'Mossad' skandalında çuvallayan ülke
BRÜKSEL- AB'deki 'Mossad' skandalında Belçika çuvalladı; olay sümen altı edildi.
Avrupa Parlamentosu, Avrupa Konseyi ve Komisyon gibi Avrupa Birliği (AB) kurumlarına ev sahipliği yapan Belçika'ya ağır itham geldi. 2003 yılında ortaya çıkartılan ve 'AB içindeki en büyük casusluk' skandalı olarak bilinen olayda Fransa, Almanya gibi ülke delegasyonlarının İsrail istihbarat servisi Mossad tarafından yıllardır dinlenildiği iddia edilmişti. Belçika istihbaratının casusluk skandalında büyük ihmali olduğu belirtildi.
Belçika'da istihbarat birimini denetlemekle vazifeli Meclis Komisyonu 'Comite I', çok tartışılacak bir rapora imza attı. De Tijd gazetesinde yer alan habere göre, Comite I'nin raporunda, 2003 yılındaki casusluk olayında Belçika istihbaratının yargıya eksik dosya sunmak gibi kusurlu davranışları sonucu dosyanın üstünün yedi yıl sonra örtüldüğünün altı çizildi.
Fransa, Almanya, İspanya ve İngiltere delegasyonların Belçika'nın başkenti Brüksel'deki Justus Lipsius binasında yıllardır dinlenildiği 2003 yılının Mart ayında ortaya çıktı. Yılda iki defa Avrupa Birliği Liderler Zirvesi'nin yapıldığı ve üye ülkelerin devlet ve hükümet başkanlarının katıldığı toplantıların yapıldığı Justus Lipsius binasında tercüme odalarında gizli dinleme cihazları tespit edildi. Dinlemelerin arkasında İsrail istihbarat örgütü Mossad'ın olduğu şüphesi kısa süre sonra kuvvet kazandı. AB kurumları içindeki en büyük casusluk olayı ile karşı karşıya kalan Belçika istihbaratının gevşek tutumu yüzünden casusluk olayı adeta sümen altı edildi. Comite I, olayla ilgili yazdığı değerlendirme raporunda Belçika istihbaratının casusluk olayında ciddi ihmali bulunduğunu ve kusurlu bir davranış sergilediğini kaydetti. Adli makamlara eksik dosyalar ulaştıran Belçika istihbaratı, gözaltına alınan dört sanıktan tamamının serbest kalmasından sorumlu tutuluyor. Casusluk olayının patlak vermesinden yedi yıl sonra Federal Savcılık, sanıklardan tamamı hakkında açılan adli kovuşturmanın sonlandırıldığını duyurdu.
AB KURUMLARINDAKİ EN BÜYÜK CASUSLUK OLAYIN PERDE ARKASI
Avrupa Birliği (AB) kurumlarındaki en büyük casusluk skandalı, üye ülkelerin devlet ve hükümet başkanlarının zirvelerde bir araya geldikleri Justus Lipsius binasında yıllardır gizli dinleme yapıldığının tesadüfen tespit edilmesiyle patlak verdi.
Her şey 28 Şubat 2003'de Justus Lipsius binasındaki tercüme kabinlerdeki bir arıza için bulunan teknisyenin İngiltere delegasyonunun kullandığı bölümde gizlenmiş bir dinleme aleti bulmasıyla başladı. 4 Mart'ta AB Güvenlik Bürosu konuyla ilgili bir araştırma başlattı. Bu büronun başında bulunan çoğunluğu Belçika istihbaratının emektar üyeleri adli mercilere haber vermeksizin 'gizli bir operasyona' imza attı. İngiliz delegasyonunu kimlerin dinlediğini tespit etmek için Justus Lipsius'te üç farklı lokale kameralar yerleştirildi.
Bulunan gizli dinleme aygıtı 7 Mart'ta Belçika telekomünikasyon şirketi BIPT'ten bir uzmana 'gizlice' gösterildi. Aygıtı, park halindeki bir minibüste inceleyen uzmanın ilk tespitine göre bu aygıt tüm konuşmaları dinleme, tercüme etme, kaydetme ve gönderme fonksiyonlarını bir arada yerine getirecek kapasitede.
OLAYDAN BELÇİKA SORUMLU
10 Mart 2003 tarihinde benzer şekilde üç siyah kutu daha bulundu. Bulunan son dinleme aygıtlarıyla Fransa, Almanya ve İspanya delegasyonlarının da yakın takibe alındığı tespit edildi. AB Güvenlik Bürosu elemanları yeni gizli kameralar yerleştirdi. Ertesi gün söz konusu ülke delegasyonları ve istihbarat elemanlarına dinlenildiklerine dair haber verildi. Ayrıca 13 Mart'ta dönemin Belçika Başbakanı Guy Verhofstadt'ın yanı sıra Adalet ve Dışişleri Bakanlıkları casusluk olayından haberdar edildi.
19 Mart'ta yerleştirilen gizli kameraların toplanmasına karar verilirken, Fransız Le Figaro gazetesi 'AB içindeki en büyük casusluk' olayını sayfalarına taşıdı. Ertesi gün Belçika istihbaratın başındaki isim Koen Dassen, hükümete bir nota yazarak patlak veren casusluk olayının Belçika'ya yansımasının çok ağır olabileceği yününde uyarıda bulundu. Belçika'nın sorumluluğunun tespit edilmesi halinde, AB kurumlarının başka bir ülkeye taşınabileceği konuşulmaya başlandı. 2 Nisan'da Almanya, Fransa, İngiltere ve İspanya istihbarat birimleri, Justus Lipsius binasının AB için hazır hale getiren Belçika'nın sorumlu olduğu yönünde rapor verdi.
Comite I'nin raporuna göre Belçika istihbaratı, gizli dinlemeleri yapan ya da aygıtları yerleştirenlere yönelik takibatta da ciddi hatalara imza attı. Casusluk skandalın patlamak vermesinden kısa süre sonra 3 Nisan 2003'de AB Güvenlik Bürosu elemanları şüphelendikleri dört teknisyenin ismini Belçikalı makamlara verdi. Bunlardan ikisi tercüme kabinlerindeki ses sistemini yerleştiren İsrailli telekomünikasyon şirketi Comverse'de eğitim almış. Comverse şirketinin İsrail istihbarat örgütü Mossad'ın yan kuruluşu olduğu ve isminin ABD ve Hollanda'da casusluk olaylarına karıştığı öne sürülüyor.
17 Temmuz 2003'te Belçika Federal Savcılığı emniyet ve istihbarat birimlerini soruşturmanın derinleştirilmesi için bir araya getirdi. Buna rağmen Belçika istihbaratına tam bir yıl sonra 31 Ağustos 2004 tarihinde resmi soruşturma talebi ulaştı. İstihbarat ise ancak 28 Ocak 2005'de savcılığa soruşturmanın neticesini sundu fakat federal savcılığa eksik dosya gönderdi. Ayrıca zanlıların güvenlik soruşturmasının yapılması da yıllar aldı ve ancak 2005'in Ağustos ayında bu süreç tamamlandı. Şubat 2006'ya kadar casusluk dosyasının kapağı hiç açılmadı. Mart 2009'da skandalın patlak vermesinden tam altı yıl sonra savcılık farklı noktalarda konuyla ilgili ev aramaları yaptırdı.
AB'DEKİ CASUSLUK SKANDALI GİZEMİYLE BİRLİKTE KAPANDI
Meclis Araştırma Komisyonu 'Comite I', AB içindeki en büyük casusluk skandalı hakkında Belçika istihbaratını değerlendirebilmek için yedi yıl adli araştırmanın tamamlanmasını beklemek durumunda kaldı. Geçtiğimiz hafta yayınladığı raporla Belçika istihbaratının eksikliklerini ortaya koyan Comite I, istihbarat biriminin en hafif tabirle 'koordinesiz' çalıştığını kaydetti.
Yapılan tüm soruşturma ve araştırmanın neticesinde adli cephede AB'deki casusluk dosyası kapanmış gözüküyor. Federal Savcılık, haklarında soruşturma açılan zanlıların hiçbiri hakkında devam eden adli bir dosyanın bulunmadığını duyurdu. Olaydan yedi yıl sonra AB kurumlarındaki en büyük casusluk olayı bu şekilde kapanmış oldu. CİHAN