Ona Dokunmak Bile İstemiyorum
Eşinizden yana derdiniz mi var, bir de Mehmed Paksu'nun tavsiyelerini okuyun.
Ben 4 çocuk annesi, tesettürlü bir bayanım, eşim de namazlı, fakat işinde başarılı olamadı, çok sıkıntı çektik. Bunu sorun etmedim. Asıl sorun şu: Eşim iyice bunaldı, psikolojisi bozuldu. 5 sene öncesi bana şiddet uyguluyordu, fakat çek meselesinden cezaevine girip çıkınca tövbe etti.
Son zamana kadar sabırlıydı ama 4 gün önce bana telefonda bağırdı. Telefonu kapattım diye çok şiddetli bir dayak yedim. Şimdi ondan çok soğudum, dokunmak bile istemiyorum. Çok çaresizim, asla ayrılamam. Ben evlatlarıma bunu yaşatmam, onlar üzüntümü bile hissetmezler. Şimdi ne yapmam lazım?
Onu Allah'a havale ettim ama kafayı oynatacak durumdayım, kendimden nefret etmeye başladım. Gizlice psikoloğa gitsem iyi olur mu? "Bu adam benim kaderim" diye çekecek bir kadın değilim ama ayrılmak istemeyişimin sebepleri var. Nasıl toparlanabilirim? (Rumuz: Biz muhabbet fedaileriyiz)
Gerçekten çok üzücü bir olay. Üzücü olduğu kadar da düşündürücü. Düşündüren yanı eşinizi ilgilendiren yönüdür.
İnsanın işi kırık olabilir, yaptığı işte başarı gösteremeyebilir. Sıkıntı ve stres yaşayabilir. Ne yapar? Bir dert ortağı arar, içini ona açar, rahatlar.
En yakın dert ortağı olan eşine böyle bir muameleyi nasıl reva görebilir? Baltayı dizine vurur gibi, yıllardır bütün çilelere katlanan eşine nasıl kabalaşabilir?
Anlaşılan iyice şaşırmıştır, akıl durgunluğu yaşamıştır, muhakemesini kaybetmiştir, mantık iflasına düşmüştür. Üstelik dininde, diyanetine dikkat eden bir insan böyle zavallı bir hali kendisine yakıştırabilir mi?
Siz mazlumsunuz, mağdursunuz, o nispette de çaresizsiniz. Çünkü kendinize en yakın bildiğiniz insandan büyük bir şiddet görmüşsünüz.
Her şeyden önce annesiniz
Bir de çocuklarınızın olması, onlara karşı gösterdiğiniz sorumluluk ve şefkat, acılarınızı içinize atmaya sebep oluyor. Hani derler ya, "Geçinme belası" diye...
Gerçekten öyle, "Doluya koyuyorsun almıyor, boşa koyuyorsun dolmuyor" deyiminde olduğu gibi bir mecburiyet, diğer bir yönüyle bir fedakârlık ve feragat yaşamak zorunda kalmışsınız.
Bunun içindir ki, anneliğiniz eş olmanızın fersahlarca üstüne çıkmış. Ama yalnız değilsiniz, Yakup Aleyhisselam gibi, "üzüntünüzü, şikâyetinizi Allah'a arz etmişsiniz", sükûnu ve sükûneti O'ndan bekliyorsunuz. Bu arada kendinizi Hz. Asiye yerine koyarsınız, biraz olsun teselli olursunuz.
Ama bir an önce bir psikoloğa gidin, içinizi ona dökün, önce bir rahatlayın, daha sonra çözüm ve çareler isteyin.
Şuna da inanıyorum ki, şimdi eşiniz bin pişmandır, size bakacak yüzü bile kalmamıştır. Siz vakarınızı koruyun, gün gelecek size yalvar yakar dönecektir.