Önemli bir eser daha Türkçe'de

Önemli bir eser daha Türkçe'de

Konuyu Sidi Ebu Medyen Hazretleri ve Şeyh Ahmed el Alavi Hazretleri'nden açmamız boşuna değil. Sizlere çok önemli bir haber vereceğiz..

 

Allah’ de ve varlığı da, içindekileri de bırak
Kemale ermek, seni hoşnut edecekse eğer.
 
Allah’ın dışındaki her şey, özüne inersen eğer
Bir hiçtir; ayrıntısında da, ana hatlarında da.
 
Şunu iyi bil ki; sen ve bütün âlemler
Bir hiçlik ve yokluk içinde olurdu; O olmasaydı eğer.
 
O’na ait ve O’ndan olmayan bir kimse olsaydı eğer
Onun varlığı, imkânsızın kaynağı olurdu; O olmasaydı eğer.
 
Arifler yok oldular ve asla görmediler
Mütekebbir ve Müteal Olan’ın dışında hiçbir şey.
 
O’nun dışındaki her şeyi gerçekte bir yokluk olarak gördüler
Geçmişte, Şimdide ve Gelecekte.
 
Gözünü bir çevir ya da aklını başına devşir; görebiliyor musun
Sürekli yaratılıştan başka bir eylem, bir fiilden başka bir şey

Bu şiirin sahibi ve Endülüs Tasavvuf düşüncesinin en önemli simalarından birisi olan Ebu Medyen (r.a) Hazretleri 1098 / 492 yılında Endülüs’te doğup, yetişti. Ömrünün bir kısmını Endülüs'te geçirdikten sonra ilim tahsil etmek için Fas'a yerleşti ve orada dini ilimlerin birçoğunda uzmanlaştı. Fas'ta dönemin ünlü âlimlerinden dersler alan Ebu Medyen, Fas günlerini nasıl geçirdiğine dair çok önemli ipuçları ihtiva eden şöyle bir olay anlatmaktadır: 

Hocalardan ders almaya başladığım ilk sıralarda, bir ayetin tefsirini ya da bir hadisin anlamını duyduğumda onunla yetinir ve Fas’ın dışında boş bir yere çekilirdim. Ve Allah kalbime bir fetih ya da ilham verene dek onunla amel ederdim. Ben orada halvette iken yanıma bir ceylan gelir, bana sokulur ve bana arkadaşlık ederdi.

Ben yola çıktığımda Fas’a bağlı o köyün köpekleri etrafımda dolaşır ve kuyruklarını sallayarak bana sırnaşırlardı. Bir gün Fas’ta iken Endülüs’ten tanıdığım bir adam bana selam verdi, ben de ona selam verdim. Ve onu ağırlamak istedim. Ondan on dirheme bir elbise aldım. Ve onu ödemek istedim fakat onu yerinde bulamadım. Böylece dirhemler bende kaldı. Her zamanki gibi halvetim için çıktım ve köyüme uğradım. Fakat köpekler bana saldırdı ve köyde onları meşgul edecek başka bir olay çıkıncaya dek geçmeme mani oldular.

Halvet yerime ulaştığımda her zamanki gibi o ceylan yine geldi. Beni kokladığında benden ürküp kaçtı ve benden uzaklaştı. Kendi kendime dedim ki: Üzerimde bu dirhemlerden başka bir şey getirmedim. Bunun üzerine onları attım ve ceylan da bana yaklaştı. Her zamanki gibi olduğu hal üzere döndü. Fas’a döneceğim zaman dirhemleri aldım ve o Endülüslü adamla karşılaştım. Hemen onları ona ödedim. Ardından halvete çıktığım o köye uğradım. Köpekleri her zamanki gibi kuyruklarını sallayarak bana sırnaştılar ve ceylan da âdeti olduğu üzre bana geldi ve beni dizlerimden ayaklarıma kadar kokladı. Bana ısındı ve bir müddet öyle kaldı.” 

Alavi, Ebu Medyen hakkında ne dedi?

Zahiri ilimleri tahsil eden Sidi Ebu Medyen, batınını da arındırmaya başladı ve pek çok hakikati ilim ehlinden aldı. Alaviyya tarikatının piri olan Şeyh Ahmed El Alavi (r.a) Hazretleri ise Ebu Medyen hakkında şunları söylüyor:

Ebu Medyen radıyallahuanh’ın vaazlarına gelince, onun konuşması kalplere işlerdi, özelikle de aşk ve iştiyak ehli için. Öyle ki meclisinde bazı kimseler can verirdi. Bu yüzden halkın yanına çıkmazdı. Onların zikir meclislerine bununla emredilmedikçe katılmazdı. Hakkında rivayet olunur ki, evinde kimseyle görüşmeden yaklaşık bir sene kalırdı ve Cuma namazları hariç dışarı çıkmazdı. İnsanlar evinin kapısına toplanırlar ve ondan kendileriyle konuşmasını talep ederlerdi. Sonunda onu mecbur bıraktıklarında dışarı çıkardı. Dışarı çıktığında çatısındaki serçelerden bazısı kaçtı. Bunun üzerine dışarıdan tekrar içeriye döndü ve “Eğer konuşmak için ehil olsaydım kuşlar benden kaçmazdı” dedi. Sonra evinde bir sene daha kaldı. Dışarı çıktığında ondan kaçmadılar. Böylelikle insanlara konuşmaya başladı. Kuşların meclisini çevrelediği ve bazılarının düşüp öldükleri anlatılır.” 

Önemli bir haber

Konuyu Sidi Ebu Medyen Hazretleri ve Şeyh Ahmed el Alavi Hazretleri'nden açmamız boşuna değil. Sizlere çok önemli bir haber vereceğiz. Kaknüs Yayınları Ebu Medyen Hazretleri'nin hikmetli sözlerine, Şeyh Ahmed el Alavi Hazretleri'nin yazdığı şerhlerden oluşan “el-Mevâdd’ül-Gaysiyye en-Nâşietü ‘an il-Hikem il-Gavsiyye” ( Mevad-ı Gaysiyye, Hikem-i Gavsiyye Şerhi) adlı eseri yayın programına aldı ve inşallah çok kısa bir süre içinde yayınlayacak. 178 Hikmete ayrı ayrı şerhlerin yapıldığı kitap 18 fasıldan oluşuyor.

Birinci Fasıl: Nefs ve Tedavisi hakkında

İkinci Fasıl: Kötülüğü dokunabilecek kimselerle birlikte olmaktan nehyetmesi hakkında

Üçüncü Fasıl: Bidatçılarla birlikte olmaktan nehyetmesi hakkında

Dördüncü Fasıl: Terbiye eden Şeyhin tarifi hakkında

Beşinci Fasıl: Faydalı ilim hakkında

Altıncı Fasıl: Zikir ve Ehl-i Zikr’in meclisleri hakkında

Yedinci Fasıl: Haşyet ve Murakabe hakkında

Sekizinci Fasıl: Teslim ve İşleri Allah’a havale etme (tefviz) hakkında

Dokuzuncu Fasıl: Allah azzevecelle’ye Tevekkül hakkında

Onuncu Fasıl: Fakr ve Faziletleri hakkında

On birinci Fasıl: Zühd ve Kanaat hakkında

On ikinci Fasıl: İhlas hakkında

On üçüncü Fasıl: Muhabbet ve İştiyak hakkında

On dördüncü Fasıl: Tevhid’in Zuhuru ve Kulun yok olması (fena) hakkında

On beşinci Fasıl : [Ariflerin] Fenâ’dan sonraki halleri hakkında

On altıncı Fasıl : [Ariflerin] Fenâ’dan sonraki sözleri hakkında

On yedinci Fasıl : [Ariflerin] Fenâ’dan sonraki fiilleri ve varoluşları hakkında

On sekizinci Fasıl: Şöhretten kaçınmak ve faziletleri hakkında

Mevad, Ahmed el Alavi tarafından kurulan Alaviyye tarikatının dergâhlarında  okutulan bir eser ve Alaviyye mürşitleri sık sık bu eserin önemine vurgu yapmaktalar. Mevad'ı Türkçe'ye çeviren isim ise Burak Sönmez. Burak Sönmez aynı zamanda İnsan Yayınları tarafından yayınlanan Darkavi Hazretlerine ait “Bir Mürşidin Mektupları” adlı eserin bir kısmını çevirmişti. Mevad'ın editörlüğünü ise şair Ahmet Murat yapıyor. Kaknüs yayınları bu tasavvufi klasiği yayınladığı için özel bir teşekkürü hakediyor. 

Haberimizi Ebu Medyen'in bir duasıyla bitirelim

“Ey Allahım! İlim senin katındadır ve onunla benim aramda perde vardır. Kendim için seçtiğim hiçbir şeyde bir bilgim yoktur. Bütün işlerimi sana havale ediyorum. İhtiyaçlarım ve yoksulluğum için sana ümit bağlıyorum. Ey Allahım! Beni, senin en çok hoşuna giden, en çok razı olduğun ve sonuç itibariyle en doğru olan işlere sevk et! Kudretin sayesinde sen dilediğini yaparsın! Muhakkak ki sen her şeye kadirsin!”

Mevad-ı Gaysiyye'den tadımlık bir bölüm için tıklayın

Ahmet el Alavi'nin "Lütfiye Duası"nı dinlemek için tıklayın.

 

 

Cesur Küçük- dunyabizim.com'dan alıntı

Etiketler :