'Maret ürünlerinde de bakteri çıktı'

'Maret ürünlerinde de bakteri çıktı'

Taraf Gazetesi, Tarım Bakanlığı’nın Burger King soruşturmasında, Koç Holding kuruluşu olan Maret’in hamburger ve dilimli dana jambonlarında da ‘listeria’ bakterisi bulunduğunu manşetten duyurdu.

 Dün, Tarım Bakanlığı'nın soruşturmasında fastfood devi Burger King'in Türkiye'de kullandığı hamburgerlerde bakteri bulunduğunu duyuran Taraf bugünse aynı soruşturma çerçevesinde Koç Holding kuruluşu olan Maret’in hamburger ve dilimli dana jambonlarında da ‘listeria’ bakterisi bulunduğunu açıkladı. Tarım Bakanlığı'nın raporlarını da yayınlalayan Taraf, ürünlerinde virüs bulunduğu ileri sürülen markaların da görüşlerini aldı ve "Taraf gazetesi olarak haberimizin doğruluğunun sonuna kadar arkasında duruyor, elimizde her türlü bilgi ve belgenin bulunduğu ifade ediyor ve Tarım Bakanlığı tarafından adli sürecin de ilgililer hakkında başlatılmış olduğunu belirtiyoruz." açıklamasını da yaptı.

İşte Taraf'ın yayınladığı haber: 

Tarım Bakanlığı’nın da vurguladığı gibi Türkiye’deki gıda terörü bozuk ve sağlıksız ürünlerin yanı sıra insanda ölümlere yol açabilecek bakterili etleri de kapsıyor.

Bu gelişmeler çerçevesinde hazırladığımız, 160 bin porsiyon hastalıklı hamburger etinin aniden yok oluşu ile ilgili yaptığımız haberin ikinci ayağında bu sefer daha ilginç gelişmeler ortaya çıktı.

Tarım Bakanlığı 160 bin porsiyon etle ilgili olarak bir sorunlarının bulunmadığını belirtiyor. Bakanlık yetkilileri, etleri imha ettiği ileri sürülen Zeybek Katı Atık Merkezi’ni yakın takibe aldığını ifade ediyor. Bakanlık Başmüfettişi de bu firma hakkında konunun yargıya taşınmasını istiyor ve bu etlerin piyasaya sürülüp sürülmediğinin tesbitini talep ediyor.
 
İlginç gelişmeler yaşanıyor

Bu gelişmelerin ardından bu sefer hamburger etleri piyasasında bir başka ilginç olayı daha ortaya çıkarıyoruz. Etlerinin sağlıklı olduğunu belirterek depodaki diğer etlerden bakteri bulaştığı iddiasıyla TT Gıda yetkilileri Tarım Bakanlığı’na başvuruyor.

Bunun üzerine Tarım Bakanlığı etlerin bulunduğu Fasdat Gıda Dağıtım Şirketi’ne yöneliyor. Kocaeli’de kurulu Fasdat Gıda Dağıtım Şirketi birçok hamburger firmasının depo vazifesini de üstlenmiş durumda...
 
Görevliler ana depoya gidiyor

Tarım Bakanlığı’ndan Kontrol Şube Müdürü Halide Canaylı’nın görevlendirmesiyle 14.06.2010 tarihinde Veteriner Hekim Aynur Arslan Toksoy ve Hülya Dönmez İpçi, TT Gıda’nın aracıyla ve ilgilileri ile birlikte numune almak için Fasdat Gıda Dağıtım Şirketi’nin deposuna gidiyor.

Bu ilk ziyaretin ardından aynı görevliler birkaç kez daha bu şirkete geliyor ve sonuncusunda çeşitli firmalara ait ürünlerden numuneler alıyor.
 
Numuneler doğru laboratuara

Tarım Bakanlığı görevlileri bu numuneleri Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Kocaeli Kontrol Laboratuvarı Müdürlüğü’ne gönderiyor.

Burada yapılan incelemelerin ardından 28.06.2010 tarihinde analiz sonuçları açıklanıyor.

Ve görülüyor ki, numunesi alınan hemen hemen bütün ürünlerde salmonella ve listeria bakterilerine rastlanıyor. İşin daha korkuncu ise numunesi alınan et ürünlerinin markasının çok ünlü olması...

Laboratuar görevlileri tarafından açıklanan 2010-03343-03344-03345 nolu raporlarda Mikrobiyoloji Laboratuarı Şefi Türkan Erdem, Numune Kabul ve Rapor Düzenleme Şefi Dr. Hatice Kalelioğlu ile “olur” veren Müdür Vekili Haşim Şen’in imzası bulunuyor.

Üç raporda depodan alınan etin markasının Koç Holding kuruluşu olan Maret olduğu belirtiliyor. Maret hamburger ve Maret dilimli dana jambonların analize tabi tutulduğu kaydı düşülüyor.

Analize başlama tarihi olarak 21.06.2010 tarihi veriliyor. Yapılan analizler sonucu 28.06.2010 tarihinde açıklanan sonuç raporunda, üç numunenin her birinde listeria bakterisine rastlandığı kaydediliyor.

Söz konusu analiz sonuçları da Tarım Bakanı Mehdi Eker’in önüne onaylanmak üzere konulan araştırma raporuna ekleniyor.

Tarım Bakanı Mehdi Eker’in de “olur” imzasının ardından 160 bin etle ilgili olarak yasal süreç kendiliğinden başlamış oluyor. Edinilen bilgiye göre, Tarım Bakanlığı’nın ilgili kişilerle ilgili davalar açmış durumda.
 
Bir üründe iki bakteri birden

Laboratuara numune olarak giden numune etler arasında Türkiye’nin dev et entegre tesislerinden Al-Et markalı ürünler de bulunuyor.

Yine bu belgelerde de Mikrobiyoloji Laboratuarı Şefi Türkan Erdem, Numune Kabul ve Rapor Düzenleme Şefi Dr. Hatice Kalelioğlu ile “olur” veren Müdür Vekili Haşim Şen’in imzası yer alıyor. 2010-03346 ve 2010-03347 nolu analiz raporlarında salmonella ve listeria bakterilerine vurgu yapılıyor.

2010-03346 nolu analiz raporundaki Whopper Al-Et adlı üründe hem salmonella hem de listeria adlı bakterilere rastlandığı kaydediliyor.

Bu gelişmelerin üzerine Tarım Bakanlığı yetkilileri, Fasdat Gıda Dağıtım Şirketi yönetimine başvurarak etlerin kesinlikle piyasaya sürülmemesi talimatını veriyor. Fasdat Gıda Dağıtım Şirketi de etleri deposunun yediemin bölümüne alarak imha edilmek üzere kendisine gelecek ikinci talimatı bekliyor.
 
Fasdat: Bozuk etleri imha için bekletiyoruz

Konu ile ilgili olarak görüşüne başvurduğumuz Fasdat Genel Müdürü Celal Oktay, söz konusu gelişmenin doğru olduğunu söylüyor. Belirtilen markalarda bakterilere rastlandığını kaydeden Celal Oktay, “Etlerle ilgili olarak ben suçlanamam. Çünkü ben dağıtıcıyım. Ürünü imal eden firmalar bu konuda sorumludur” diyor.

Kendisine Tarım Bakanlığı tarafından belirtilen markalı ürünlerde bakteriye rastlandığı bilgisinin geldiğini ifade eden Celal Oktay, sözlerine şöyle ediyor:

“Bu aşamadan itibaren Tarım Bakanlığı, bu bakterili ürünleri yediemin deposuna almamı istedi. Ben de hemen oraya kaldırdım.

Hem Maret, hem Al-Et hem de Tarım Bakanlığı imha için ikinci bir talimat vereceklerini açıkladılar. Bu ürünler yaklaşık 800-900 kilo arasında bir orana sahip. İmha edilmek üzere depolarımızda bekliyor.”

Celal Oktay, daha önce TT Gıda’ya ait olduğu bildirilen ve 160 bin adet olduğu belirtilen salmonella ve listeria bakterileri tespit edildiği belirtilen hambur etleri ile ilgili olarak da şu açıklamayı yapıyor:

“Bu etleri ben belgeli olarak Zeybek Katı Atık Yönetim Merkezi’ne teslim etmiş durumdayım. Bundan sonra beni ilgilendiren bir olay değil. O tamamen o şirketin inisiyatifine kalmış bir olay. Bununla ilgili ödememi de yaptığım ve zamanında bu etlere müdahale ettiğim için bir sorumluluğum bulunmuyor.”
 
Burger King: Etlerimizde zararlı hiçbir madde yoktur

Burger King’ten haberimizle ilgili gönderilen açıklamada şöyle deniliyor: “TAB Gıda Sanayi ve Ticaret AŞ; Burger King, Sbarro, Popeyes ve Arby’s’in Türkiye’deki Master Franchise olarak tüm haklarına sahiptir. TAB Gıda bünyesinde Burger King 1995 yılında, Popeyes ve Sbarro markaları ise 2006 yılında faaliyete geçmiştir. TAB Gıda 2010 yılında da Arby’s’i bünyesine katmıştır. Bugün Türkiye genelinde 39 ilde 317 Burger King restoranı, 20 ilde 61 Sbarro, 19 ilde 55 Popeyes, Arby’s’in ise Türkiye genelinde 8 restoranı bulunuyor. Hızlı servis restoran zincirlerini bünyesinde bulunduran TAB Gıda Sanayi ve Ticaret AŞ bugüne kadar pek çok ödül alarak, sektörünün lideri konumunda bulunan firmalardan biri olmuştur.

Haberin tamamını okuduğunuzda açıkça görülecektir ki Türkiye’deki Burger King restoranlarının hiçbirinde söylenildiği gibi Gıda Mevzuatına uymayan et ve et ürünü kullanılmamış, tüketicilere satılmamıştır. Nitekim, Tarım ve Köyişleri Bakanlığının ürün tedarikçimiz olan Fasdat Gıda ve Dağıtım Sanayi Ticaret AŞ nezdinde başlatmış olduğu yüzlerce denetim ve tespitlerin neticesinde hem tedarikçimizde, hem tedarikçimizin depolarında ve hem de 40’ın üzerinde numune alınan Burger King restoranlarında insan sağlığını tehdit edecek herhangi bir et ve et ürününe rastlanılmamıştır. Kaldı ki, ürün tedarikçimiz Fasdat Gıda ve Dağıtım Sanayi Ticaret AŞ’ye Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından verilmiş olan 1 Eylül 2010 tarihli ve 2010-128/2540 sayılı ekli yazıda açıkça ‘yapılan tespitlerde Fasdat Gıda ve Dağıtım Sanayi Ticaret AŞ’ye ilişkin konusu suç olan herhangi bir tespite yer verilmediği’ belirtilmiştir. 7. sayfada yer alan ‘Ancak ürünlerinde herhangi bir tehlikeli bir virüs bulunmadığına dair raporlar alıyorlar.’ ifadesine karşı TT Gıda’nın hem Tedarikçimize ve hem de Tarafımıza keşide edilmiş olan ihtarnamede TT Gıda yetkililerinin kendilerinin ürünleri ile ilgili yaptırmış oldukları tespitte bunların Gıda Mevzuatına aykırı olduğunu beyan ve ikrar etmişlerdir. Başlı başına bu çelişki dahi haberin objektiflikten uzak ve gerçeklerle ilgisi olmadığını açıkça göstermektedir.

Tüm bu sebeplerle, haberde yer alan “Burger King” isminin geçtiği kısımlar asılsızdır. Gazete haberine ilişkin gerekli tüm yasal girişimler başlatılacaktır. İlgili resmi merciler nezdinde haklılığımızı belgeler ile kanıtlayabilecek durumdayız.” Taraf gazetesi olarak haberimizin doğruluğunun sonuna kadar arkasında duruyor, elimizde her türlü bilgi ve belgenin bulunduğu ifade ediyor ve Tarım Bakanlığı tarafından adli sürecin de ilgililer hakkında başlatılmış olduğunu belirtiyoruz.
 
Onlarda kamu sağlığı, markadan önce geliyor

Gıda güvenliği, kamu sağlığı açısından büyük önem arz ediyor. Bu bilinci taşıyan bir devlete ve tüketici hakları konusunda örgütlenmiş bir sivil topluma sahip ülkelerde, piyasadaki gıda ürünleri düzenli olarak denetleniyor. Dahası, kamu sağlığı için riskli bir durum saptandığında bunun derhal halka açıklanması ve “riskli” ürünlerin piyasadan çekilmesi yasalarla güvence altına alınıyor.
 
FDA: Risk varsa, açıklık şart

Bu uygulamanın en gelişmiş örneklerinden birine ABD’de rastlıyoruz. Amerika’da “federal” düzeyde iki kurum, gıda ürünleri sağlığını denetliyor. Kısaca FDA olarak bilinen Gıda ve İlaç İdaresi, Amerikan Sağlık ve İnsan Hizmetleri Bakanlığı’na bağlı bir kurum ve bu konuda ülkenin en üst düzey otoritesi. FDA’in denetimine takılan gıda ürünleri, riskin derecesine göre ya kısmen geri çağrılıyor (recall), ya tümüyle piyasadan çekiliyor (market withdrawal) ya da ürünün satışına devam edilse dahi, bu ürünle ilgili tüketicinin uyarılması (safety alert) yoluna gidiliyor. Bu üç uygulamadan sonuncusuna örnek olarak, konserve ton balığındaki yüksek civa oranları konusunda tüketicinin “hamile kadınlar yemesin” türü uyarılarla düzenli olarak bilgilendirilmesini hatırlatabiliriz. Piyasadan çekme ve geri çağırma kararlarına ise, ABD’de hemen her gün bir yenisi ekleniyor. Bu kararlar, haberlerle kitlesel medya üzerinden ve ürünün marka adı, satış yeri açıkça belirtilerek duyuruluyor.

Dahası, FDA’in internet sitesine girerek 2004’ten bu yana gün be gün alınmış bütün uyarı ve toplatma kararlarını görmeniz mümkün. Biz baktığımızda, sadece içinde bulunduğumuz eylül ayına ait, sonuncusu 17 eylül tarihli on beş uyarı ve toplama kararı gördük. FDA ayrıca, bu kararları otomatik olarak isteyen her bireyin elektronik postasına gönderiyor. ABD’de ayrıca Tarım Bakanlığı’na bağlı FSIS (Gıda Güvenliği ve Teftiş Hizmetleri) de özel olarak tarımsal ürünlerin denetimini üstleniyor ve FDA’den bağımsız “geri çağırma” kararları alabiliyor.

FSIS’in duyurduğu son geri çağırma kararı 28 Ağustos 2010 tarihli. Cargill şirketinin ürettiği kıymada “E. Koli” bulunması üzerine, şirket yaklaşık dört bin ton eti piyasadan çekip imha etmiş. 23 Ağustos 2010’da ise bu kez New York merkezli Zemco adlı şirketin ürettiği şarküterilik et ürünlerinde, listeria virüsü saptanınca tam 200 bin ton salam, jambon vs. piyasadan geri çekilerek imhaya gönderilmiş.

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :