Mahçupyan’dan Cemaatin organik aydınına ders!
Etyen Mahçupyan, Gülen grubunun organik aydını Uğur Kömeçoğlu’na sosyoloji ve siyaset bilimi dersi verdi.
Etyen Mahçupyan, Zaman gazetesinde yer alan bugünkü yazısında 30 Mart seçim sonuçlarını halk ihtilali olarak değerlendirmesini eleştiren Gülen grubunun organik aydını Doç. Dr. Uğur Kömeçoğlu’nun savlarını çürüterek sosyoloji ve siyaset bilimi dersi verdi.
İşte Mahçupyan’ın ders niteliğindeki yazısı:
Siyasetin hedefi bir şeyleri değiştirebilmektir. Ne var ki bu yeteneği gösterebilmek, içinde olduğunuz
GERÇEĞİ SİNDİRMEKTE ZORLANMAK
Hayat ise bunun sınavlarını sunmada hiç de cimri davranmaz. Örneğin 30 Mart seçimlerini apaçık bir biçimde yanlış tahmin etmişseniz bunun muhtemel anlamı sizin Türkiye’de yaşanmakta olan devinimi anlamamış, insanların algı ve değerlendirmeleri konusunda yanılmış olduğunuzdur. Toplumu anlamadığı belli olan birinin kendisiyle ilgili bu sorgulamayı bile yapmadan, ‘aslında’ iktidarın seçimi kaybetmiş olduğu türünden analizlere girmesi tabii ki ciddiye alınamaz. Bunun tek açıklaması kendini kandırma ihtiyacının çok
CEMAATİN ORGANİK AYDINI
Polemik arayışlarında bu sayfada karşımıza çıkan Uğur Kömeçoğlu, söz konusu ihtiyacın akademik alanda tetiklediği bir kaleme benziyor. 13 Nisan tarihli yazısında iki temel argüman var. Birincisi benim Türkiye’de muhafazakâr kesimde yaşanmakta olan toplumsal dönüşümü bir ‘halk ihtilali’ olarak tanımlamamın yanlışlığı üzerine. Yazar, bu değişimin zaten Özal zamanında başladığını, ayrıca orta sınıfların hiçbir zaman ihtilalci olmadıklarını, aksine amaçlarının kendi statülerini korumak olduğunu söylüyor. Yani Özal zamanında başlayan ‘şeyin’ aynı nitelikte devam ettiğini varsayıyor. Ayrıca muhafazakâr kesimin zaten orta sınıflaşmakla kalmayıp üst sınıfa da geçemeyeceğine inandığını savunuyor. Anlaşıldığına göre AKP’nin aldığı destek tamamen ekonomik temelli ve yeni orta sınıfların ‘yükselen bir dalga’ yakalamış olmalarıyla ilişkili. İnsanlar bu dalgayı elden kaçırmak istemiyorlar ve iktidara oy veriyorlar…
TEZİNİ TEK BİR CÜMLE İLE ÇÜRÜTTÜ
AKP tabanının salt ekonomik amaçlarla oy verdiği fikri gerçekten çok rahatlatıcı. Bu insanların hak ve özgürlüklerle ilgili bir kaygılarının olmaması onların oyunun meşruiyetini de azaltıyor. Demek ki ekonominin iyi gitmesi sayesinde hasbelkader eli para gören ve bu imkânı kaybetme korkusuyla davranan hesapçı bir kitle var karşımızda… İyi de, eğer bu doğruysa seçimin sonucu niye yanlış tahmin edildi ve kazanılması mümkün olmayan bir çatışma sahiplenildi? Ancak burada daha temel bir nokta var: Eğer gerçekliğe kendinizi kandırma ihtiyacı içinde bakarsanız, bilin ki bu çabadan sizin hayrınıza bir sonuç çıkmaz ve anlamama özelliğiniz yapısal hale gelebilir. Nitekim muhafazakâr kesimdeki bireyselleşmeyi, sekülerleşmeyi, özgüveni ve bunun yarattığı yeni siyaset ve kimlik arayışını fark edemeyen birinin ‘başka bir sosyoloji’ arayışı içine girmesi şaşırtıcı değil. Oysa gerçeği yakalayan bir sosyoloji için sadece kendi dışınıza çıkıp açık yüreklilikle topluma bakmak yeterli.
HALK İHTİLALİNİ CEMAAT Mİ YAPACAK!
Ancak Kömeçoğlu’nun yazısındaki asıl ilginç bölüm, ‘halk ihtilali’ kavramı ile Hizmet Hareketi’ni buluşturmaya çalışan satırları: “İnsanlık tarihi boyunca halk ihtilalini andıran
HİSSİYATTAN SOSYOLOJİ ÇIKMAZ
Böylesine bir gerilim döneminde Hizmet Hareketi mensuplarının güven tazeleyici mesajlar vermesi son derece
Umarım Kömeçoğlu öncelikle serinkanlı olmayı becerir… Son yazısında yaptığı üzere ‘aslında AKP kaybetti’ türünden eforik tutumunu bir yana bırakır ve gerçeklere zihnini açarak bakar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.