nevi, ABD yönetimi ve Erbil arasındaki iletişimi sağlıyor. Talabani, Obama yönetiminden umutlu bir portre çiziyor. ABD, Irak'tan çekildikten sonra Kürt bölgesinde bir üs istediklerini saklamıyor ancak ne derse desin Kürtlerin, Washington'da eski forsları yok. Talabani'nin ofisinde asılı duran '2009 hedefleri' durumu ele veriyor. Hedefler, 'Kürt bölgesine heyet götürmek, Washington'da kültürel etkinlik düzenlemek' gibi maddelerin ötesine geçemiyor.

PKK silah bırakmayacak
Kürt politikalarına yön veren isimlerden Kerim'e göre tek bir toplantıyla PKK'nın ateşkes ilan etmesini beklemek hayal. Kerim, 'Sorun sadece Türkiye ile çözülür' diyor

Kürt siyasetine yön veren bir isimsiniz. Nisan sonunda Erbil'de toplanacağı söylenen Kürt Kurultayı iddia edildiği gibi, PKK meselesini bitirecek mi?
Dürüst olmak gerekirse özellikle Türk basınından gelen haberlerin, gerçeklerden ileride olduğunu düşünüyorum. Öncelikle henüz toplantıya katılmaları için insanlara davetiye gitmedi. Nisanda ne olacağı henüz belli değil.

Böyle bir toplantı olmama ihtimali var mı?
Toplantı olacak ama nasıl bir toplantı olacak? O toplantıda, PKK'ya silah bıraktırılacağı ya da en azından ateşkese ikna edileceği söyleniyor. Yapılmamış bir toplantıdan hangi sonucun çıkacağını nasıl biliyorlar?
ABD, Türkiye, Bağdat hükümetleri ve Kürt Bölgesel Yönetimi'nin bir plan üzerine anlaştığı ve bunun sonucunda PKK'nın bitirileceği söyleniyor. İddia buradan geliyor.
Washington, Ankara, Tahran ve Erbil hükümetlerinin böyle bir toplantıda bir araya gelecekleri yönünde bir bilgi henüz yok ki. Farklı Kürt gruplar bir araya gelip Kürt meselesini konuşacaklar, bu bağlamda PKK da ele alınacaktır ama ABD hükümeti işin içinde değil.

AF İÇİN ÇOK GEÇ
Peki, ya Celal Talabani'nin açıklamaları? 'PKK ateşkese ikna edilecek' dedi.
Bu toplantıda bir ateşkes çağrısı yapılabilir ancak örgüte silahı nasıl bıraktıracaklar? Bu olmaz, olmayacak. Silahlı ya da değil hiç bir direniş grubu 'Hadi o zaman silah bırakalım' demez.
O yüzden de bazı şartlardan bahsediliyor...
Bu mesele, Türkiye'nin meselesi. Bu yüzden yalnızca PKK ve Türk hükümeti arasında çözülebilir. Tabii ki doğrudan PKK olmaz ama onun adına temsilcilerle... Türkiye PKK'yı hep Kandil'de arıyor ve büyük bir yanlış yapıyor.

PKK'ya aftan bahsediliyor. Bu, ateşkes için yeterli değil mi?
 Artık değil. Öcalan yeni yakalandığında olabilirdi. O zaman Abdullah Gül Başbakan'dı, Washington'a gelmişti. Mehmet Ali Birand da buradaydı. O zaman Birand'a bir röportaj vermiş ve 'Af sorunu çözer' demiştim. Artık çözmez.

O zamandan beri ne değişti?
Öcalan yakalandığında güçlerini ateşkese davet etmişti. Örgüte Türkiye'yi terk etmesini söylüyordu, dengeler altüst olmuştu. Şimdi ise örgüttekiler daha bağımsız hareket edebiliyorlar. Artık her şeyi Öcalan kontrol etmiyor.

Örgüt içinde güçlenenler bir anda her şeyi bırakıp gitmeyi neden istesin?
Onların ateşkese razı olmaları için ne lazım?
Politik adımlar atılacağının garantisi... Anayasada değişiklikler, Kürt kimliğinin garantiye alınması, bir de Öcalan'ın hapishanedeki durumunda iyileştirme yapılması; yalnızlığından kurtarılması vesaire. Zaten 5 yıl içinde, onun serbest bırakılacağını düşünüyorum. Türkiye o yönde ilerliyor.

TALABANİ İSTEDİ DİYE OLMAZ
PKK ne istiyor?
Bir çözüm, bir teslimiyet değil.
Öyleyse kendiyle çelişiyor, çünkü geçtiğimiz günlerde konferanstan çıkacak herhangi bir çözüm önerisini kabul etmeyeceğini açıkladı...
Evet, çünkü çözüm olarak önerilen şey onlar için teslimiyet demek.
Bölgedeki destekleri kesilse zaten kendiliğinden yok olmaz mı örgüt?
Hayır, olmaz. Irak'taki Kürt bölgesinde gruplar hiçbir destek olmadan 70'lerde, 80'lerde ayakta kaldılar. Kimyasal silahlara rağmen yılmadılar. Barzani ve Talabani bunu iyi bilirler. Üstelik PKK Türkiye menşeli. Yani oradan çözüm lazım. İki taraf arasında Ahmet Türk gibi arabulucular kullanılmadan bitmez.
Resim böyle ise neden başka türlü bir portre gösteriliyor?  Sanki iki kamp mevcut: Türkiye, Barzani ve Talabani PKK'ya karşı. Bu tablo gerçekçi değil mi?
Hayır, gerçekçi de değil, doğru da... Talabani bu tabloda arabulucu olmak istiyorsa adil davranmalı. Talabani öyle söylediği için PKK dağılmaz. Bunu o da biliyor. 1992'yi hatırlayın. Türkiye, KDP, KYB hep birlikte PKK'nın üzerine gitmişlerdi. Ne oldu? Örgüt daha da güçlendi. Bence, Talabani yaptığı açıklamalarla asıl PKK'yı iknaya çalışıyor.
Üzerinde konuşulan plan şöyle: PKK'nın silahlı eylemlerinde yer alanlar Kürt bölgesinde kalıp, siyasi faaliyet gösterebilecek, diğerleri eve dönecek ya da bir İskandinav ülkesine gidecek. Bu plana itirazınız var mı?
Teorik olarak kulağa hoş geliyor ama realite başka. Ne derseniz deyin, PKK Kürtler adına hala Türkiye'deki en büyük güç. Binlerce takipçileri var. Bu etkiyi sürdürmek istiyorlar elbette. Böyle bir plana razı olmazlar.

Zana Planı
Sizin 1990'ların sonunda üzerinde çalıştığınız bir plan vardı. Neydi o plan?
Öcalan yakalanmadan önce Leyla Zana'yı hapisten çıkarma planımız vardı. Mitterand hükümeti ile görüşüyorduk. Mitterand, karısı ve Richard Holbrooke da işin içindeydi. Bir deklarasyon yayınlanacaktı. Zana hapisten çıkıp, Elise Sarayı'nda Mitterand ile buluşacaktı ve birlikte Helmut Kohl'e gideceklerdi. Mesut Yılmaz Başbakan'dı ve bu planı biliyordu.

Sonra ne oldu?
Zana arkadaşlarını içeride bırakarak hapisten çıkmayı kabul etmedi.
Etse bugünkü resim nasıl olurdu?
Bunu tahmin etmek zor ancak o dönem basında büyük yer alacaktı bu girişim. PKK ne hissederdi bilmiyorum. Sanırım, Zana'nın bu kadar popülerleşmesinden hoşlanmazdı. Sonra Öcalan yakalandığında onu İtalya'da ziyaret ettim. Bana savaşı kesip, siyasi mücadeleye geçmekten bahsetti. Ama sonrasında işler hızla değişti. Tutuklanıp Türkiye'ye   getirildi. İşte o dönem af çıksa işe  yarardı.

ABD'nin Kürt bölgesinde üs kurmasını istiyoruz
Celal Talabani'nin oğlu Kubat, 'Türkiye ile gelinen diyalog seviyesinden memnunuz' diyor
ABD'de yeni bir yönetim var ve Irak'tan çekilme planları yapılıyor. Bir yıl öncesine kıyasla kendinizi nasıl hissediyorsunuz?
Karmaşık duygular içindeyim. Bir sene öncesine göre çok farklı meselelerle karşı karşıyayız. Her şeyden önce geçtiğimiz seneye göre Türkiye ile ilişkiler inanılmaz bir gelişme içinde. Diyalog seviyesinden çok memnunuz. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Neçirvan Barzani'nin Bağdat'taki buluşması da bunun bir kanıtı.

Cumhurbaşkanı Gül'ün 'Kürdistan' kelimesini telaffuz edip etmediği ile ilgili tartışmaları nasıl buluyorsunuz?
Bu, toplantının içeriğine gölge düşürmemeli. Aşın bunları artık. Bizim ismimiz 'Kürdistan Bölgesel Yönetimi'. Bu, anayasada da yer alıyor.

 Kürtler için dengeleri değiştirecek bir gelişme söz konusu. ABD'nin Irak'ı terk ediyor oluşunu nasıl karşılıyorsunuz?
Irak'ın, ABD ile güçlerin statüsünü belirleyen bir anlaşması var. O devam ediyor. Başkan Obama da çekilme politikası hakkında gayet net. Görünen o ki ABD en az birkaç yıl daha Irak'ta.

2011'de tamamen çekilmiş olacak, değil mi?
Öyle deniyor ama bu yılın sonunda Irak'ta hala Afganistan'dakinden daha fazla ABD askeri olacak. Amerika'nın öyle bir anda Irak'tan çıkmasını beklemiyorum... Diplomatik birçok çabaya girecektir.  O nedenle 'sorumlu çekilme'den bahsediliyor.

'Sorumlu çekilme' ne demek?
Giderlerken arkalarında bir karmaşa bırakmayacaklar demek. Bizim umduğumuz da bu.

Kürt bölgesinde bir üs bırakmak da buna dahil mi?
Olabilir. Biz bunu istiyoruz. Her türlü ABD gücünün, Kürt bölgesi sınırlarında olmasını memnuniyetle karşılarız.
Böyle bir üs sizi bölgede İsrail gibi antipatik yapmaz mı?
Sanmam. Bu üs komşulara yönelik olmayacak. Irak'ın yeniden yapılandırılması için olacak. Hala ülkede yapılacak çok iş var. Yakın zamanda, 2011'den sonra ABD'nin Irak'ta nasıl bulunacağı üzerine görüşmeler başlamasını bekliyoruz.
Öte yandan yeni yönetim, Kürtlere eskisi kadar yakın değil sanki. Washington'daki Nevruz resepsiyonunda yönetimdeki etkin isimler yoktu.

Bush ile ittifak yaptığınız için dezavantajlı konuma düştünüz gibi bir hava var...
Buna katılmıyorum. Biz hem Cumhuriyetçiler hem de Demokratlarla iyi geçiniyoruz. Zaten ilişkilerimiz kişilerin ötesinde, kurumsallaşmış. Ancak yeni yönetimin başında şu an çok sorun var. Dünya Irak'ın etrafında dönmüyor. Bunu anlıyoruz.

Yani ABD'ye güveniyor musunuz? Tarih bunun çok da doğru olmayabileceğini söylüyor...
Güven, diplomaside kullanılmayacak kadar güçlü bir kelime. Sonuçta Irak, ABD için hala önemli. Kürdistan bölgesi de Irak için. Bu da Kürdistan bölgesini, ABD için önemli yapıyor. Sanırım Washington bunun farkında.

(Akşam)

Etiketler :