PKK için 6 milyon Euro toplandı
Başbakan Tayyip Erdoğan, AB üyeliği, terörle mücadele ve uyum politikaları sebebiyle Alman hükümetine yüklendi.
Türkiye'nin AB'ye tam üyeliğine karşı çıkan Almanya Başbakanı Angela Merkel ile Berlin'de bir araya gelen Erdoğan, tarihten gelen ilişkilere dikkat çekerek, Ankara'nın üyeliğine en güçlü desteği vermesi gereken ülkenin Almanya olduğunu söyledi.
Türklerin Alman toplumuna entegrasyonunu desteklediğini ancak asimilasyonu insanlık suçu olarak gördüğünü belirten Erdoğan, sözü terör konusuna getirerek, "Tüm belgelerini, bilgilerini, somut delillerini ortaya koyduğumuz halde Avrupa'da terör örgütünün faaliyetlerine gösterilen müsamahaya anlam veremiyorum." dedi. PKK'ya sadece Almanya'da 6 milyon Euro toplandığını ifade eden Erdoğan, Alman hükümetinden bu konudaki hassasiyetlerini artırmalarını istedi. Almanya Başbakanı Merkel ise eleştirilere "Bu konuda Türkiye'nin yanında olduğumuzu bir kez daha söylemek istiyorum." cevabını verdi.
Erdoğan, Tempodrom'da düzenlenen 'Göç, toplumu nasıl değiştiriyor?' konulu oturumda yaptığı konuşmada, "Bizi anlamasını, bize destek vermesini umduğumuz, tarihten ve bugünden kendimize yakın gördüğümüz Almanya'nın, AB sürecinde bize daha güçlü şekilde destek vermesini bekliyoruz. Hele hele tüm belgelerini, bilgilerini, somut delillerini ortaya koyduğumuz halde, Avrupa'nın kimi ülkelerinde terör örgütünün faaliyetlerine karşı gösterilen müsamahaya hiç ama hiç anlam veremiyoruz. İnsanlığa, demokrasiye ve barışa kasteden terör örgütüyle mücadelede Türkiye'nin yalnız bırakılması, vicdanları yaralamakta, Avrupa ülkelerinin inandırıcılığını sarsmaktadır." diye konuştu. 'Küçük düşünen liderler AB'yi küresel bir aktör haline getiremez.' sözleriyle Merkel ve Fransa lideri Nicolas Sarkozy'yi hedef alan Başbakan, Berlin'in AB sürecinde öncü rol oynamasını istedi. Kıbrıs sorunu ve 1915 olaylarına dair Ermeni iddiaları gibi uluslararası konularda da Almanya'nın Türkiye'nin yanında yer almasını talep etti.
Erdoğan, Berlin'de Almanya'daki göç ve uyum tartışmaları konusunda da önemli mesajlar verdi. Türklerin Alman toplumuna entegrasyonunu 'kayıtsız şartsız' destekleyen Erdoğan, Türk kökenli vatandaşları, Almancayı öğrenmeye ve Alman vatandaşlığına geçmeye teşvik etti. Ancak ırkçılık ve ayrımcılık kadar, asimilasyonun da insanlık suçu olduğunu vurguladı. Küreselleşen dünyada, farklılıkları reddeden fanatik yaklaşımların değil, bir arada yaşamanın kazanacağını ifade etti. Entegre olunan tarafın da anadilin öğrenilmesine, öğretilmesine; kültür ve geleneklerin muhafaza edilmesine saygı duyması gerektiğini belirtirken, "Alman vatandaşlarını Türk vatandaşı olmaya davet ediyorum. Takdir edersiniz ki entegrasyon tek taraflı değildir." dedi.
Erdoğan, tarihten referansların yanı sıra rakamlarla da iki ülke arasındaki özel ilişkiyi anlattı. 2010'da Türkiye ile Almanya arasındaki dış ticaret hacminin 25 milyar Euro'ya ulaştığına, iki ülkenin birbirinin en büyük ticaret ortağı olduğuna dikkat çekti. Alman işadamlarının, Türkiye'deki 4 bin yatırımla, en büyük uluslararası yatırımcı olma özelliğine sahip olduklarını hatırlattı. Almanya'da ise 72 binin üzerinde Türkiye kökenli işverenin, 33 milyar Euro ciro hacmiyle, 350 bin kişiye istihdam sağladığını aktardı.
Bizim kaleye atmadıkça Mesut'un gollerine seviniyoruz
Başbakan Erdoğan, Almanya'ya göçün 50. yıldönümünde düzenlenen oturumda Türklerin bu ülkeye sağladıkları katkıları anlattı. Erdoğan'ın Alman Milli Takımı'nda oynayan Mesut Özil'i örnek gösterirken sarf ettiği sözler salondaki herkesi gülümsetti: "Fatih Akın'ın filmleri, Almanya'nın olduğu kadar Türkiye'nin de gururu. Türk Milli Takımı'nın kalesini hedef almadığı sürece, Mesut Özil'in attığı her golle bizler de havalara uçuyoruz."
'WIR SIND ZUSAMMEN'
Başbakan Erdoğan, Berlin'de Türklerin Almanya'ya zenginlik kattığını anlatırken hamam örneğini verdi. Erdoğan, "1961'de Almanya'da hamam yoktu, ama bugün Almanya'da hamam var. Bu da Almanya için ayrı bir kazanımdır." dedi. Almanya'daki Türkler için çifte vatandaşlık isteyen Erdoğan, "Ne Türkiye ne de Almanya tarihi, birbirinden bağımsız olarak yazılamaz. Ne Almanya Türkiye için 'acı vatan'dır ne de Türkler, Almanya için 'göçmen işçiler'dir. Bizler, tarihin bizi her açıdan yakınlaştırdığı iki ayrı milletiz. Biz birlikteyiz. Yani, 'wir sind zusammen'." şeklinde konuştu. Alman Şansölyesi Angela Merkel ise Erdoğan'ın aksine çifte vatandaşlığa karşı çıkarak bunun uyum ile pek ilgisi olmadığını ifade etti.
Aile birleşiminde Almanca zorunluluğunu eleştirdi: Sevgi hangi dili konuşur?
Başbakan Tayyip Erdoğan, Alman Bild Gazetesi'ne verdiği demeçte Türklerin Almanya'ya yerleşmeden önce Almanca öğrenmesi zorunluluğunu eleştirdi. Erdoğan, "Bir Türk genci Türkiye'den bir kızı severse ve onunla evlenmek isterse, bu bir hata olarak görülüyor. Çünkü Alman hükümeti bu kadınların önceden Almanca öğrenmesini istiyor. Söyleyin bana, sevgi hangi dili konuşur? Kim Almanca bilmeyi en önemli ön şart olarak belirlerse insan haklarını ihlal eder. AB yönetmenliklerinde böyle şartlar yok." dedi. 700 bini Alman vatandaşı olan yaklaşık 3 milyon Türk kökenlinin çifte vatandaş olmasını tercih ettiğini kaydetti. Erdoğan, Türkiye'nin AB üyeliğinin Almanya'daki Türklerin entegrasyonuna da büyük katkı yapacağını belirtirken, AB sürecince Almanya tarafından yarı yolda bırakıldıkları hissi taşıdıklarını söyledi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.