Mustafa Kamal TALUT'u HATIRLATTI
Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak, Bakara Suresi 246'ıncı ve devamı ayetlerde Talût komutanlığındaki İsrailoğulları'ndaki bölünmeleri örnek vererek, partilerinden ayrılanlar tarafından kurulan AK Parti'yi eleştirdi
Partisinin 4. Bursa İl Başkanlığı Kongresi'nde konuşan SP Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak, milli görüşçülerin ümitsizliğe kapılmamasını istedi. Doğru yoldan sapmadan, bildiği yoldan ayrılmayan kişiler olarak tanımladığı milli görüşlüleri selamlayan Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak, milli görüşçüler olarak ecdatlarından aldıkları emaneti sağ sağlim gelecek nesillere aktarmanın temel görevleri olduğunu ifade etti. Askerlik çağına gelmiş çocuğunu anaların, babaların askere gönül rahatlığı ile gönderemediğini belirten Kamalak, Türkiye'nin artık yaşanılabilir ülke olmaktan çıktığını öne sürdü.
TALUT VE ASKERLERİYLE ELEŞTİRDİ
Bir davanın haklılığının geçici kuru kalabalıklarla değil, ilahi iradeye uygunluğuyla ölçüldüğünü anlatan SP Genel Başkanı Kamalak şöyle devam etti: "En büyük zaferler geçici kalabalıklarla değil çelikten imana sahip, ne yapmak istediğini bilen imanlı kadrolarla kazanılır. Zaman zaman 'kaç sefer bölündünüz, neden büyük kitleler sizden ayrılır, ayrılanlar çeşitli mevkilere geldiler' şeklinde sorularla karşılaşabilirsiniz. Sizde bir yanlışlık var, ayrılanlar şu mevkiye geldi gibi sözlerle karşılaşırsınız. Bu tür ayrılıklar tarihte ilk defa olmuş değildir. Sıratel müstakim üstünde yürüyenlerde bu tür kopmalar olur. Rabbimiz rahmeti üzerine numune olarak sınamıştır.
Kur'an-ı Kerim'de Bakara 246 ve devamındaki ayetlerde İsrail oğullarının bölünmesini görürsünüz. Onlar, Musa'dan (AS) sonra başlarındaki peygamberlerine 'bize cihat için ruhsat verilsin de cihat edelim' dediler. Peygamberleri de 'sakın bu ruhsat verilince vazgeçmeyin' dedi. Onlar da 'Ülkemiz işgal edilmiş, çocuklarımızdan ayrı düşmüşüz neden vazgeçelim.' dediler. Daha sonra onlara ruhsat verildi; ancak ruhsat verilince çoğu kişi vazgeçti, ayrıldılar, bölündüler, koptular. Şimdi soralım ayrılanlar mı haklı, yoksa kalanlar mı kusurlu? Diyelim ki mülteci hayatı yaşayan 100 kişiydi, çoğu kaç eder; 51. Geriye azı kaldı 49. Bunların başına Talût diye komutan tayin edildi. Bunların çoğu itiraz etti; 'Neden Talût, içimizde Talût'tan daha uygun kişiler vardı. Onun başkomutanlığını kabul etmiyoruz' dediler. Çoğu ayrıldı azı kaldı. 49'un çoğu 25. Onlar da ayrıldı, azı kaldı; 24. Bir ırmağı geçmeleri gerekiyordu. Talût birliklerini uyardı: 'Irmağı geçerken suyundan tada bilirsiniz ama kana kana içmeyin hikmetini bilemiyoruz, imtihanla karşıya karşıya kaldığımız muhakkak' dedi. Irmağı geçerken çoğu içti azı içmedi. 24'ün çoğu 13, onlar da ayrıldı. Şimdi içenler mi haklı iktidar nimetinden tadanlar mı haklı Hak yolundan yürüyenler mi haklı? Bir imtihanla karşı karşıyayız. Kimi mala kimi şana düştü. Sizleri kutluyorum Hak yolunun yürüyenleri."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.