Batılı aydınların ve Türkiye’den bazı medya ve siyasi partinin yaşanan insanlık ayıbına suskun kaldıklarını, ‘Gezi olaylarında orantısız şiddet kullanıldı’ görüşünden hareket ederek, onlarca Batılı aydın bir araya gelip bildiriler yayınlamalarına rağmen bu katliamlara sessiz kaldıkları aktarıldı. İnsan hakları stratejileri Batı’da gelişmiş olup, Suriye için sessiz kalındığını söyleyen Orhan Miroğlu şu sözleri aktardı:

BATILILAR KENDİ HALKLARI ZARAR GÖRDÜĞÜNDE TEPKİ GÖSTERİRLER

Batılılar kendi halklarının zarar gördüğü, sistematik işkencelere ve toplama kampları deneyi olmak üzere, katliamlara karşı çok hassaslar. Ve o mekanizmaları harekete geçirmede 2. Dünya Savaşı’ndaki hadiselere baktığımız zaman gerçekten çok ustalıkla davrandılar.

STALİN’İN SUÇLARI BATI’DA YARGILANMADI

Hitler hadisesi ortaya çıkmadan öcne, Stalin’in kurduğu sistem bütün Batılı toplumları korkutan bir sistem. Ama Stalin’in kendi içinde yaptığı suçlar hiçbir zaman Batı’da bir yargılama söz konusu olmamıştır. Hitlerin toplama kampları deneyi bizzat Avrupalı halklara zarar verdiği için ve eğer Nazizim fikri belli bir coğrafyada egemen olduğu için, dünya Hitlere karşı Stalin’le uzlaştı. Bu ilginç bir uzlaşma örneğiydi. Bazı tarihçiler bunu ahlaki olmayan, kokuşmuş bir uzlaşma olduğunu ifade ettiler. Bu düşünceyi bugün Suriye olayına uyguladığımız zaman burada Hitler’in misyonunu yüklenmiş olan grup El Kaide’dir.

ESED ZİHNİYETİ CHP ZİHNİYETİNDEN FARKLI DEĞİL

CHP sözcüsü Haluk Koç’un ‘Esed’den daha iyisini bulamadıklarını’ sözünü hatırlatan Mehmet Metiner, bu insanlık ayıbının CHP tarafından desteklendiğini, Esed’in zihniyetiyle CHP’nin zihniyetinin birbirinden çok farklı olmadığını belirtti. Metiner şunları söyledi:

CHP ve Esed zihniyetinin ikisi de Baasçı ideolojiden beslenen iki farklı parti. CHP’nin tek parti diktatörlüğü ile Esed’in tek parti diktatörlüğü arasında ne zihniyet bakımından, yöntem bakımından hiçbir fark yok. Esed halkını uçaklarla bombalıyor da, CHP’nin tek parti döneminde bu halk uçaklarla bombalanmadı mı? Dersim’de o mazlum, çaresiz insanların üzerine bombaları kim yağdırıyordu? Munzur günlerce kan akmıştır. Esed’in yaptığının tıpkısının aynısını yapan zaten bir CHP zihniyeti var.

HAMA’DA 30 BİN İNSAN ÖLDÜRÜLDÜĞÜNDE AK PARTİ Mİ İKTİDARDAYDI?

Türkiye’nin parlamentosunu Şam’ın parlamentosuna çevirdiler. El-Muharebat’ın ağzıyla kendi ülkesinin Başbakan’ına her Allah’ın günü küfür eden bir zihniyetin Suriye'deki utanç fotoğraflarına sessiz kaldığını söylemek mümkün mü? İnsanlık adına utanç verici olan fotoğraflara ‘biz de çok rahatsız olduk’ diyorlar ama hemen peşimden ‘ama’ diyorlar; ‘ama AK Parti’nin dış politikası dolayısıyla bugün bu noktaya geldik. Peki soruyoruz; Hama’da 30 bin insan bugünkü Esed zaliminin babası tarafından öldürüldüğünde AK Parti mi iktidardaydı? AK Parti Suriye’nin iç işlerine mi karışıyordu? Peki Öcalan, ‘Türkiye’ye karşı yıllar yılı PKK kullanıldı’, Öcalan yakalandıktan sonra Suriye’nin kendisini Türkiye’ye karşı nasıl kullandığını anlattı. Peki o dönem Suriye’nin çok azgın bir biçimde Türkiye’ye düşmanlık yaptığı, sadece PKK değil, başka sol örgütleri de Türkiye’ye karşı kullandığı dönemde iktidarda AK Parti mi vardı?

CHP KENDİNİ ZEMZEM SUYU İLE YIKASA ASLA DEĞİŞMEZ

Bu CHP kendini zemzem suyu ile yıkasa, siyasal genetiğinden kopmadıkça asla değişmez. Halâ Dersim katliamından, İstiklal Mahkemelerinde yapılan zulümlerin haddi hesabı yoktur. Çıkıp özür bile dilemiyor. Tek parti döneminde yapmış olduğu zulümlerden özür dilemiyor. ‘Ben yaptım, özür dilerim’ demeyen bir CHP’den biz insan hakları konusunda duyarlı olmasını bekliyoruz. Bugünlerde niye insan hakları, demokrasi diyor? Çünkü AK Parti dolayısıyla Türkiye demokrasi, insan hakları noktasında çıtayı çok yükseltti. AK Parti’ye muhalefet edebilmesi için diline pelesenk ettiği kelimeler. İçselleştiği şeyler değil. CHP tipik bir Baas partisidir. Esed’in zihniyetinden hiçbir farkı yoktur. Ergenekoncu, ulusalcı bütün güçler bugün Esed’in arkasında duruyorlar.

Kanal 24