Olay Savcı Çakır Zaman'ı suçladı
Savcı Ali Çakır'ın bir gazeteciyi Ergenekon sanığı ile sorgulaması Zaman'da haber olmuştu. O haber için savcı kendini bakın nasıl savundu?
Ali Çakır ismi son günlerde gündemden düşmüyor. Bakırköy Cumhuriyet Savcısı Ali Çakır, son olarak Hülya Avşar'a açtığı soruşturmayla tartışmaların odağındaydı.
Savcı Ali Çakır, şimdi tekrar başka bir konuyla ilgili gündeme geldi.
Zaman Gazetesi manşetinde verdiği habere göre Bakırköy Cumhuriyet savcısı Ali Çakır, gazeteci/yazar İpek Çalışlar'ı sorgularken odasında Ergenekon Davası sanığı Taner Ünal da bulunuyordu.
Habere göre olay, 2006 yılında gerçekleşti. ‘Latife' adlı kitabından dolayı hakkında dava açılan İpek Çalışlar, ifade vermek için savcılığa gitti ve o sırada Savcı Ali Çakır'ın odasında bugün Ergenekon Davası sanıklarından olan Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi Başkanı Taner Ünal da vardı.
Zaman'ın haberine göre "Çalışlar ifade verirken Taner Ünal da oradaydı ve savcıyla bir görüş birliği içindeydiler." İpek Çalışlar'ın orada Taner Ünal'la tartıştığını yazan Zaman Gazetesi, Çalışlar'ın eşi Oral Çalışlar'ın da Adalet Bakanlığı'nı arayarak konuyla ilgili sözlü olarak şikâyette bulunduğunu belirtiyor.
İşte Savcı Çakır'ın yaptığı açıklamalar...
"Zaman gazetesinde yazılan bir açıklama var. Beni aradılar. Onlara da olayı kısmen anlatmaya çalıştım ama maalesef haber çarpıtılarak verilmiş. O gün İpek Çalışlar avukatıyla beraber gelerek "Atatürk'e hakaret" nedeniyle ifade vermek istediğini söyledi. Ben de kendilerine "davanız zaten açıldı, dolayısıyla ifadenizi mahkemede vereceksiniz" dedim.
Orada Tamer Ünal denen, Ankara'dan gelen bir vatandaş oturuyordu. Eline 35-40 tane gazete vardı. Tekzip başvuru talebi için bekliyordu.
Ben kendisine "Tekzip talebinize ben bakmayacağım, hâkim bakacak" dedim. Hâkim Aysun Olgun hanıma yönlendirdim. Gittikten sonra hâkimle biraz tartışmış. Tekrar bana geri döndü "Hakim size yönlendirdi" dedi.
O arada içeride İpek'le beraber otururlarken Topal Osman konusu açıldı. Atatürk'e hakaret mevzuları ortaya çıkınca da ikisi tartışmaya başladılar. Birbirilerini cahillikle, ukalalıkla suçlamaya başlayınca ortamın gerildiğini gördüm ve ayağa kalkarak "lütfen tartışmanızı odanın dışında yapın, burası tartışma yeri değil. Konuştuklarınızın dava ile de ilgisi yok" dedim. Kapıyı açtım ve onları dışarı çıkardım.
Tabii İpek Hanım bu olaya bozulmuş. Benim İpek hanıma herhangi bir saygısızlığım olmadı. Hemen kocasına söylemiş herhalde. Oral Çalışlar Adalet Bakanlığı'nı aramış. O günün Adalet Bakanı bizim başsavcıyı arıyor. Ona herhalde "savcı benim eşimi kovdu, kaba davrandı" gibi bir şeyler söyledi.
Öyle bir davranış olmadı. Hatta kendisine çay ikram ettim. Odamda sigara içti. İkisi arasındaki konuşma sertleşmeye başlayınca da ben müdahale etmek zorunda kaldım.
Haber Türk muhabiri İpek Çalışlar'ı aramış. O da gazetecilere "bu haber çarpıtılarak verildi" demiş. Daha sonra Tamer Ünal, İpek Çalışlar'ı şikâyet etmiş. Şikâyet dilekçesini bana getirdi. Ben de dedim ki "benim odamda olan bir olaya ben müdahil olmak istemiyorum" müracaat savcısına yönlendirdim, oraya gitmiş. Daha sonra Bakırköy'de hakkında dava açıldığını duydum. Tamer Ünal müşteki, İpek Çalışlar da şüpheli konumunda. Başka bir savcı tarafından böyle bir dava açılmış.
Olay bu kadar. Ama bu olay neden gündeme getirildi, beni asıl düşündüren konu budur. 2006 yılında olan bir olay neden özellikle bugün gündeme getiriliyor.
Tamer Ünal denen kişi de o gün Ankara'dan geldiğini söyledi. Ankara'da yaşadığını ve işadamı olduğunu söyledi.
Ben o zamana kadar o kişinin kim olduğunu bilmiyordum. Tanımıyordum ama ismini duymuştum. Kendisi ile herhangi bir tanışmışlığım veya arkadaşlığım yok. O gün tanıştım. O gün de tesadüfen gelmişti. Bazı gazetelerin kendi aleyhinde yazdığı haberlere tekzip başvurusu için ordaydı. O orada otururken tesadüfen ipek çalışlar geldi.
Benim İpek Çalışlar'a "ifaden var bugün gel" veya Tamer Ünal'a "bugün İpek Çalışlar gelecek, ifadeni alacağız" gibi bir şey söylemem mümkün değil. Bu aralarındaki karşılaşma belki milyonda bir olacak bir tesadüftür. Biliyorsunuz, bir basın savcısının odasına herkes gelip ifade verebilir. Yüzlerce, binlerce açılmış soruşturma var. Doğal olarak herkes gelebilir.
Gelenlere de hiçbir zaman saygısızlık etmeyiz. Oturturuz, "buyurun" deriz ve dinleriz. Olayın bu şekilde çarpıtılmasına bir anlam veremedim.
Beni aradıklarında "bu konu ile ilgili hakkınızda haber yapacağız" dediler. Ben de dedim ki: konuyu tamamen çarpıtıyorsunuz. Olayın aslını anlattım ve size anlattığımın aynısını o muhabire söyledim. Ona rağmen maalesef haber çarpıtılarak yansıtıldı. Tahmin ediyorum ki burada bir hedef gösterme var. Aynı şey Star'da da var. Bir hedef gösterme var. Kime mesaj veriyorlar, Neden böyle bir yola başvuruluyor? Anlamış değilim."
odatv