Muhteşem Yüzyıl büyük talihsizlik
Milletvekili Şahin: Ecdadın fantezi düşkünü gibi anlatılması büyük talihsizlik.
Ak Parti Malatya Milletvekili ve Dışişleri Komisyonu Mehmet Şahin, ‘Muhteşem Yüzyıl’ dizisiyle ilgili, “Ecdadın doğru anlaşılmaya başladığı bir dönemde, reyting uğruna harem fantezisi düşkünü gibi anlatılması büyük bir talihsizliktir.” dedi.
Mehmet Şahin, yaptığı açıklamada, bir televizyon kanalında yayınlanan ve Kanuni Sultan Süleyman’ı 'kadın düşkünü' olarak yansıtan 'Muhteşem Yüzyıl' dizisine tepki gösterdi.
Reyting uğruna kültürel değerlerin alaşağı edildiğini belirten Şahin, “Ecdadımızın ve mirasının doğru anlaşılmaya başlandığı, toplumun kendi öz tarihiyle barışmaya başladığı bir dönemde, tarihe adını altın harflerle yazdıran Kanuni Sultan Süleyman tarih kitaplarından okuyup öğrendiğimizden, Türk halkının tanıdığından alakasız bir şekilde yansıtılıyor. Kişiliğiyle ulu olan bir insanın, harem fantezisi düşkünü bir şahsiyet olarak ön plana çıkarılması büyük talihsizliktir. Temel amaç reyting ve kar elde etmektir. Ucuz yazarlıkla, araştırma ve derinlik olmadan, konu hakkında uzmanların bilgisine başvurmadan hazırlanan diziler ancak kafa yarar, göz çıkarır. Demokratik bir ülkede elbette isteyen istediği diziyi yapar, ancak istediğini yapmak, toplumun diğer kesimlerinin değerlerine hakaret etme hakkını kimseye vermez."
Vatandaşlara, ilgili mercilere başvurarak demokratik haklarını kullanma çağrısında bulunan Şahin, "Tarihimizin önemli şahsiyetlerini hak ettikleri konumdan başka türlü küçültmeye, aşağılamaya kimsenin hakkı yoktur. RTÜK’ün diziyle ilgili şikâyetleri süratle dikkate alacağına ve kanun çerçevesinde gereğini yapacağına yürekten inanıyorum.” diye konuştu.
Dizinin birçok hata ile dolu olduğunu vurgulayan Milletvekili Şahin, dizide çok sayıda hata olduğunu kaydetti. Dizideki hataların insanların zihninde yanlış tarih algılarına neden olabilecek düzeyde olduğuna ve dizideki olayların 1520'de geçtiğine dikkat çeken Şahin, şunları kaydetti: "Topkapı Sarayı'na haremin gelmesi 1540'ta başlar. Bu tarihten önce harem, Beyazıt'taki Eski Saray'daydı. Hareme kızlar, seçilerek alınır, ardından çok ciddi bir eğitimden geçirilirdi. Başta örf-âdet olmak üzere İslami ilimler ile kabiliyetlerine göre birer sanatta yetiştirilirlerdi."
Dizideki harem halkının davranışlarının, asırlar boyunca süzülerek gelen saray terbiyesi ve nezaketiyle ilgisi olmadığını kaydeden Şahin, "Harem halkının muhafazasını sağlayan ve dışarıyla ilişkilerine yardımcı olan harem ağaları, binanın dışında kendilerine ayrılan nöbet yerlerinde beklerdi. Harem ağaları da aynı terbiye ile yetiştirilirdi. Dizideki oryantal oyunlar ve müzik, Osmanlı eğlence anlayışı ve musikisini yansıtmıyor. Babasının cenazesi ortadayken bir padişahın eğlence düzenlemesi inandırıcı değil.” ifadelerini kullandı.