OYAK'a Delil Karartma Operasyonu
'Danıştay saldırısı öncesine ait kamera kayıtlarının silindiği' yönündeki TÜBİTAK raporunun ardından dün Ankara, Zonguldak ve İstanbul'da 21 ayrı adrese operasyon düzenlendi.
Aralarında OYAK Savunma Güvenlik Sistemi (SGS) Genel Müdürü Orhan Çoban'ın da bulunduğu 9 kişi gözaltına alındı. OYAK Genel Müdürü Coşkun Ulusoy'un da evinde arama yapıldı.
Ergenekon kapsamına alınan Danıştay saldırısı soruşturmasında dün önemli bir gelişme yaşandı. 17 Mayıs 2006'daki Danıştay saldırısı öncesine ait güvenlik kamera kayıtlarının silinmesiyle ilgili yürütülen soruşturma kapsamında dün OYAK personeli 9 kişi gözaltına alındı. OYAK Savunma Güvenlik Sistemi (SGS) Genel Müdürü Orhan Çoban ve şirket yöneticilerinden Mustafa Tarık Özyılmaz da bu isimler arasında bulunuyor.. İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Muammer Akkaş'ın talimatıyla Ankara, Zonguldak ve İstanbul'da 21 ayrı adrese eşzamanlı operasyon düzenlendi. Yapılan aramalarda, 6 jammer cihazı ile çok sayıda bilgisayar hard disklerinin imaj kayıtları alındı.
Arama yapılan yerler arasında OYAK Genel Müdürü Coşkun Ulusoy'un, İstanbul Etiler Cengiz Topel Caddesi Gürsel Sokak'taki ofisi de vardı. Ulusoy'un gözaltına alınmadığı fakat ofisi ve evindeki aramaların devam ettiği öğrenildi. Ankara'da ise Sabri Çarmıklı ve Halil Osman İrmişin ev ve iş yerinde arama yapıldı. TÜBİTAK, 19 Ocak 2010 tarihinde savcılığa gönderdiği raporda Danıştay saldırısına ait güvenlik kamera kayıtlarının silindiğini belirtmişti. Bu rapor üzerine özel yetkili savcılık olayla ilgili soruşturma başlatmıştı.
Özel yetkili İstanbul cumhuriyet savcılarından Muammer Akkaş'ın yürüttüğü soruşturma kapsamında arama yapılan noktalar arasında OYAK Genel Müdürü Şerif Coşkun Ulusoy'un Ankara'daki işyeri de vardı. Ulusoy ile ilgili herhangi bir gözaltı kararı bulunmadığı ifade edildi. Etiler'de Ulusoy'un ofis olarak kullandığı iddia edilen adreste 08.00'de yapılan arama 19.40 sularında tamamlandı.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, '3-17 Mayıs 2006 tarihleri arasında Danıştay binasının güvenliği ile ilgili kameraların arıza nedenlerinin, hangi tarihlerde OYAK Güvenlik şirketine bildirildiği, ayrıca bu tarihler dışında kameraların arıza yapıp yapmadığına' ilişkin bilirkişi incelemesi istemişti.
Rapor, mahkemenin 21 Nisan 2010 tarihindeki duruşmasında açıklandı. Naip hakimi Hüsnü Çalmuk tarafından atanan TÜBİTAK'ta görevli bilirkişi Hayrettin Bahşi'nin hazırladığı raporda, hard disklerin incelendiği, bunların Danıştay binasında kullanılan hard diskler ve hard diskte teknik bir bozukluk olup olmadığı, kayıtların orijinal ve içerisinde silinmiş veri bulunup bulunmadığı, varsa bu verilerin geri getirilmesinin mümkün olup olmadığının tespitinin yapıldığı kaydedilmişti. Raporda, yapılan incelemeler sonucunda, sonu 93 ile biten seri numaralı hard diskte silinmiş dosyalar olduğunun tespit edildiği vurgulanıyordu.
Raporda, "Silinmiş dosyaların önemli bir kısmı geri döndürülemez şekilde silinmiş olup, söz konusu dosyaların sadece isimlerine erişilmiştir. Silinmiş dosyaların çok büyük bir bölümünün 16 Mayıs 2006 tarihinde saat 19.47-19.50 tarihleri arasında silindiği ve bu silinmenin geri döndürülemez şekilde yapıldığı tespit edilmiştir.'' denilmişti. Mahkemenin naip hakimi Hüsnü Çalmuk, sorumlular hakkında suç duyurusunda bulundu. Yapılan suç duyurusu üzerine soruşturma başlatılmıştı.
ŞÜPHELİLERE AĞIR SUÇLAMALAR
Soruşturma kapsamında dün 9 kişi gözaltına alındı. Saldırının gerçekleştirildiği dönemde OYAK Güvenlik'te genel müdür olan emekli Albay Orhan Çoban'ın, Danıştay binasındaki güvenlik kamera sistemine ait hard disklerin silinmesi ve saldırı günü kamera kaydı yapılamamasını sağladığı ileri sürülüyor. OYAK Güvenlik Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Tarık Özyılmaz ise saldırı ile ilgili bilgi notlarının imha edilmesiyle suçlanıyor. OYAK Elektronik Güvenlik Sistemleri Müdürü Yavuz Selim Kavaklıoğlu da Çoban ve Özyılmaz ile birlikte Danıştay binasındaki güvenlik kamera sistemine ait hard disklerin silinmesi ve saldırı günü kamera kaydı yapılamamasını sağlamakla suçlanıyor. Gözaltına alınan bir diğer isim OYAK Savunma ve Güvenlik Sistemleri Şirketi Bilgi İşlem Müdürü Barış Demirtaş.
Danıştay binasına ait olay gününe ait görüntülerin silinmesinde sorumluluğu ileri sürülüyor. Mahkemeye gönderilen kamera kayıtları ve hard diskler üzerinde değişiklikler yaptığı, bu şekilde delilleri kararttığı iddialar arasında. OYAK Montaj ve Bakım Teknisyeni Murat Ünal'ın ise Danıştay binasında hard diskleri sökenlerden biri olduğu aktarılıyor. Serkan Akyıldız, Danıştay saldırısından bir gün önce binasında hard diskleri herhangi bir gerekçe belirtmeden sökmekle suçlanıyor. OYAK Savunma ve Güvenlik Sistemleri Şirketi'nde montaj bakım şefi Metin Almalı'ya yöneltilen suçlama ise saldırı günü yeni bir hard diskin takılması ve saldırının karartılması için kamera kayıtlarının silinmesi. Murat Kablan da saldırı sonrası yeni hard disklerin takılmasında görev almakla suçlanıyor.
Silme işlemi bilinçli, tarih saklanmış
Danıştay binasında 8 kamera bulunduğu anlatılan TÜBİTAK raporunda, 8 kameranın görüntü alanlarına yer verilirken, geri döndürülemez şekilde silinmiş olarak bulunan söz konusu dosyaların silinme tarihleri ve silinme zamanlarının da 00.00.00 ve 00.00.00 olarak tespit edildiği anlatılmıştı. Raporda, "Bu işlem, bilinçli bir silme olabileceği ve silme tarihlerini de saklamaya yönelik olabileceği değerlendirilmektedir.'' ifadeleri kullanılmıştı. Firma tarafından iletilen DVD'deki dosyaların, 6 Haziran 2006'da oluşturulduğu ya da kopyalandığı vurgulanan raporda, "Bu tarihle ilgili de DVD'de kamera kayıtları mevcuttur ama bu kayıtlar içerisinde görüntü bulunmamaktadır. Dolayısıyla firma tarafından o tarihte hard diskle bir işlem yapıldığı sonucuna varılmıştır.'' denilmişti. 17 Mayıs 2006 gerçekleştirilen saldırıda Danıştay 2. Dairesi'nin üyelerinden Mustafa Yücel Özbilgin hayatını kaybetmiş, 4 üye ise yaralanmıştı. Tetikçi, saldırıyı, ilgili dairenin 'başörtüsü' kararı üzerine gerçekleştirdiğini ileri sürmüştü.
'Görüntüler silindi' iddiası 5,5 yıl sonra soruşturuluyor
Danıştay saldırısının davası Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Ankara'daki mahkemenin kararını eksik bulan Yargıtay, dosyanın fiilî ve hukukî irtibatı olduğu gerekçesiyle Ergenekon'la birleştirilmesine hükmetti. İstanbul 13. Ağır Ceza'nın derinleştirdiği soruşturmada, Ankara'daki yerel mahkemenin, 3 yıllık dönemde, kamera görüntülerinin silindiği iddialarına yönelik işlem yapmadığı ortaya çıktı.
OYAK, saldırıdan 1 gün önce kameralara el koymuştu
Danıştay saldırısı 17 Mayıs 2006 tarihinde gerçekleştirildi. Avukat Alparslan Arslan, Danıştay 2. Dairesi üyelerine kurşun yağdırdı. Saldırıyı ise ilgili dairenin 'başörtüsü' kararına kızarak gerçekleştirdiğini savundu. Danıştay 2. Dairesi, söz konusu kararında 'başörtülü anaokulu öğretmeninin müdür olarak atanamayacağına' hükmetmişti. Dava Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Mahkeme 14 Şubat 2008 tarihinde, Alparslan Arslan hakkında 2, diğer tutuklu sanıklar hakkında birer kez müebbet hapis kararı verdi. Saldırının Ergenekon terör örgütüyle bağlantısı olmadığına hükmedildi.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi, 16 Aralık 2008'de 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararını bozdu. Ve davanın hukuki ve fiili irtibat bulunduğu gerekçesiyle Ergenekon davası ile birleştirilmesine karar verdi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Danıştay soruşturmasını adeta yeniden başlattı. Saldırıya uğrayan üyeleri ifadeye çağırdı. Ankara'daki mahkeme, söz konusu saldırıda yaralanan üyeleri dinlemeye bile gerek görmemişti. Olayın ardından görüntüleri incelemek isteyen polis, hiç çekim yapılmadığını tespit etti. Bunun üzerine Ankara 11. Ağır Ceza, OYAK'tan görüntüleri istedi. Firma, 'kameraların bozuk' olduğu gerekçesiyle görüntüleri vermedi. OYAK Güvenlik, saldırıdan bir gün önce kameraları 'bozuk' olduğu gerekçesiyle sökmüştü.
Başkanlığını Orhan Karadeniz'in yaptığı Ankara'daki mahkeme bu cevapla yetindi ancak İstanbul 13. Ağır Ceza soruşturmayı derinleştirdi. Mahkemenin talebiyle hazırlanan TÜBİTAK raporu, kameraların bozuk olduğu iddiasını yerle bir etti. Rapora göre görüntülerin önemli bir kısmı silinmişti. Çoğu silme işlemi geri döndürülemez şekilde yapılmıştı. Ayrıca hard diskte teknik bir bozukluk da olmadığı tespit edildi. Söz konusu raporun açıklanmasının ardından gözler Ankara'daki mahkemeye çevrildi. Danıştay davasını karara bağladıktan kısa bir süre sonra emekli olan Orhan Karadeniz, kendisini şöyle savundu: "Güvenlik şirketi mahkemeye 'kameralar bozuktu, kayıtta değildi' diye bir yazı gönderdi. Arslan yakalandığı için kayıtların üzerinde durmadık."
Kaynak : FAZLI MERT, BAYRAM KAYA / ZAMAN
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.