Marmara depreminde enkazdan kurtulan şef, Hatay'da afetzedelere yemek pişiriyor.
Yalova'da, 1999'daki depremin ardından açılan aşevlerindeki aşçılardan etkilenerek kurduğu şef olma hayalini gerçekleştiren Esra Tan Avcı, 24 yıl sonra aynı acıyı yaşayan afetzedelere 3 öğün yemek hazırlıyor.
HATAY (AA) - MUSTAFA YILMAZ - 17 Ağustos 1999'daki Gölcük depreminde enkaz altından çıkarılan şef Esra Tan Avcı, Kahramanmaraş merkezli depremlerde büyük yıkım yaşanan Hatay'da binlerce afetzedeye yemek hazırlıyor.
Merkez üssü Kocaeli'nin Gölcük ilçesi olan depremde Yalova'daki evinin enkazından kurtarılan Avcı, çadırda yaşamını sürdürürken aşevlerinde gördüğü aşçılardan etkilenerek şef olmayı aklına koydu.
Avcı, babasının isteği doğrultusunda öğretmen olmanın yanında şeflik hayalini de gerçekleştirerek Türkiye Aşçılar Milli Takımı'na katıldı.
Afyonkarahisar'dan, Kahramanmaraş merkezli depremlerden en fazla etkilenen illerden Hatay'a gelen, afetzedeler için kolları sıvayan iki çocuk annesi Avcı, Antakya'da aşevi hizmeti de gören, Salih-Emirhan Güzel kardeşlere ait konakta diğer aşçı ve şeflerle her gün binlerce kişiye 3 öğün yemek pişiriyor.
- "Seve seve, isteye isteye, kalbimizle, gönlümüzle yapıyoruz"
Milli takımdan birkaç ay önce ayrılan Avcı, AA muhabirine, bölgeye gelirken gönüllü şefler dahil kimseyi tanımadığını ve iki kızını annesine emanet ederek yola çıktığını anlattı.
Aynı afeti yaşadığı için buradaki insanları yardımsız bırakamayacağını düşündüğünü dile getiren Avcı, "İnsanlara destek olmak istedim. Dernek aracımızla geldik. Burada farklı şeflerle tanıştım. Çok güzel ortam oldu. Birbirimize dayandık ve sanki yıllardır beraber çalışıyormuş gibi halka, askerlere, jandarmalara yemekler yapıyoruz." dedi.
Avcı, 1999'daki depremde evlerinin yıkıldığını, teras katının üzerine devrildiğini aktararak, "Çok zorlu süreçti, 9 ay kadar çadırda kaldım, 3 ay çadırsız şekilde okulun bahçesinde kaldık. Oradan kalan duygusal travmalarım var. Aşevleri kurulurdu. Aşçılar yemek dağıtırdı. Onlar benim kahramanımdı, o yüzden hep şef olmak istedim." diye konuştu.
Öğretmen olmasını isteyen babasını kıramadığını ifade eden Avcı, "Makine tasarımı öğretmeniyim. Isparta'da aday öğretmenliğimi yaparken, 'Bu hayata bir kere geliyorum ve şef olmak istiyorum, bu duyguyu yaşamak istiyorum.' dedim. Gastronomi okudum ve şimdi işimi icra ediyorum. Afyon'da atölyem var." dedi.
Avcı, "İnsanları düşünüyoruz. Gözlerindeki bakışı görüyoruz. Duygusal olarak yıprandığımız çok oluyor ama güçlü olmak zorundayız. İnsanlara yansıtmamak zorundayız. Arkamızı dönüyoruz, ağlıyoruz. Sonra yeniden yüzümüzü düzelterek karşıdaki insanlara hizmet etmeye çalışıyoruz. Bunu seve seve, isteye isteye, kalbimizle, gönlümüzle yapıyoruz." ifadelerini kullandı.
- "Evleri yıkılmış ama yine de diğer insanları düşünüyorlar"
Bölgeye gelirken birçok insanın kendisini desteklediğini belirten Avcı, "Evli ve çocuklu kadının yapamayacağı bir şey değil. Burada kaç yaşında insanlar gördüm. Her meslek grubundan insanlar. Sonsuz dua var, inanılmaz destekler... Bize destek veren herkese çok teşekkür ediyorum." şeklinde konuştu.
Yıllar önce aynı zorlukları yaşadığını, Hatay'da da zorlu koşullar altında binlerce insana mümkün olduğunca hijyenik ortamda yemek hazırladıklarını anlatan Avcı, "Nereden çağırırlarsa oralara gittik. Bazen günde 6-7 bin kişilik yemek yapıyoruz. Bazen 3 bin kişiye yemek veriyoruz, talebe göre." dedi.
Avcı, depremzedelere hizmet ederken yaşadığı duygu yüklü anları paylaşarak, sözlerini şöyle tamamladı:
"Aile geliyor mesela. Birazcık daha fazla yesinler diye etinden, yağından, suyundan vermeye çalışıyoruz. 'Diğer gelecek arkadaşlara da yemek kalsın.' diyorlar. Evleri yıkılmış ama yine de diğer insanları düşünüyorlar. Burada yardımlaşma inanılmaz. Bu gönüllü, fedakar insanlara teşekkür ediyorum. Böyle insanlar olduğu sürece eminim Türk milletinin sırtı asla yere gelmeyecektir."
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.