Merhum Rauf Denktaş'ın Özlediği Kıbrıs
KKTC Vakıflar ve Din İşleri Dairesi Yönetim Kurulu Başkanı Işılay ARKAN'dan çok önemli Denktaş hatıraları. Ve KKTC'nin ilk resmi K.Kursu Müdüresi Safinaz Hocahanım'ın hizmetleri
Serdar gezgin'in haberi
KKTC kurucu Cumhurbaşwww.habername.com okurları iç in paylaş tı .
kanı Merhum Rauf Denktaş'ın özlediği Kıbrıs nası ldı ? KKTC Vakıflar ve Din İşleri Dairesi Yönetim Kurulu Başkanı Işılay ARKAN, Denktaş ile ilgili 4 ö zel hatı rası nı
ANI 1:
Bayraktar Türk Maarif Koleji Müdürlüğünden yeni emekliye çıktığım zamanlardı. O günlerde Denktaş Bey beni yanına çağırtmıştı. Aslında sık sık görüşmeye gider fikir alış verişinde bulunurduk. Ama bu seferki daha ciddi bir durumdu. Bana: “Işılaycığım, madem artık emekliye de çıktın bana bazı konularda daha fazla yardımcı olabilirsin diye düşündüm, teşekkür ederim kırmadın geldin. Aslında seninle her zaman görüşüyoruz eksik olmayasın bana çok yardımcı oluyorsun. Şimdi de senden ricam, her sabah buraya gelip bana halkın durumuyla ilgili bilgiler vermendir. Halkımız seni sever sayar, senin getireceğin bilgiler benim için çok değerlidir. Bu şekilde ben de halkımın ne durumda olduğunu daha yakından takip etmiş olurum” dedi. O tarihten sonra her sabah sayın Denktaş’ın yanına gidip halkın nabzını tutabileceği bilgiler verdim.
Kendisi benim dış ülkelerle özellikle de müslüman ülkelerin hatırı sayılı kesimleri tarafından sayılıp sevildiğimi bildiği için de bana her dış ziyaretimde kendi görüşlerini ileten bir mektup verir, ben de bu mektubu onun ağzından gittiğim yerlerde okurdum. Gittiğim ülkeler zaman zaman Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ismine yabancı da olsalar Rauf Raif Denktaş ismini duyunca alkışlamaya başlarlardı. Anlardım ki ülkemiz tanınmıyor da olsa Denktaş ismini duyan herkes heyecanlanıyor, kendisiyle bir gönül bağı kuruyor. Her ülkeden her milletten seveni çoktu.
ANI 2:
Rauf Raif Denktaş, halkçı, milletini çok seven bir şahsiyetti. Çoğunluğun sesine kulak verir, özellikle Türkiye’den gelen öğrencileri çok sever onlara her konuda yardımcı olur bağrına basardı. Bir Türkiye ziyaretimde aile dostu olduğumuz bir eve konuktum. Kıbrıs’ta üniversitede okuyan bir kızımızın anlattıkları karşısında duygulu anlar yaşamamak ve gururlanmamak mümkün değildi. Sayın Denktaş’ın Girne’den Lefkoşa’ya geldiği yağmurlu bir günde yolda gördüğü tesettürlü kızları yoldan çevirip kendisini tanıttıktan sonra onları o yağmurlu havada yürütmeyip gidecekleri yere kadar bırakmıştı. Yıllar geçmiş kızlar evlenip çoluğa çocuğa karışmışlar ama yüreği insan sevgisiyle dolu bu yüce insanı asla unutmamışlardı. Ki, o yıllar da Türkiye’de dahi üniversiteler tesettürlü öğrencileri okullara almıyor, onlara olmayacak ambargolar uyguluyorlardı. Görüyoruz ki insan olmak önce kul ayrımı yapmayıp alçak gönüllü olmaktan geçiyor.
ANI 3:
1994 yılıydı Rauf Raif Denktaş’ın oğlu Raif Denktaş’ı kaybettiği yıldı. Üzüntülü ve çok durgundu. Kendisine sık sık ziyarette bulunuyor, kendisini teselli edecek hadislerden bilgiler aktarıyordum. Yine böyle bir gün bana masasının üzerinde bulunan Kuranı Kerim’i göstererek: “Eğer ki ben bu yüce kitabımız Kuranı Kerim’i okumaya başlamasaydım belki de bu acıya dayanamayacak çıldıracaktım. Tek güç aldığım, teselli bulduğum yol bu yoldur.” Diyerek yaşlı gözlerini benden kaçırmaya çalıştığını dün gibi hatırlıyorum.
ANI 4:
Güçlü bir müzakereci olduğunu biliyordum. Türk toplumunun varlığını devem ettirebilmesi, gücünü kaybetmemesi için gerekli bütün etkili tezleri ortaya koyduğu için ben, daima görüşmelerden galip çıkacağımıza inanıyordum. Hitabet gücü çok fazlaydı, etkili bir hatibti. Bir gün bana okulların durumundan dert yanıyordu. Okul ziyaretlerinde bulunduğu bir gün öğrenci ve öğretmenlere konuşma yaparken ezan sesini duyarak konuşmasını yarıda kesmiş ve hiç kimse bundan bir şey anlamamış. Şaşkın bakışları farkettiğin de ise neden böyle bir şey yaptığını açıklamış ve önünde duran bir kaç öğrenciye Fatiha Suresi’ni bilip bilmediklerini sormuş. Olumlu bir cevap alamayınca da yapılan eğitimin ne derece yetersiz olduğunu görmüş, üzülmüştü. Belki bundan mıdır bilemiyorum ama son nefesini verirken de kendisi için yapılacak tek şeyin camilere gidip dua etmek olduğunu söylemiş ve kendisini seven herkesten bunu istemiştir.
***
KKTC'nin ilk resmi kı
z Kur'an Kursu Mü dü resi Safinaz Bozkurt Hocahanı m merhum Denktaş'ı n ardı ndan gö rev yaptı ğı dö nemdeki KKTC'yi ve din hizmletlerini anlattı .'1991 yılında İstanbul Müftüsü Selahattin Kaya Hocamızın himmetleriyle KKTC'de görev yapmak üzere Lefkoşa'ya vardığımda, neler yapacağımı veya neleri yapamayacağımı doğrusu tam olarak bilmiyordum.
Cemiyet Başkanı Işilay Arkan Bey ve ekibinin fedakar çalışmaları, ve sınırsız destekleriyle; 3 yıllık görev süremde, neredeyse bütün köyleri gezerek, yıllardır hasret kalınmış Kuran hizmetlerini yavru vatanımıza ulaştırmıştık.
Köylerden getirilen genç kızlarımıza Magosa'daki Kur'an Kursumuzda, sadece Yüce kitabımız Kuran-ı Kerim'i değil, yanısıra dikiş nakış, yemek yapmak, yüzme, motosiklet, araba kullanmak, konferanslar, piknikler.... hulasa dolu dolu bir 3 yıl yaşamıştık.
Bu süre zarfında merhum Rauf Denktaş'ın manevi yardımlarını hep üzerimizde hissetmiştik. Milli ve manevi değerlerimize çok önem veren merhum Denktaş'ı bu vesileyle bir kez daha rahmetle anıyor, ve kendisinin de arzuladığı gibi KKTC'de Din Hizmetlerinin kesintisiz bir şekilde devam etmesini niyaz ediyoruz.'
Lefke'de Araplar tarafından yapılan Cami
G.Magosa'daki tarihi Lalapaşa Camisi
Güzelyurt'taki şubemiz
Okul Baş kanı Ü mmü Okutucu ile birlikte
Okul Baş kanları ndan Ceylan Kücü k ile birlikte
Talebesi Emine Bü
yü ksakarya ile birlikte
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.