Mazlumder 28 Şubat belgelerini açıkladı!
Mazlumder Gaziantep Şubesi tarafından düzenlenen basın toplantısında 28 Şubat ile ilgili çok önemli belgeler açıklandı.
Mazlumder GYK Üyesi Mehmet Alkış tarafından konu hakkında basın bilgilendirilirken, 28 Şubat hakkında da çarpıcı açıklamalarda bulundu. Basın açıklamasının ardından 28 Şubat post modern darbesinde mağdur olan emekli din görevlisi Süleyman Ata yaşadıklarını anlattı. Ata, “Bütün darbeleri gördüm ama 28 Şubat’ta gördüğüm zulmü başka yerde görmedim. Zorla emekliliğe sevk edildim. Her türlü ayrımcılığa tabi tutuldum” dedi. Basın toplantısına Mazlumder Şube Başkanı Abdurrahim Çelik’in yanı sıra yönetim kurulu üyeleri ve çok sayıda avukda katıldı.
İŞTE MAZLUMDER TARAFINDAN YAPILAN AÇIKLAMA:
28 Şubat 1997’de askeri gücü elinde bulunduranlar, yönetime müdahale ederek, topluma rağmen ülkeyi ve devleti yeni baştan dizayn etmişlerdir. Bu darbe sürecinin asıl hedefi; “irtica” ve “şeriat” kavramlarını manipule ve istismar ederek Din’i ve İnançlı kesimi sindirmek, etkisizleştirmek, toplumdan soyutlamak ve yönetim dışı bırakmaktır. Bu sonucu elde etmek için her alanda hukuksuz baskı ve dayatmalara baş vurulmuştur. Binlerce öğrencinin öğrenim hakkı, çok sayıda insanın çalışma hakkı elinden alınmıştır. Düşünce, İfade ve örgütlenme özgürlüklerine de büyük darbeler vurulmuştur. Bir derneğe veya vakıfa bağışta bulunan insanlar suçlu muamelesine tabi tutulmuş, soruşturmalara maruz kalmıştır. Hukuku savunan örgütler ve kişileri yıldırmak için her yol denenmiş, insan haklarını savunan derneklere baskınlar yapılmış, aydınlara yönelik suikastlar yaşanmıştır. Sendika, dernek ve vakıflar baskı altına alınmış uygun görülmeyenler kapatılmıştır. Resmi İdeolojiye uyumlu olmayan siyasi partilerin çalışmaları kısıtlanmış, seçimlerin özgür bir ortamda yapılması engellenmiş, insanların siyaset yapması ve istediği partiyi desteklemesi zorlaştırılmıştır. Yargı üzerinde oluşturulan baskılar, yargı mensuplarına verilen yönlendirici brifingler adil yargılanma hakkını ve yargı bağımsızlığını ortadan kaldırmıştır. Hukukun üstünlüğü ve insan hakları kağıt üzerinde kalmıştır. Özel hayatın gizliliği ilkesi keyfi izleme mekanizmaları ile yok edilmiş, başta kamu görevlileri olmak üzere bütün toplum kesimleri fişlenmiş ve takibata uğramıştır. Yeşil sermaye adıyla ticari hayata müdahale edilerek işyerleri ideolojik ayrımlara tabi tutulmuş,dindar işadamları ve ticari kuruluşlar ayrımcı suçlamalarla hedef gösterilmiştir. Gazeteler akreditasyon uygulaması ile, gazeteciler ise andıçlarla baskı altına alınmış, haber alma özgürlüğü engellenmiş, sansür yaygınlaştırılmıştır. Gazete sahiplerine gözdağı verilerek muhalif gazeteciler işlerinden çıkartılmıştır. Ekli belge; 28 Şubat Darbesinin taşıdığı zihniyetin Silahlı Kuvvetler Mensupları tarafından da paylaşılmasının zorunlu olduğunu ortaya koymaktadır. Buna uymayıp, resmi ideolojinin kutsal addettiği hususlara riayet etmeyenlerin,yani Dinî inanca sahip olan ve inancını yaşantısına yansıtanların TSK içinde barınamayacakları belirtilmektedir. Bunun sonucunda bir çok askerin görevine son verildiği bilinmektedir.
YAŞZEDE olarak adlandırılan bu kimselerin uğradığı mağduriyetin sebebi Dinî inancının gereği olarak; namaz kılması, eşinin veya annesinin baş örtülü olması, camiye gitmesi, dinî toplantılara katılması veya içki içmemesidir. Yüzyıllarca Müslümanlara önderlik yapmış bir toplumun ordusunun mensuplarının, Dinî inançlarına bağlı olması en büyük suç sayılmıştır. Ergenekon ve bağlantılı davalar nedeniyle ortaya çıkan darbe planlarını, tertipleri, oyunları, entrikaları, cinayetleri görünce 28 Şubat 1997 postmodern darbesinin ne olduğunu ve milleti nasıl bir kafese mahkum ettiğini daha iyi anlıyoruz. Milleti idare eden hükümetlerin nasıl bir kukla olduğunu, perde arkasında kimlerin ülkeyi idare ettiğini şimdi daha iyi görüyoruz. Çağdaşlık ve modernlik gibi kavramların arkasına sığınanların, ‘irtica ve şeriat’ı öcüleştirerek toplumun inancını hukukunu nasıl ayaklarının altında çiğnediklerini şimdi daha iyi idrak ediyoruz.
Haksız, hukuksuz bütün girişimleri, baskıları, emrivakileri, darbeleri, darbe teşebbüslerini ve her türlü zulmü kınıyor, reddediyor, lanetliyor ve vicdanlarımızda mahkûm ediyoruz.
25.02.11
Mehmet ALKIŞ
Mazlumder Genel Yönetim Kurulu Üyesi
İşte belgeler;
HÜLYA ÖZKAN