MHP Genel Başkanı Olsaydım...
"MHP Genel Başkanı ben olsaydım işi bu noktaya getirmezdim. En başında mutabakatla meclis değiştiriyor olurdu. "
Ülkücü hareketin önemli isimlerinden, Ülkü Ocakları’nın Kurucu Genel Başkanı Ramiz Ongun, “Rahmetli Türkeş’in karşı çıktığı anayasaya bizim Daltonlar niye sahip çıkıyor, ayıp değil mi? Kesin olarak evet oyu kullanacağım” dedi.
İşte o çarpıcı söyleşi:
MHP ile nasıl tanıştınız?
17 yaşındaydım Adana Türk ocaklarındaydım. Rahmetli yurt dışından yeni dönmüştü. Anadolu’yu dolaşıyorlardı; dernek mi siyasi parti mi kuralım diye istişare yapıyorlardı. Türk ocaklarına geldi orada tanıştık.
12 Eylül sürecinde yaşadıklarınızı anlatır mısınız?
12 Eylül 1980 darbesinden sonra yurt dışına gittim. Almanya’da üniversiteden sınıf arkadaşım olan hanımımla evlendim. 7,5 sene sonra döndük. 12 Eylül 1980 ihtilalini müteakip MHP ve Yan Kuruluşlar hakkında açılan davadan yargılandım ve beraat ettim. Önce askeri mahkeme sonra da güvenlik mahkemesi 2,5 sene devam etti. Doğru dürüst bilgi varmış gibi yargılandık. Birinde idam isteniyor, birinde mahkeme dedi ki ne için idam isteniyor organize yapma zaten görevi…
Cuntaya karşı tavrınız ne oldu?
Negatif oldu. İhtilalden bir yıl önce bin bir türlü provokasyon ve kışkırtma vardı. Sonra Kenan Evren söyledi zaten: çok genç ölsün ki millet bir daha yapmasın, böyle vicdan olur mu bu millet onun için anayasa değişikliği istiyor.
Avrupa’da nasıl bir yaşantınız oldu?
Orası çok kötüydü. 3 çocuğumuz da orada doğdu. Alışmadığımız bir hayat mücadelesi. Memleketimize döndük kasaplık, veterinerlik yaptım. Geceli gündüzlü çok sıkıntılı günler geçirdik. Şimdi çok uzun sürer, bunu ileride ayrıca konuşuruz.
Neden rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu ile birlikte olmadınız?
Biz o zaman eğitim grubu olarak Sadi Beye destek verdik. Muhsin Yazıcıoğlu, beraber olalım dedi o arada. Sonra kopukluk oldu seçimlerden önce de yeni bir oluşumla, yeni bir destekle yapılandılar zaten.
Yazıcıoğlu’nun ölümünü nasıl değerlendirdiniz?
Çok büyük üzüntüm var huzursuzum. Kazaya, kadere inanıyoruz, ama ölümü doğal bir olay gibi görünmüyor.
Anayasa değişikliğini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kesin olarak evet oyu kullanacağım. Siyasetin dar bir sokağına insanları sıkıştırmanın anlamı yok. Türkiye’nin önemli bir meselesini siyasi parti kavgasına alet etmenin anlamı yok. Daha evvel anayasa değişmedi mi bölük pörçük de olsa. Sayın Bahçeli de övünüyordu, herkes övünüyordu. Siz değiştirince makbul, başkası değiştirince kötü öyle mi?
Değişiklik paketinde karşı olduğunuz bir madde var mı?
En çok sıkıntı çektiğimiz maddeler değiştiriliyor. Karşı olduğumuz bir şey yok, savunduğumuz şeyler var.
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin “evet” oyu kullanacak ülkücüleri sert bir dille eleştirmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Rahmetli Türkeş’in karşı çıktığı anayasaya bizim Daltonlar niye sahip çıkıyor, ayıp değil mi? Nasıl bir çelişkidir bu? Sonra da mezarına gidip timsah gözyaşları dökmek çok çirkin iki yüzlülük.
11 yıl hapis yatmış insanlara hakaret ediyor. Buna hakkı yok. Şehitlere sahip çık, gazilere hakaret et. Ne vicdansızlıktır, Devlet Beye yakışır mı…
Çok ciddi bir çelişki taban da bunu görüyor. Türkeş’ten bu yana ne değişti de karşı olduğumuz anayasayı sıkıca savunuyoruz. Anayasa değiştirmek karamanlık olacak, üstelik de istediğimiz maddeler değişiyor.
Peki, MHP Genel Başkanı siz olsaydınız bu süreçte nasıl bir duruş sergilerdiniz?
MHP Genel Başkanı ben olsaydım işi bu noktaya getirmezdim. En başında mutabakatla meclis değiştiriyor olurdu. İyi niyetle yaklaşılması için gayret ederdim. Türkiye’ye yakışan da buydu.
Ya hayır oyları fazla olursa?
Hayır, çıktı, Ak Parti gitti diyelim. Türkiye ne kazanacak? Hani Türkiye’yi yönetecek bir alternatif var mı? Türk milleti yerine koyacağını bulmadan mevcudunu göndermez. Türkiye’yi yönetme iddiasında bir kabiliyeti olan alternatif varsa Ak Parti gitsin, ama “ne olursa olsun bunlar gitsin” demek vatanseverin vicdanına uygun değildir. Bu kadar vicdanı da baskı altına almak Türk’e de Müslüman’a da yakışmaz. Bizim milletimiz aklıyla karar verir.
Başbakanla Tarsus’ta iftar yemeğine katıldınız? Orada neler konuştunuz?
Bizim Tarsus’ta evimiz var, Sayın Başbakan beni orada sanıyormuş, iftara davet etti. Biz de Ankara’dan Tarsus’a gittik. Bölgemizin insanlarıyla iftar yaptık, çay içtik sohbet ettik.
Sayın Başbakan size referandumda evet oyu kullanmanız konusunda telkinde bulundu mu?
Ne siyaset ne de parti konuşmadık. Doğrusu büyük bir nezaketle gayet samimi bir şekilde karşılandık. İftarı yemeden önce de evet diye düşünüyorduk zaten. 12 Eylül’de bu anayasaya kaşı çıkıp da bugün savunacak halimiz yoktu. Orada birisi Devlet Beyin üslubu sert deyince ben de Devlet Bey çelebidir, efendidir, ama yazılı bir metin görünce Allah yarattı demiyor, kırmızı görmüş boğa gibi saldırıyor, ne yazıyorsa noktasına, virgülüne kadar okuyor dedim.
Başak Medya Ajans