Muhsin Yazıcıoğlu‘nun ölüm emri ve fetvası!
Akşam Gazetesi yazarı Cengiz Özdemir, paralelcilerin montajlı ses kayıtlarının ortaya çıkartacakları iddia edilen Muhsin Yazıcıoğlu kasetlerini kaleme aldı.
İşte Özdemir’in yazısı:
Artık hepimiz biliyoruz.
Bugün yarın yeni bir kayıt çıkacak.
O kayıt ortaya koyacak ki:
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Prof. Dr. Hayrettin Karaman'a devletin bekası için Muhsin Yazıcıoğlu'nun katlinin caiz olup olmadığını soracak.
Fetvasını isteyecek.
Hayrettin Karaman hocanın cevabı, “katli vaciptir” olacak.
Bu cevap üzerine, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan dönüp Hakan Fidan'a “merak etme ben fetvasını hem de Hayrettin Karaman hocadan aldım” diyecek.
Hakan Fidan da, “tamam o zaman; emredersiniz” diyerek operasyon emrini verecek.
MİT'in Operasyon Timi de Hakan Fidan'ın emri hem de fetvalı olunca, “emredersiniz” deyip selam çakacak.
Ve helikopter kazası süsü verilen bir suikastla Muhsin Yazıcıoğlu, Türkiye Cumhuriyeti BaşbakanıRecep Tayyip Erdoğan tarafından öldürtülecek!
Buraya kadar yorum katmadan yazdım bu aşağılık komployu…
Öncelikle açıklık getirme amacıyla da olsa adını geçirdiğim ve şahsen de iyi tanıdığımı düşündüğüm bütün bu isimlerden özür diliyorum.
İftirayı açıklamak amacıyla hatırlamak bile zoruma gidiyor.
17 Aralık ile başlayan süreçte benzeri algı operasyonlarını sıkça gördük.
Yine çok çirkin bir tezgâhla karşı karşıyayız.
Senaryo tezgâh, yaşanan gerçek
Geçtiğimiz günlerde, farklı vesilelerle iki kez Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile görüştüm.
Kısaca bahsi geçse bile ben bu tezgâhın üzerinde durmayı doğru bulmadım.
Önümüzdeki hafta televizyonumuz 360'ta Sayın Başbakan'ı konuk edeceğiz.
Artık canlı yayında sorarım.
Sormamın sebebi tereddüdüm olmayacak.
Esasen çirkin bulduğum bu soruyu sorumluluğumuz gereği program akışına da alacağım.
Yeri gelmişken, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile rahmetli Muhsin Yazıoğlu'nun ilişkisinden küçücük bir anı paylaşayım.
Yıl 2001.
Burak Erdoğan'ın nikâh merasimi.
Kadıköy Evlendirme Dairesi'ndeyiz.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın oğlu Burak'ın nikâh şahidi Recai Kutan.
Eşinin nikâh şahidi ise, rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu.
O gün kulak misafiri olduğum önemli bir ayrıntıyı aktarayım.
Nikâhın kıyılmasından çok kısa bir süre önce salona rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu geldi.
O günün siyasi yasaklısı Recep Tayyip Erdoğan, o günün milletvekili Abdullah Gül'e şahit değiştirelim düşüncesini açarak, kendisinden izin istedi.
Abdullah Gül hiç tereddüt etmeden “elbette” diyerek şahitlikten feragat etti.
O günkü nikâh masası böyle oluştu.
Yaşıyor olsaydı…
Dün meydanlardaydım.
Önce İzmit'e gittim.
AK Parti mitinginde yüz bine yakın kişi vardı.
Oradan İstanbul Yenikapı'daki şehrin yeni miting alanına geçtim.
İstanbul'daki AK Parti mitinginde rekor bir katılım vardı; siyasi tarihimizin en büyük mitingine tanık olduk.
Biz, ecelin ne bir an önce ne de bir an sonra olamayacağına inanırız.
Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu'nu iyi tanırdım.
Bu millet de onu çok iyi tanırdı.
Bakmayın siz çok oy vermediğine, gönlünün en mutena köşesinde yer vermişti!
Adım gibi eminim ki...
Muhsin Yazıcıoğlu yaşıyor olsaydı…
Bugün bu meydanlarda olurdu!
Söz konusu vatan ise...
İstanbul'un yeni miting alanı Yenikapı ile eski miting alanı Kazlıçeşme arasında sadece birkaç kilometre var.
Aynı saatlerde orada da BDP mitingi vardı.
Bir buçuk yıl oldu bölgeden cenaze gelmiyor.
Ve İstanbul'da AK Parti ile BDP aynı gün komşu meydanlarda miting yapıyor.
Bundan daha güzel bir bahar havası olur mu?
Çözüm sürecini baltalamak isteyenler boşuna uğraşıyor.
Bu süreci hele rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu üzerinden baltalamaya çalışmak beyhude bir gayrettir.
Yaşıyor olsaydı bu sürecin en büyük destekçisi kendisi olurdu.
Onun duruşunu, dünyaya bakışını bihakkın kavramış bütün gönüldaşları bu sürecin devamı için her türlü fedakârlığa hazırdır.
En iyi onlar bilirler ve gerektiğinde de canları pahasına göstermişlerdir ki;
“Söz konusu vatan ise, gerisi teferruattır!”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.