Petrol fiyatları yükselişte
ABD, petrol fiyatını yükselterek Çin'in hızlı büyümesini frenliyor.
Geçen yıl başından bu yana ateşi bir türlü düşmeyen petrolün varil fiyatı yeni rekorlara yelken açmaya devam ediyor.
ABD ham petrolü dün bir ara 135,04 dolara çıkarak rekorunu yenilerken Brent petrolü de 134,51 dolara kadar yükseldi. Petrol üreten ülkelerin üye olduğu OPEC, yükselişin arkasındaki sebebin spekülasyon ve zayıf dolar olduğunu açıkladı. Kuruluş, böylece 'üretimi artır' yönündeki taleplere olumlu cevap vermeyeceğini de duyurmuş oldu. Uzmanlara göre 2007 başında 50 dolara kadar düşen ham petrolün varil fiyatının günümüzde 135 dolara tırmanmasının altında 'soğuk malî savaş' yatıyor.
Öne sürülen teze göre ABD, petrol fiyatlarını artırarak, 'yükselen güç' olarak tanımlanan Çin, Hindistan, Malezya gibi Uzakdoğu ülkelerinin büyümesini yavaşlatıyor. Bu arada söz konusu ülkeleri petrol satın almak için yüksek miktarda Amerikan Doları bulundurmaya zorluyor.
Dolayısıyla petrol fiyatlarının hız kesmeden yükselişi ABD ekonomisine yarıyor. İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Şamil Şen, ortaya çıkan bu durumu 'yeni dehşet dengesi' olarak tanımlıyor. Şen, Çin'in, elinde bulunan döviz rezervi ile hazine kağıtlarını yeri geldiği zaman bir tehdit unsuru olarak kullanabileceğini ifade ederken, buna karşın Amerikan yönetiminin elindeki en büyük silahın petrol fiyatları olduğunun altını çiziyor.
Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Direktörü Güven Sak ise Çin, Hindistan, Tayvan, Güney Kore gibi Asya ülkelerinin dış ticaret yoluyla ciddi bir döviz rezervine ulaştığını ve bu sayede 1973 ve 1979 petrol krizlerinde uğradıkları kayıplara bu sefer uğramadıklarına dikkat çekiyor. "Bu ülkeler ciddi anlamda tasarruf fazlasına sahipler ve bu sayede ham petrolün varil fiyatı kaç paraya çıkarsa çıksın, bundan çok fazla etkilenmiyorlar." diyen Sak, bu durumun orta ve uzun vadede enflasyon ve buna bağlı olarak rekabet kaybına neden olabileceğinin altını çiziyor.
Ekonomist Mahfi Eğilmez, yaşanan 'soğuk malî savaş' çerçevesinde ilginç bir dengenin oluştuğunu ifade ediyor: "ABD, Asya'dan ciddi anlamda ithalat yapıyor. Bunun karşılığında dolar ödüyor. Çin'in bu dolarları tüketim potansiyeli zayıf olduğu için ya rezerv olarak tutuyor ya da ABD hazine kâğıtlarına yatırarak değerlendiriyor. ABD, Çin'den ithalatı durdursa Çin dizleri üzerine çöker, Çin de ABD kâğıdı almasa ABD batar. Petrol burada dehşet dengesinin yumuşak karnını oluşturuyor. Fiyatlardaki artış Asya ülkelerini merkez bankalarında daha çok Amerikan doları tutmaya zorluyor. Onlar da dolar elde edebilmek için ABD'ye daha çok mal satmak ve Washington ile daha iyi ilişkiler içinde bulunmak zorunda kalıyor."
Bu arada Çin'in elinde önemli miktarda ABD tahvili bulunuyor. Mart 2008 itibarıyla 2,5 trilyon dolara ulaşan Amerikan dış borcunun 1,4 trilyon dolarlık kısmı Asya ülkelerine. En büyük alacaklı 600,7 milyar dolarla Japonya. Çin 551,5 milyar dolarla ikinci sırada. Çin'in halen 7,8 milyon varil olan günlük petrol tüketiminin 2030 yılında 19,1 milyon varil gibi tarihî bir seviyeye ulaşması bekleniyor. Uzmanlar, "Bu durum, elindeki fazla dövizi ABD kağıtlarında değerlendiren ve 'gerektiği zaman bunu satarak ABD'yi çökertiriz' tehdidinde bulunan Pekin yönetiminin hareket kabiliyetini ciddi anlamda azaltıyor." diyor.
Son 3 yıldaki petrol talebinin yarısı Çin'den kaynaklandı
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'nun (EPDK) BP enerji raporu, ABD enerji istatistikleri ve Uluslararası Enerji Ajansı verilerine dayanarak hazırladığı '2007 Petrol Piyasası Sektör Raporu'na göre, geçen sene dünya ülkelerinin günlük toplam petrol talebi 85,59 milyon varil düzeyinde oldu. Bu miktarın 20,70 milyon varil ile yüzde 24,2'si ABD'nin, 7,68 milyon varil ile de yüzde 9'u Çin'in talebinden kaynaklandı.
Dünya toplam petrol arzı ise 2005 yılında 84,63 milyon varil/gün, 2006 yılında 84,60 milyon varil/gün, 2007 yılında ortalama olarak günlük 84,64 milyon varil düzeyinde istikrarlı olarak gerçekleşti. Toplam petrol rezervinin 914,6 milyar varili OPEC ülkelerine ait. Dünyanın en büyük petrol kullanıcısı ABD 29,9 milyar varillik rezerve sahip bulunuyor.
Dünya petrol talebi 2006 yılında bir önceki yıla göre yüzde 1,3 arttı, aynı dönemde Çin'in petrol talebi ise yüzde 8,2 arttı, dolayısıyla Çin'in petrol talebindeki artış, dünya petrol talebindeki artışın çok üzerinde bir oranda gerçekleşti. 2005-2007 dönemindeki dünya petrol talebindeki artışın yaklaşık yarısı Çin'den kaynaklandı. Uzakdoğu'daki petrol talebinin dünya petrol talebindeki dalgalanmalardan bağımsız bir şekilde, sürekli ve yüksek oranlarda artış eğiliminde olduğu da görüldü.
Zaman - Ufuk Şanlı