Ot yiyerek hayatta kalmak!
"Suriye'nin kuşatma altındaki Humus kentinde gıda sıkıntısı o boyutlarda ki insanlar artık topraktan ne çıkarsa yiyor. Bitkileri, hatta otları bile yiyorlar."
24 yaşındaki Humuslu gazeteci Baybars Altalavi, 1,5 yıldır hükümetin kuşatması altındaki kentin bazı kesimlerindeki koşulları bu sözlerle anlatıyor.
Altalavi, kuşatma başladığı zaman kente bir miktar gıda, ilaç ve yakıt stoğu yığıldığını, şimdi ise bu stokların eridiğini söylüyor.
Humus'tan Skype üzerinden BBC'yle yaptığı bağlantıda, Baybars Altalavi, "Eğer bombardıman ya da keskin nişancı kurşunuyla ölmezsek, açlıktan ya da soğuktan öleceğiz" diyor.
Kuşatma altında yaşayan insanların Cenevre 2 görüşmelerinden kentten çıkış için güvenli bir koridor oluşturulması yönünde bir karar çıkmasını umduklarını söyleyen Altalavi, "ama rejim bu insanlara yardım etmek isteseydi, çoktan ederdi" görüşünü de dile getiriyor.
Baybars Altalavi, Humus'un tarihi kesimi de dahil 13 semtinin "tamamen kuşatma altında olduğunu" belirtiyor.
"Aileler, kadınlar, yaşlılar, yaralılar var. Yaşlıların çoğunun kronik rahatsızlıkları bulunuyor, ama ilaçları yok" diyor.
YARDIM YOK
"Buraya hiçbir yardım gelmedi. Her gün çatışmalar oluyor. Kuşatılmış kesimlerdeki isyancı güçler, rejim güçlerinin girişini engellemek için her şeyi yapıyorlar."
"Artık topraktan ne çıkarsa yiyoruz. Bitkileri, hatta otları bile yiyoruz. Otları topluyoruz, biraz suyla odun ateşinde pişiriyoruz. Doğal gazımız da yok."
"Yediğimiz bu yabani otlar ve çalı çırpı hastalıklara yol açabiliyor, hazımsızlık, ateş yapabiliyor. Birkaç gün önce yaşlı bir adam çalı ve ot yedikten altı saat sonra öldü."
Baybars Altalavi, kesintisiz bombardımanın da halk için sorun olduğunu, rejim güçlerinin "sivillerin olduğu alanları doğrudan hedef aldığını" söylüyor.
"Birçok kişi hayatlarını kurtaracak ilaç ya da malzeme olmadığı için öldü. Elimizdeki az miktardaki ilacı miyadı dolmasına rağmen kullanmak zorundayız."
"Tıbbi durum da insani durumdan iyi değil. Biri yaralandığında tek yapabildiğimiz dualar edip, Allah'tan acısını hafifletmesini istemek. Çünkü ne yaralıyı tedavi edebiliyor ne ona yemek verebiliyoruz."
Humuslu gazeteci, halkın Cenevre 2 görüşmelerinden bir şey çıkmasını dört gözle beklediğini ama umutların da köreldiğini söylüyor.
"Ölümün eşiğine geldik. Yaralıları, hastaları dışarı çıkarmamız imkânsız. Kuşatmadan kaçmaya çalışan biri olursa da anında öldürüleceğinden eminiz."
HABER10
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.