Makedonya'da Polat mitingi
Türk televizyonlarında yayınlanan Kurtlar Vadisi dizisi oyuncuları Makedonya'da büyük kalabalıklarla karşılandı.
"Kurtlar Vadisi Pusu"nun oyuncuları, Makedonya'da parti lideri gibi karşılandı. Uluslararası Balkan Üniversitesi'nin daveti ve Kosova Kültür Eğitim ve Öğretim Derneği (AKEA) ile ABİ şirketinin organizasyonuyla Makedonya'ya giden "Kurtlar Vadisi Pusu"nun başrol oyuncuları Necati Şaşmaz, Kenan Çoban, Erhan Ufak ve senaryo ekibinden Cüneyt Aysan, Bahadır Özdener ile Hasan Kaçan, Makedonya'da büyük bir insan seliyle karşılandı. Dizinin senaristlerinden Bahadır Özdenez, beş günlük Makedonya gezisini yazete.com'da kaleme aldı.
İşte Özdener'in yazısının satır başları:
* Üsküp'te, Mimar Sinan'ın eseri Taşköprü'nün hemen yanındaki otelimizden çıkarken 200 kişilik bir grup tarafından uğurlandık kale içini ziyaret etmek üzere... Tarihi kalenin bulunduğu yokuşa geldiğimizde, binlerce insanın bize doğru koştuğunu fark ettik... O an tam bir şok anıydı bizler için... Arabalardan çıkmanın imkanı yoktu. Üsküp Kalesi "Polat, Polat" diye inliyordu... Balkan Üniversitesi'ne vardığımızda kalabalığın 4 bine ulaştığı söylendi bizlere... Binlerce kişinin, sadece sevdikleri için Necati Şaşmaz ve oyuncu arkadaşlarını görmeye gelmeleri bizi çok duygulandırdı... Bu durumun nasıl doğduğunu sorduğumuzda Kurtlar Vadisi Pusu'nun Türkçe orijinaliyle Arnavutça altyazıyla yayınlandığını öğrendik...
* Kapan Han'a gidip Üsküp'ün seçkin 200 davetlisiyle birlikte orucumuzu açtık. İftarın bitmesiyle birlikte yeniden etrafımızdan sesler yükselmeye başladı: "Polat, Polat..." Han'ın kapıları izdihamı önlemek için kapatıldı... Herkesin dilinde ortak söz: Ne iyi ettiniz de geldiniz... Bizim adımıza Necati Şaşmaz onları cevaplıyordu: Ne iyi ettik de geldik...
* Her sokaktan birileri koşarak çıkıyor ve sevgiyle, muhabbetle yolumuzu kesiyordu: "Polat, Polat..." Ortak kanı, Türklerin Balkanlar'ı bu sefer askerle, kılıçla, kalkanla değil, televizyonla, sinemayla fethettikleriydi... Polat Alemdar da bu fethin "sembolik" adıydı... Üsküp'e
20 dakika uzaklıktaki Kalkandelen'e geldiğimizde, önce tarihi 500 yıllık Harabati Baba Tekkesi'ni ziyaret ettik. Yıllar yıllar boyunca Rumeli'ye, Balkanlar'da yaşayan insanlara, Türk, Müslüman ayırt etmeden hizmet eden gönül erlerine selam edip Kalkandelen Kültür Merkezi'nin önüne geldiğinizde 10 binler, yanlış okumadınız, 10 binler bizi bekliyordu...
* Kalkandelen'den sonraki durağımız, güzel Türk köyü Vrapciste... Dar köy yolundan ilerlerken yol birden kalabalıkla kesildi. Arabalardan indiğimizde bu sefer gözyaşlarımızı tutamadık... Köy halkı bir faytonu Türk bayraklarıyla süslemiş, davul zurnalar faytonun peşinde hazır edilmiş bizleri bekliyordu... Necati Şaşmaz bu güzel insanları kırmayıp başına Osmanlı fesini geçirince küçük kıyamet kopuverdi... O an anladık ki insanlar, küçük sembollerle bağ kurmaya çalışıyorlar kökleriyle, geçmişleriyle tarihleriyle... Kolay değil, beraber yaşanan 600 yılın ardından 98 yıllık hasret var...
* Gostivar Meydanı'nda yine binler bizi bekliyordu... Necati Şaşmaz ve oyuncu arkadaşları adımlarını arabadan dışarı attıkları anda orada da yer yerinden oynadı... Arnavut'u, Türk'ü, Boşnak'ı sadece bir kez dokunabilmek için onlara, kendilerini korumaların önlerine atıyor, en azından canlı canlı bir kez görmeden onları, yoldan çekilmiyordu... Dualar alarak, onlar için dualar ederek Tarihi Halveti Tekkesi'nde bir soluk alıp iftar için Kalkandelen'e döndük...
* İftar sonrası Kalkandelen görülmeye değerdi. Sanki Ramazan'dan çıkmıştık, bayramdaydık... Sağ olsunlar, onları sevenleri hiç kırmayıp, başta Necati Şaşmaz olmak üzere, Abdülhey ve Erhan binlerce fotoğraf çektirdiler...