Milliyet'ten Fikret Bila yazdı...
Genelkurmay Başkanlığı, 13 askerimizin şehit edildiği Silvan saldırısıyla ilgili inceleme sonuçlarını detaylı bir açıklamayla kamuoyuna duyurdu.
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, Genelkurmay’ın açıklamasının tatmin edici olduğunu ifade ederken, tespitler örtüştüğü için ayrıca İçişleri Bakanlığı’nın raporunu açıklamaya gerek duymadıklarını da ifade etti.
Tek açıklamanın önemi
Başbakan Erdoğan’ın bu kararı ve değerlendirmesi, son günlerde yaratılmaya çalışılan asker-sivil; asker-polis karşıtlığı havasının yanlışlığını ortaya koyması bakımından önem taşıyor.
Her iki raporun da önceki gün yapılan güvenlik zirvesinde ele alındığı ve örtüşmenin saptanmasından sonra Genelkurmay raporunun açıklamasının yeterli olacağı sonucuna varıldığı anlaşılıyor.
Bunun önemi Genelkurmay’ın raporunu hiç dikkate almayıp, İçişleri’nin raporu üzerinden TSK’yı vurmaya hazırlananların beklentisini boşa çıkarmış olmasından geliyor.
Detaylı rapor
Genelkurmay Başkanlığı’nın raporla ilgili olarak yaptığı açıklamada, olayın her aşamasının dakika dakika yer alması da önemli. Keza tereddüde düşülen noktaların askeri yargıya, bir başka deyişle, askeri savcılık soruşturmasına verilmiş olması da Genelkurmay Başkanlığı’nın gösterdiği titizliğe işaret ediyor. Bu özen, 13 şehidimize ve ailelerine karşı olan görev ve sorumluluğun bir gereği.Genelkurmay’ın detayları da kamuoyuyla paylaşmış olması, şeffaflığın ve hesap verebilirliğin bir göstergesi olarak görülmeli.
Tereddütlü konular
Genelkurmay Başkanlığı inceleme sonunda dört konunun soruşturulmak üzere askeri savcılığa verildiğini duyurdu:
1- Geçici üs bölgesinin doğru seçilip seçilmediği,
2- Geçici üs bölgesinde tertiplenmenin uygun yapılıp yapılmadığı, yeterli emniyet, gözetleme, ikaz tedbirlerinin alınıp alınmadığı,
3- Terörist ikazının alınmasından sonra alınan ek tedbirlerin yeterli olup olmadığı,
4- Helikopterlerin zamanında hazır olup olmadığı, insansız hava araçlarının zamanında ulaşıp ulaşmadıkları.
21 dakika araştırılacak
Genelkurmay’ın açıklamasında helikopterlerle ilgili paragraf, helikopterlerin olaya müdahalelerinde bir gecikme olup olmadığı konusunda bir tereddüt oluştuğu algısına yol açıyor.
Helikopterlerle ilgili yapılacak araştırmayı netleştirmek için dün Genelkurmay kaynaklarıyla konuştum. Helikopterlerle ilgili paragrafa açıklık getirmek istediklerini belirten Genelkurmay yetkilileri şu bilgiyi verdiler:
“Helikopterlerin, çatışma bilgisi geldikten sonra olaya müdahale ediş sürelerinde bir sorun gözükmüyor. Helikopterlerin uçuşa hazır hale getirilmeleri belli bir süre alır. Yönergeye göre bu süre 45 ila 60 dakikadır. Helikopterlerimiz bu süreyi kısaltmak amacıyla zaten yüklü beklerler. Ancak motorların çalıştırılmasından, kalkışa hazır seviyeye gelmesinden sonra da yapılması gerekli olan son ‘hayati kontroller’ vardır. Üs bölgesi helikopter talebini 14.39’da aldıktan sonra, 15.21’de havalanmış ve 15.45’te saldırı bölgesine ulaşmıştır. Bu durumda talebin alınmasıyla helikopterlerin olay yerine varışı arasında geçen süre 1 saat 6 dakikadır. Bu süreye 18 dakikalık uçuş süresi de dâhildir. Dolayısıyla pilotların ve diğer personelin yönergede öngörülen süreden de kısa bir zaman içinde hazırlıkları tamamlayıp kalkış yaptıkları açıktır. Araştırılacak olan saldırının üs bölgesine bildirilmesinde bir gecikme olup olmadığıdır. Açıklamada da belirtildiği gibi çatışma 14.18’de başlamıştır. Helikopter talebi üsse 14.39’da ulaşmıştır. Araştırılacak olan bu süredir. Çatışmanın başlamasından sonra üs bölgesine talebin neden 21 dakika sonra geldiği sorusuna yanıt aranacaktır. Kuşkusuz sıcak çatışma koşulları değerlendirilecektir. Yoksa helikopterlerin kalkış ve olaya müdahale sürati bakımından bir tereddüt yoktur.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.