Müslüman olan uyuşturucu kaçakçısı
Bir zamanlar tam bir suç makinesi olan İngiltereli uyuşturucu kaçakçısı Clifford Brown, Müslüman olup Bilal ismini aldı.
Bir zamanlar tam bir suç makinesi olan İngiltereli uyuşturucu kaçakçısı Clifford Brown, Müslüman olup Bilal ismini aldı. Müslüman olduktan sonra kendine yepyeni bir hayat kuran Bilal Kur’an’ı daha iyi anlayabilmek için Şam’da Arapça öğreniyor.
Samet DOĞAN'ın haberi
Gazeteci-Adem Özköse’nin yeni çıkan kitabı “Cennete Otostop”ta daha önceleri papaz, rahip, misyoner, müzisyen olup; daha sonra İslam’a girenlerin birbirinden ilginç hikayeleri yer alıyor. Kitaptaki en ilginç hikayelerden biri de eski uyuşturucu kaçakçısı Bilal Brow’un hikayesi. Araba hırsızlığından uyuşturucu kaçakçılığına kadar bir çok kirli işe bulaşan Bilal’in Müslüman olmaya karar vermesinde Harun Yahya ismiyle kitaplar yazan Adnan Hoca’nın İngilizce basılan kitaplarının da etkisi olmuş. Aslı Jamaikalı olan fakat İngiltere’de doğup büyüyen Bilal “Cennete Otostop”ta eski hayatı ile ilgili şunları anlatıyor: “Lisedeki hayatım hiç iyi değildi. On altı yaşımda kokain kullanmaya başladım. Liseden sonra da bir uyuşturucu çetesine katıldım. Caddelerde uyuşturucu satıyordum ve araba hırsızlığı yapıyordum. Berbat bir hayatım vardı; fakat çok iyi para kazanıyordum. Birlikte olduğum çetenin içinde Pakistanlılar ve Bangladeşliler de vardı. Hatta satacağımız eroini Pakistanlılar sayesinde Afganistan’dan getirtiyorduk. Zekâm ve cesaretim sayesinde zamanla çetenin içinde yükselip araba hırsızlığı gibi işleri terk ettim ve daha büyük işler yapmaya başladım. Uluslararası piyasaya açılarak İngiltere dışına da uyuşturucu sattık. Fakat İngiliz polisi bizim çeteye karşı bir operasyon düzenledi. Bu operasyonun sonunda benimle birlikte beş kişi tutuklandı.”
Malcom X ve Ahmet Deedat’tan etkilendim
Ünlü Müslüman davetçi Ahmet Deedat’ın konuşmalarını içeren kasetleri seyretmeye başlayınca Hıristiyanlıktan uzaklaşan Bilal sözlerini şöyle sürdürüyor: “Malcom X’in hayatını anlatan bir film seyrettim. Bu film beni çok etkiledi ve Malcom X’e hayran oldum. Filmi seyrettikten sonra Müslüman olmayı düşünmedim; fakat İslam’ı kendime Hıristiyanlıktan daha yakın hissetmeye başladım. Zihnimde İslam siyahların, Hıristiyanlık ise beyazların dini şeklinde bir düşünce oluştu. Beyaz İngilizleri hiç sevmiyordum. Onlar da bizi sevmiyorlardı ve siyah olduğumuz için bizi küçük görüyorlardı. Sonra Wu Tang Clag grubunun yaptığı hipap müzikleri dinlemeye başladım. Bu grubun elemanları Müslüman olduklarını söylüyorlardı; fakat bazı ırkçı görüşleri vardı. Mesela Allah’ın siyah, şeytanın ise beyaz olduğuna inanıyorlardı. Bu grubun elemanları daha çok Alijah Muhammed’in görüşlerine bağlıydılar. Yaptıkları parçalarda beyazları aşağılıyorlardı. Pakistanlı bir arkadaşım bana, önceleri Hıristiyan bir din adamıyken daha sonra Müslüman olan Ahmed Deedat’ın konuşmalarını içeren bir kaset verdi. Ahmed Deedat’ın konuşmalarını dinledikten sonra Hıristiyanlığı tamamen terk ettim. Ahmed Deedat konuşmalarında Hıristiyanların inançlarındaki yanlışlıkları net bir şekilde ortaya koyuyordu.”
“Kur’an okudukça korkuyordum”
İslam’a girmesinde Kur’an’ı Kerim’in ve Harun Yahya’nın kitaplarının etkisinin olduğunu ifade eden Bilal’in hidayete ermesi ise son derece ilginç: “Bir gece Pakistanlı bir arkadaşımızın evinde toplanmıştık. Dört arkadaş bir gün sonra satacağımız uyuşturucuları hazırlıyorduk. Kapının zili çaldı ve hemen uyuşturucuları sakladık. Gelen Osman adında sarıklı ve sakallı bir gençti. Tebliğ Cemaati’nden olan Osman, bizim uyuşturucu çetesinden Pakistanlı arkadaşımızın tanışıydı. Osman hepimizi mescidde yapılacak sohbete davet etti. Ben ilk başta mescide gitmek istemedim; fakat Osman çok ısrar etti. Osman’ın ısrarı üzerine mescide gittim ve mescidde sohbet veren hocayı dinledim. Hocanın anlattıklarının hepsi doğruydu. O an artık İslam’dan kaçamayacağımı ve Müslüman olmam gerektiğini bir kez daha hissettim. Mescidden eve dönünce tekrar Kur’an okumaya başladım. Kuran’ı okudukça korkuyordum; fakat Allah’ın her ne olursa olsun günah işleyenleri affedeceğini müjdeleyen ayetlerine rastladığım zaman rahatlıyordum. Müslüman olmaya karar vermiştim; ama Müslüman olmak için kendimi hazır hissetmiyordum. Bu arada mescidde tanıştığım bir İngiliz Müslüman bana Harun Yahya’nın kitaplarından bazılarını hediye etti. Bu kitaplar beni çok etkiledi. Harun Yahya’nın kitapları sayesinde İslam ve Allah ile ilgili kafamı karıştıran soruların cevaplarını buldum ve Müslüman olmaya karar verdim.” Şu an kendisi gibi sonradan Müslüman olan İngiliz bir kadınla evli olan Bilal bir dönem de Yemen’de eğitim görmüş. Artık Arapça konuşabilen Bilal Şam’da Arapça, Akaid, Fıkıh gibi dersler alıyor.
HaBertaraf.com