Osman Özbek Yine Konuştu
28 Şubat döneminde, Erzurum’da Jandarma Bölge Komutanı iken dönemin başbakanı Erbakan’a 'p....k' ifadesini kullanan Osman Özbek yine ilginç açıklamalarda bulundu. Özbek'e göre Cumhurbaşkanı Gül çok tehlikeli...
Aydın'ın Nazilli ilçesinde Atatürkçü Düşünce Derneği’nin programında konuşan emekli general Osman Özbek, çok ilginç açıklamalarda bulundu.
Emekli Tümgeneral Osman Özbek’in “Kuşatılan Türkiye Ve Çıkış Yolu” panelde sarf ettiği sözleri, Taraf Gazetesi yazarı Elif Çakır “Paşalar çıldırmış olmalı” başlığıyla köşesine taşıdı.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül için “Erbakan’dan daha tehlikeli bir adam” diyen Emekli General Özbek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakan önceden muhasebeci ve sucukçuluk yaptığını belirterek, “Muhasebeci ve sucukçuydu. Bizi bir sucukçu yönetiyor” diyor.
Konuşmasında Taraf ve Zaman gazetelerinin telefonlarının dinlenmesi gerektiğini savunan Özbek dinleyenlerini Taraf Gazetesi içinse şöyle uyarıyor: Taraf gazetesini iyi okuyun, sakın ha sinirlerinizi bozmayın bu gazeteyi okurken, satır satır ezberleyin, buradaki adamları zihinlerinize kazıyın, belleyin hepsini, ilerisi için lazım olacak.
Eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ı da eleştiren Osman Özbek, Büyükanıt için “Küçükanıt” ifadesini kullanıyor. 27 Nisan e-muhtırasının Hükümete destek amaçlı verildiğini öne süren Özbek, Başbakan Erdoğan ile Dolmabahçe’de görüşen Yaşar Büyükanıt için şu sözleri sarf ediyor; “Tayyip Erdoğan’la Dolmabahçe’de görüşme yapan Büyükanıt, artık Küçükanıt’tır.”
Bu iktidarın Amerika tarafından kurdurulduğunu belirten Özbek, konuşmasının daha sonraki bölümünde kendisiyle de çelişkiye düşüyor. Amerika’nın Türkiye’de çokça parti kurulmasını istediğini o yüzden de partilerin kurulduğunu, kendisinin de parti kuran birisi olarak yanlış yaptığını belirten Özbek daha sonra ise “Amerika artık bizi destekliyor, büyükelçiyle görüştük” diyor…
ELİF ÇAKIR'IN YAZISI
"Paşalar çıldırmış olmalı!"
Başbuğ Paşa, Oruç Reis Firkateyni’ndeki konuşmasıyla, çoğu meslek büyüklerinizin uykularını kaçırmış. Benim uykularımı filan kaçırmadığı gibi, ciddi işler listeme de eklenemedi. Paşa medyaya, akademisyenlere, savcılara, siyasetçilere “ayar” vermeye devam ettiği sürece, kendisine “asıl ayar verilmesi gerekenler” konusunda bilgi vermeye devam edeceğim bu köşeden.
Başbuğ, TSK’ya asimetrik saldırılar ninnisini söylemeyi bıraksa, emekli paşaların “kuruma” nasıl zarar verdiklerini fark edecek.
Kurum içinde cuntacılar cirit atıyor, kurum dışında emekli paşalar zıvanadan çıkıyor. Dört bir koldan çalışıyorlar. Paşa “canlı yayın”da ayar vermek yerine, orada burada konuşup duran “emekli paşalarına” sahip çıksa iyi edecek.
Konuşma yapacaksan onlara yap.
Hesap soracaksan onlara sor.
TSK’ya asimetrik saldırı düzenleyen ne medya, ne siyasetçiler, ne savcılar ne de akademisyenler.
Bakın ben hemen bir örnek verebilirim: 5 Aralık 2009 tarihinde kurumunuzdan emekli Tuğgeneral Osman Özbek, Nazilli’de “Kuşatılmış Türkiye’den Çıkış Yolları” başlıklı bir konferans vermiş. Konferansa Nazilli’den yetmiş kadar emekli sivil katılmış (aslında kırk kişi de ben moral olsun diye yetmiş yazdım.)
Paşa bozulmuş gençlerin katılmamasına ve emeklilerden oluşan katılımcıları “gençlerinizi tutup kolundan getiremediniz mi!” diyerek hafif yollu paylamış.
Çılgın paşa da medyaya yüklenmiş ama emekli olmanın dayanılmaz hafifliğiyle daha cesur davranıp isim vermiş; “Taraf gazetesini iyi okuyun, sakın ha sinirlerinizi bozmayın bu gazeteyi okurken, satır satır ezberleyin, buradaki adamları zihinlerinize kazıyın, belleyin hepsini, ilerisi için lazım olacak..” buyurmuş. Tehlikeli adamları sıralamaya devam etmiş paşa...
“Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Erbakan’dan daha tehlikeli bir adam, unutmayın!” diye parmak sallamış.
Tesisatçı, inşaatçı, bakkal ve esnaftan oluşan dinleyicilerinin dikkatini, “bu halkı kimlerin yönettiğine” çekmiş...
“Tayyip Erdoğan, başbakan olmadan önce ne iş yapıyordu biliyor musunuz? Muhasebeci ve sucukçuydu. Bizi bir sucukçu yönetiyor.”
Paşa hızını alamayıp Yaşar Büyükanıt Paşa’yla da kafa bulmuş. “Tayyip Erdoğan’la Dolmabahçe’de görüşme yapan Büyükanıt, artık Küçükanıt’tır.” Devam edelim...
“Tuncay Özkan’dan iyi olmasın, Mustafa Balbay iyi bir gazetecidir, iyi bir adamdır.” (Bu arada Balbay’ın Nazillili olduğunu unutmayalım.)
“Bu iktidar bize Amerika’nın hediyesidir.”
“Amerika Türkiye’de çokça parti kurulmasını istiyor. O yüzden partiler kuruluyor.” “Amerika artık bizi destekliyor, büyükelçiyle görüştük.” (Şu yaman çelişkiye bakar mısınız, Amerika’nın hediyesi bir iktidardan şikâyet et, sonra da, Amerika artık bizi destekliyor, de.)
“27 Nisan muhtırası AKP’ye destek amaçlı verilmiştir.”
Daha fazlasını söylemeye lüzum var mı? Dört bir yanımızı paşalar sarmış, ülkeyi kurtarmaya azmetmişler. Birisi yetkisinden dolayı medya üzerinden “canlı” yetmiş milyona hitap ediyor, emekli olanı da yetmiş kişiye...
Özbek Paşa buyurmuş ki, “Nazilli’de konuşmamın bir ayrıcalığı, özel bir anlamı var, umarım anlamışsınızdır.”
Kuşatılmış Türkiye’den çıkış yollarını anlatacaksın, bu nankör halk rağbet etmeyecek. Olacak şey mi? Nasıl gidip “sucukçuya, muhasebeciye” oy verirler! Paşam da haklı; “muhtıra vererek halkı ürkütmeye lüzum yok, az kaldı kurtulmaya.”
Şimdi Başbuğ Paşa kurum içinde ve dışında neler oluyor bir bakıverse. Memlekete sahip çıkacaksa önce onlara sahip çıksa...
Bakın, askerleriniz şüpheli bir şekilde teker teker intihar ediyorlar. Bunun bir açıklaması var mı? Bu askerler neden intihara zorlanıyorlar, kim hangi sebeple zorluyor? Onur intiharı diyerek mi açıklayacağız bunları? Kimlerin hayatına karşılık kendi hayatlarını feda ediyorlar? (ya da öldürüyorlar...)
İlginçtir, tıpkı Başbuğ gibi, çılgın paşa Osman Özbek de “Nazilli’de konuşma yapmamın özel bir anlamı var” diyor.
Taha Kıvanç dünkü köşesinde, “Mesajı vermek için Trabzon’u neden seçmiş olabilir Org. Başbuğ, sorusuna cevap veremediğim için uykularım kaçıyor” demiş.
Hazır uykusu kaçmışken “Nazilli’de yapılan konuşmanın cevabını da arasa” diyorum.
Paşalar anlamlı anlamlı! yerlerden konuşma yaparken, bize de anlamsız yorumlar düşüyor, ne yapalım.
Haber 7
Kaynak: