Osman Kavala'nın tutukluluk halinin devamına karar verildi
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, kararını, "Kavala'nın üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyetini, verilebilecek cezanın üst sınırı dikkate alındığında tutukluluk süresinin ölçülü olmasını ve yargılamanın geldiği aşamayı" göz önünde bulundurarak oy çokluğu.
İSTANBUL (AA) - Beşiktaş taraftar grubu Çarşı üyeleri, Anadolu Kültür AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala ve firariler eski CIA danışmanı Henri Barkey ile Can Dündar'ın da aralarında bulunduğu 52 sanığın, "15 Temmuz darbe girişimi" ve "Gezi Parkı olayları"na ilişkin iddialar kapsamında yargılandığı davada, Kavala'nın tutukluluk halinin devamına karar verildi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, sanıklar ve avukatların beyanları alındı.
Osman Kavala’nın avukatı Tolga Deniz Aytöre, müvekkilinin duruşmalara katılmama tutumunu desteklediğini belirterek, şunları söyledi:
"Adil yargılanma hakkımız lekelendi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, müvekkile yönelik 'hak ihlali' kararı vermiştir. Hal böyle olunca tutukluluğunun bir hak ihlali olduğu da ortaya çıkmış, beraat kararı verilmiştir. Gezi dosyasında beraat kararı verilince apar topar bir suç üretilmeye çalışıldı. Şahsa özel bir casusluk suçlaması getirildi. Müvekkil tutuklandığından beri aynı şeyleri söylüyoruz, müvekkilin tutukluluğuna gerekçe gösterilen deliller ve belgeleri bize verin diyoruz. Bu ülkenin kozmik odasına girenlere bile casusluktan beraat kararı verildi. Bu iddianame buram buram suç kokan bir iddianame. Bu iddianame mahkemeye yalan söylüyor. İddianame, 'Sanık Henri Barkey ile yoğun irtibatlıdır.' diyor, HTS raporunda görüşme yok. 4 yıldır aynı gerekçelerle tutuklu, aynı şeyleri söylüyoruz. Osman Kavala burada ifade verdi, tutuklama gerekçelerindeki şeyleri neden sormadınız? Bu delillerle bizim tutukluluğumuza devam vermeniz olası değil."
Sanıklardan Ayhan Güner'in avukatı Devrim Alparslan, Çarşı dosyasının 35 sanığından en az 15'inin ülkücü olduğunu söyleyerek, "Emniyet müdürü, Ayhan Güner ve arkadaşlarına Beşiktaş'taki olayları yatıştırdıkları ve hiçbir yere zarar vermedikleri için plaket verdi. Böyle örgüt mü olur?" dedi.
Duruşmada savunma yapan diğer sanıklar ve avukatları da beraat talebinde bulundu.
Beyanların alınmasının ardından görüşü sorulan cumhuriyet savcısı, mevcut delil durumu, atılı suçun vasıf ve mahiyeti ile verilebilecek cezanın üst sınırı dikkate alındığında tutukluluk süresinin ölçülü olduğunu belirterek, Osman Kavala'nın tutukluluk halinin devamına karar verilmesini istedi.
Mahkeme heyeti, Kavala'nın üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyetini, verilebilecek cezanın üst sınırı dikkate alındığında tutukluluk süresinin ölçülü olmasını ve yargılamanın geldiği aşamayı göz önünde bulundurarak oy çokluğuyla tutukluluk halinin devamına karar verdi.
Üye hakimlerden biri karara muhalefet şerhi koyarak, Kavala’nın bir veya birkaç adli kontrol hükümleri uygulanarak tahliye edilmesi gerektiği yönünde görüş bildirdi.
Heyet, sanıklar Henri Jak Barkey, Can Dündar ve Ayşe Pınar Alabora'nın da aralarında bulunduğu 7 firari sanık hakkındaki yakalama kararının infazının beklenilmesine, tanık Sylvia Tiryaki'nin açık adresinin tespiti için ilgili kurumlara yazı yazılmasına hükmetti.
Usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen duruşmaya katılmayan sanıklar hakkında zorla getirme kararı çıkarılmasına hükmeden heyet, eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı 17 Ocak'a erteledi.
- Duruşma sonrası açıklama
Duruşmanın adından Osman Kavala'nın eşi Ayşe Buğra Kavala, CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve Kavala'nın avukatlarından Tolga Deniz Aytöre, adliyenin karşısındaki meydanda basın açıklaması yaptı.
Açıklamasında mahkemenin tutumunu eleştiren Ayşe Buğra Kavala, "Hep aynı şey 4 senedir. Bu duruşmalar bana gerçekten çok tuhaf geliyor çünkü savcılar, haklarında çok ağır suçlamalar içeren iddianame yazdıkları sanığa soru sormuyorlar. Avukatlar durmadan aynı soruları soruyor. 'Hangi somut eylemlerle üzerlerine atılı suçları işlemişlerdir?' diye. Ama oraya gelinceye kadar daha suç tanımıyla karşılaşmıyoruz. Bu böylece devam ediyor. Bu normal bir şey değil. Bu ne evrensel hukuk normlarına ne insan haklarıyla ilgili normlara uyan bir durum değil. Benim en büyük endişem bu durumun kanıksanması." ifadelerini kullandı.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.