Olağanüstü Hal uzatılıyor
Başbakan Yardımcısı Canikli: (1)- "15 Temmuz kalkışması esas itibarıyla küresel ölçekli bir projedir. O projenin realize edilmesinde içeride görev alan FETÖ de dahil olmak üzere hepsi birer piyon ve maşadır.
TBMM (AA) - Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, "15 Temmuz kalkışması esas itibarıyla küresel ölçekli bir projedir. O projenin realize edilmesinde içeride görev alan FETÖ de dahil olmak üzere hepsi birer piyon ve maşadır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin egemenliğini, bağımsızlığını, toprak bütünlüğünü ortadan kaldırmayı hedefleyen küresel ölçekli bir projedir." dedi.
TBMM Genel Kurulunda, OHAL'in 3 ay daha uzatılmasına ilişkin Başbakanlık tezkeresi görüşülüyor.
Canikli, görüşmeler sırasında Hükümet adına yaptığı konuşmada, OHAL'in, 15 Temmuz'daki hain darbe girişiminin ardından 20 Temmuz 2016'da uygulanmaya konulduğunu anımsatarak, doğal olarak OHAL'in bütün boyutlarıyla konuşulduğunu, tartışıldığını ve değerlendirildiğini söyledi. Böyle olması gerektiğini, doğrusunun da bu olduğunu vurgulayan Canikli, ama belki çok fazla detaylı bilgiye hakim olamamaktan kaynaklı zaman zaman, OHAL ilanı ve yürütülmesiyle ilgili amaç dışı değerlendirmelerin yapılabildiğini hatırlattı.
15 Temmuz sonrasında çok vahim ve karanlık bir olaylar zincirinin ve hedeflerin olduğunun görüldüğünü belirten Canikli, şöyle devam etti:
"15 Temmuz kalkışması esas itibarıyla küresel ölçekli bir projedir. O projenin realize edilmesinde içeride görev alan FETÖ de dahil olmak üzere hepsi birer piyon ve maşadır. Küresel ölçekli çok büyük bir projedir ve aslında silsile olarak son yıllarda hayata geçirilmeye çalışılan projelerin devamı mahiyetindedir, daha büyük boyutlu, daha sert olanıdır. Öyle tanımlamak gerekiyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin egemenliğini, bağımsızlığını, toprak bütünlüğünü ortadan kaldırmayı hedefleyen küresel ölçekli bir projedir."
Canikli, 15 Temmuz'un hemen sonrasında Türkiye'nin tam bir yangın yerine döndüğünü, genel asayiş ve güvenliğin büyük oranda ortadan kalkma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını bildirdi. Canikli, insanların, bütün toplumun can güvenliği dahil olmak üzere nizamın ve düzenin sürdürülmesi noktasında da çok ciddi bir olumsuz tablonun ortaya çıktığını belirtti.
OHAL uygulamasının böyle bir ortamda ilan edildiğine işaret eden Canikli, OHAL'in anayasal bir müessese ve uygulama olduğunu aktararak, "Böyle bir ortamda OHAL'in ilan edilmesi son derece doğaldır, gereklidir ve şarttır. 15 Temmuz sonrasında bütün şartlar fazlasıyla oluşmuştur." diye konuştu.
Bugüne kadar OHAL uygulamaları neticesinde özgürlük alanı daraltılan, temel hak ve hürriyetleri kullanılması sınırlandırılan, engellenen ve ertelenen hiçbir kişinin bulunmadığını belirten Canikli, hiçbir kimsenin bu anlamda olumsuz bir etkilenmeyle karşı karşıya kalmadığını ifade etti.
Canikli, daha önceki OHAL uygulamalarıyla son bir yıldır devam eden OHAL arasında dağlar kadar fark bulunduğuna dikkati çekerek, OHAL Kanunu'nun verdiği yetkilerin bir kısmını sayarak, bugüne kadar bir yıllık uygulama içerisinde bunlardan hiçbirinin kullanılmadığını, bu yönüyle bakıldığında şu andaki OHAL'in klasik anlamda bir olağanüstü hal uygulaması olmadığını söyledi.
Başbakan Yardımcısı Canikli, şu görüşlere yer verdi:
"O nedenle Başbakanımızın da ve diğer arkadaşlarımızın da 'OHAL'i esasında Hükümet kendisine ilan etti' cümlesi bu şekilde anlam kazanıyor ve hüküm ifade ediyor. Çünkü OHAL, esas itibarıyla bu özgürlüklük alanlarının daraltılması, kişilerin kullandıkları temel hak ve hürriyetlerin sınırlandırılmasına imkan verdiği için geçmişte kullanılmıştır, uygulanmıştır, hayata geçirilmiştir. Ama bu dönemde bunların hiçbir tanesinde sınırlandırıcı, tahdit edici bir uygulama söz konusu olmamıştır. O nedenle rahatlıkla söyleyebiliyoruz. OHAL'i hiç kimse bu anlamda hissetmedi. Ne yaşam biçimi, ne düşünce itibarıyla bu özelliklerinden dolayı hiç kimseye ayrıcalıklı, farklı bir muamele söz konusu olmamıştır. Bir daraltma, engelleme, sınırlandırma söz konusu olmamıştır. Bunun aksini gösteren bir tane örnek yoktur. Genel uygulamalar çerçevesinde OHAL ilanından önce de uygulanan bir takım düzenlemeler, kararlar, kurallar söz konusudur. O çerçevede alınan kararlar, uygulamalar vardır. Ama onun dışında özel olarak son bir yıllık dönemde, OHAL ilanının başladığı dönemden bugün kadar bu anlamda herhangi bir daraltıcı düzenleme hayata geçirilmemiştir."
Türkiye yangın yerine döndüğü bir dönemde OHAL kararının alındığını hatırlatan Canikli, Türkiye'nin, dünyanın en kanlı 3 ayrı terör örgütüyle ve destekçileriyle aynı anda mücadele ettiğine dikkati çekti.
Canikli, "Dolayısıyla OHAL ilanı gerekliydi, şu anda da bu mücadele bitmemiştir. Çünkü saldırılar devam ediyor. Halen hem içeride, hem dışarıda bu terör örgütleriyle, dünyanın en kanlı 3 terör örgütüyle mücadele devam ediyor. Dolayısıyla OHAL'in ilanının şartlarının oluşumuyla ilgili hiçbir tereddüt söz konusu değildir." ifadesini kullandı.
(Sürecek)
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.