Onlar oyuncu değil, Şeytan'ın askerleri!

Onlar oyuncu değil, Şeytan'ın askerleri!

Cezayirli bir erkek Gümüş dizisinin yıldızı Kıvanç Tatlıtuğ'a hayran olan eşini boşadı.

CEZAYİR - Cezayirli bir erkek, Türk TV dizisi 'Gümüş'ün (Cezayir'deki ismiyle 'Nur') yıldızı Kıvanç Tatlıtuğ'u dilinden düşürmeyen karısını boşadı. 40 yaşındaki Cezayirli adam, karısının komşularına rüyalarında dizide Tatlıtuğ'un adı olan Muhammet'i gördüğünü söylediği için boşanmak istediğini, bu şekilde kirlenen namusunu temizleyeceğine inandığını söyledi. Diziyi izlerken ev işlerini ihmal ettiğini söylediği karısından yakınan adı açıklanmayan adam, “Karım akşam yemeği saati olan 19.30'da televizyonun karşısına geçip saatlerce diziyi izliyordu, dizi başladığı zaman başka hiçbir şeyle ilgilenmiyordu. Komşulara onunla bir gece geçirmek istediğini, sürekli rüyalarında o adamı gördüğünü de söylüyormuş” diye konuştu.



'ŞEYTAN'IN ASKERLERİ' DEDİ

Kuveyt Milli Bakanlığı da dizi oyuncularından 'Şeytanın askerleri diye söz etti. Üzerinde Songül Öden ile Kıvanç Tatlıtuğ'un fotoğraflarının yer aldığı çanta, kalem, defter ve kitap kaplarının okullara sokulmasını yasakladı. Din adamları da diziyi 'İslam karşıtı' ilan etmişti.


Cezayir'de 'Nur' ismiyle yayımlanan ve başrollerini Songül Öden'le Kıvanç Tatlıtuğ'un paylaştığı 'Gümüş' dizisi, daha önce gösterildiği Suudi Arabistan'da da benzer olayların yaşanmasına sebep olmuştu. Suudi Arabistanlı bir erkek de cep telefonuna Kıvanç Tatlıtuğ'un fotoğrafını yükleyen karısını boşamıştı. Suudi Arabistan'da 'Gümüş' dizisinin oyuncularının fotoğraflarının basılı olduğu tişörtler de toplatılmıştı.


İRAN GAZETESİ GÜMÜŞ'E POLİTİK ROL BİÇTİ


İRAN'da İngilizce yayınlanan 'Tehran Times' gazetesi, Ortadoğu ülkelerinde izlenme ratingleri kıran 'Gümüş' dizisinin bölgede İran'ın siyasi ve kültürel etkisini azaltmak için Türkiye'nin profilini yükseltmek amacıyla kullanıldığını öne sürdü.
'Tehran Times' gazetesi, uydu aracılığıyla yayınlanan Türk yapımı iki televizyon dizisinin, Arap izleyiciler, özellikle de Basra Körfezi'ne kıyısı bulunan ülkelerde yaşayanlar üzerinde gittikçe artan bir sosyal etki yarattığını yazdı. İran gazetesi, uydu aracılığıyla yayın yapan MBC televizyonunun 4'üncü Kanalı'nda son 6 aydan bu yana günde iki kez yayımlanan bu iki dizinin, Arap izleyiciyi çektiğini vurguladı. Suudi Prensi Waleed Bin İbrahim'in sahibi, yönetim kurulu başkanı ve CEO'su olduğu MBC'nin, 6 kanala sahip olduğunu yazan İran gazetesi şöyle devam etti:
“Yabancı Damat' ve 'Gümüş' senaryoları, Türkiye'nin doğal güzelliği ve oyuncuların çekicilikleri nedeniyle Arap ailelerinin çıkarlarını tahrik eden romantik diziler. Arap basınına göre, dizideki karakterlere delicesine aşık olunması, Arap aileleri, özellikle de bazıları boşanmalara kadar giden Suudi Arabistan aileleri içinde ciddi anlaşmazlıklara neden oldu. Her biri yaklaşık 200 bölümden oluşan bu dizilerin siyasi amaçları var. Yıllarca laik Pan-Türkizmin egemen olduğu Türkiye, çok yakın zamanlara kadar, Arap dünyasında hiçbir siyasi ve kültürel etkiye sahip değildi. Önceki hükümetlerdeki Türk yetkililer, Türkiye'nin statüsünün Ortadoğu ülkelerinden yüksek olduğuna inandıkları için genelde daima ABD ve Batı'ya dönük tutum aldı. AKP'nin iktidara gelmesi ve İslami eğilimli bir hükümetin kurulmasıyla, Arap ülkeleri ve özellikle İran İslam Cumhuriyeti modeline alternatif olarak görülen Suudi Arabistan Türkiye'nin bölgedeki profilini yükseltmeye çalıştı. Suudi medyası, birden bire, Araplar'ın Türkiye'ye seyahat etmelerini sağlamak amacıyla Türkiye'nin turizm merkezlerinin tanıtımına başladı. Suudi Prenslerin sahibi olduğu etkili uydu kanalları, Türk dizilerini Arapça seslendirip yayınlamaya başladı. Bu dizilerin Arapça seslendirmesi öylesine ustalıkla yapıldı ki, dizilerin bir Arap ülkesinde yapılmadığını anlamak son derece güçtü. Seslendirenlerin çoğunluğu Lübnan ve Suriyeli idi ve seslendirmedeki aksan da, Arap dünyasında hayranlık duyulan Lübnan aksanıydı. Suriyeli ve Lübnanlı seslendirmeciler sadece bu iki diziyi seslendirmek istedi.”
İran gazetesi, yayınlanan Türk dizilerin sanatsal yanının çok yüksek olmadığını ancak, bölgede İran'ın siyasi ve kültürel etkisini azaltmak için Türkiye'nin profilini yükseltmek amacıyla kullanıldığını iddia etti. Tehran Times, Suudi Arabistan'daki Araplar'ı Şii kültürüne karşı koymak ve Arap dünyasında Şiiler üzerindeki manevi etkisini azaltmak amacıyla, kurnazca, Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'a haber araçlarına girme olanağı tanındığını, Türkiye'ye, Ortadoğu'nun siyasi, kültürel ve ekonomik yaşamında daha aktif bir rol oynayabilmesinin hedeflendiğini ileri sürdü. Gazete, iddialarını şöyle sürdürdü:
“MBC'nin Türk dizilerini yayınlama kararı, basit mesele olarak görülebilir. Ancak bu, Türkiye ve bazı Körfez ülkeleri tarafından tasarlanan siyasi ve kültürel bir planın ilk sahnesidir. Ekmeleddin İhsanoğlu'nun İslam Konferansı Örgütü (İKÖ) Genel Sekreteri olarak seçilmesi, Türkiye'nin İsrail ve Suriye arasındaki arabuluculuğu ve Lübnan ve Filistin'de yaşanan son gelişmelerdeki rolü, Erdoğan yönetiminin, görünüşte İslami sloganlar kullanmak ve Pan-Türkizmin İslam karşıtı söylemlerinden kaçınmak suretiyle Arapların dikkatini çekmeyi başardığını göstermektedir. Türkiye'ye bölgede önemli bir siyasi ve kültürel rol veren bu plan, İran İslam Cumhuriyeti'nin kültürel ve siyasi açıdan yalnızlaştırılması için formüle edilmişti. Bununla birlikte, bu plan uluslararası arenada geniş çaplı bir destek bulamadı ve sadece Suudi Arabistan'ın desteğiyle uygulamaya konuldu.” (dha)

Kaynak:Haber Kaynağı