Başbakan Yardımcısı Bekir  Bozdağ, Meclis'te gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevaplandırdı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin TSK'nin İç Hizmet Kanunu'nda yapılması öngörülen değişikliğe ilişkin "35. maddenin bu yeni hali, açıkça PKK’ya ve bölücü çevrelere bir tavizdir" ifadesinin hatırlatılması üzerine Bozdağ, "Bahçeli gene bir çarpıtma içinde ya da anlamama gibi bir pozisyonda duruyor" dedi.

 

Bozdağ, 35. maddenin esasında darbe yapmak isteyenlere gerekçe oluşturacak bir madde olmadığına, hiçbir hukuk dışı işe gerekçe gösterilecek bir hüküm ifade etmediğine işaret eden Bozdağ, şöyle devam etti:

 

"Ancak Türkiye'de gerçekleşmiş bulunan gerek 60 darbesi gerek 1980 darbesi gerek 28 Şubat gerek, 12 Mart muhtıraları olsun hepsinde bu hukuk dışı eylem gerçekleştirenler kendilerine meşruiyet bulmak için 35. maddeyi referans göstermişlerdir. Yani  'biz buradan bu yetkiyi alıyoruz' demişlerdir ve sürekli bir şekilde hukuku, demokrasiyi çiğneyenler 35. maddeye sığınmışlardır. Onlar için adeta bir liman olmuştur. O yüzden 35. maddenin değiştirilmesi, hukukun dışına çıkmak isteyenlerin, madde buna imkan vermese bile bu maddeyi  referans yaparak hukuk dışına çıkmalarını meşru gösterme gayretlerinin önüne geçecek bir adımdır."

 

Bunun durumdan vazife çıkarmaya son veren, demokrasiyi, milli iradeyi ve hukuk devletini güçlendiren bir adım olduğunu vurgulayan Bozdağ, "Bu manada  önemli bir adım" dedi.

 

Türkiye'de iç tehdit değerlendirmesini yapma yetkisinin ülkeyi yönetenlerde olduğunu ve yönetenlerin bunu yapacağını ifade eden Bozdağ,  "Buna  dair bir tehdit değerlendirmesi varsa, bu nedir, ne değildir, buna dair elbette güvenlik birimlerinden gelecek verileri de dikkate alarak yapacaktır" diye konuştu.

 

Bozdağ, ancak şimdiye kadar Türkiye'de bazı fikirlerin, bazı yapıların, sürekli bir iç tehdit değerlendirmesine tabi tutulduğunu belirterek, TSK'nın böyle  bir görevinin mevcut kanunda da bulunmadığını söyledi. Bozdağ, şunları söyledi:

 

"Tamamen yurt savunmasını sağlamaya dönük bir görevi vardır. Yapılan düzenleme bu anlamda TSK'nin zaten İç Hizmet Yasası'nda yer alan görev tanımını açık ve net bir şekilde yeniden yazmaktan ibarettir. İstismar edilen darbelere, muhtıralara izin vermese bile bu işleri yapanlar tarafından  gerekçe gösterilen kısmın  oradan çıkartılmasıdır.

 

Tabii TSK, Türk vatanının dışarıdan gelecek her türlü tehlike ve tehdite karşı savunmasını yapacak ama diyelim ki Türkiye'nin iç güvenliğine ilişkin konularda TSK'ya ihtiyaç duyulması halinde de bundan  istifade edilecektir. Bir defa İl İdaresi Kanunu'nun ilgili maddesi bu konuda çok açıktır. Herhangi bir asayiş ve başkaca güvenlik problemi olur ve bunun normal kolluk kuvvetiyle üstesinden gelinemediği takdirde, ilin valisinin çağrısı üzerine hem kara hem hava hem deniz kuvvetleri, yani ülkenin bütün askeri gücü bu çağrıya olumlu cevap verip, gereken  desteği vermekle mükelleftir. Yasalarımızda bu vardır. Bunu farklı bir noktaya değerlendirmek ayrıca bir yanlıştır."

 

"Bu yasama döneminde çıkar mı?" sorusuna Bozdağ, "Meclis tatile girmeden bu yasalaşacak" yanıtını verdi.

 

 

"Dövizli askerlikle ilgili  durum netleşti mi?" sorusu üzerine Bozdağ, şu anda çalışmaların devam ettiğini, yakında onunla ilgili Bakanlar Kurulu kararının çıkacağını söyledi.

 

"Miktar belirlendi mi?" sorusuna Bozdağ, "Miktar bayağı bir  düşecek. Herkesin mutlu olacağı bir miktar olacak inşallah" karşılığını verdi.

 

 

Aleviler'le ilgili çalışmaların sorulması üzerine Bozdağ,  zaten çalışmaları olduğunu, biten bir çalışma bulunmadığını belirterek, hükümetleri döneminde  bu konuda çok ciddi adımlar atıldığını vurguladı.

 

Çalıştaylar yapıldığını, Madımak Oteli'nin bilim ve kültür merkezine dönüştürüldüğünü, ortaöğretim  kurumlarındaki kitaplarda Alevilik'le ilgili bölümlerin, Aleviler'in bilgisine değer verdiği Alevi önderleri tarafından yazıldığını, Alevi klasiklerinden önemli bir kısmının Alevi bilim insanlarınca Türkçe'ye çevrildiğini anımsatan Bozdağ, "Pek çok başkaca adımlar da atıldı ve atılmaya devam ediyor" diye konuştu.

 

Bu noktada sürekli daha iyiyi yapma gayreti içinde olduklarını, Başbakan'ın son açıklamasıyla beraber,  bu konuda yapılan çalışmalar ve bundan sonra yapılacaklarla birlikte atabilecekleri başka adımlar üzerinde  çalıştıklarını bildiren Bozdağ, şu ifadeleri kullandı:

 

"Ama bu işin daha başındayız. Şu anda bazı gazetelerde, televizyonlarda, şurada burada yorumlar, haberler, değerlendirmeler var.  'Hükümet şunu yapacak, bunu yapacak' şeklinde. Bunların hiçbirisi bize ait açıklamalar değil, bizim değerlendirmelerimiz değil. Bunlar tamamiyle haberleri yapanların 'olsa olsa bunlar olabilir ya da bunları yapabilirler, daha önce işte şunlar konuşuldu, bunlar olabilir' şeklinde olabileceklere dair öngörülerini, kendilerince ortaya koyuyorlar. Ama bu noktada bizim yaptığımız bir açıklama yok. Bu açıklamaları çalışmalar bittikten, neleri yapacağımızı kararlaştırdıktan sonra kamuoyuna yapacağız. Ama şu anda yapılan tartışmalardan elbette istifade ediyoruz. Kimler ne söylüyor, onları da takip ediyoruz."

 

 

"Yeni bir çalıştay düşünülüyor mu?" sorusu üzerine Bozdağ, "O usuller, neler yapacağız onu açıklayacağız" dedi.

 

"Meclis tatile girecek. Yeni yasama döneminde  mi olacak?" sorusuna da Bozdağ, "Biz tatile girmiyoruz, hükümet tatile girmiyor. Hükümet çalışacak. Biz zaten şu anda çalışıyoruz" yanıtını verdi.

 

 

Lice'de karakol yapımının protesto edilmesinin uyuşturucu trafiğine bağlandığı belirtilerek, "sizin elinizdeki bulgu nedir?" sorusu üzerine Bozdağ, bu konuda hem adli hem idari tahkikatın devam ettiğini hatırlattı. Bozdağ, bundan sonra ortaya daha net bir fotoğrafın çıkacağını söyledi.

 

Yapılan işlerin yeni karakol yapımı değil, mevcut karakolların durumunun iyileştirilmesi  veya yenilenmesi olduğuna dikkati çeken Bozdağ, bu çalışmaların Türkiye'nin her tarafında ihtiyaç olması halinde yapıldığını, bundan sonra da yapılacağını bildirdi.

 

"(Karakol yapılmayacak) diye bir şey yok. İhtiyaç olan yerde ihtiyaç varsa elbette yapılacaktır" diyen Bozdağ, Türkiye'nin her yerinde  ülkenin huzur ve güvenliğini sağlamanın hükümetin görevi olduğunu vurguladı.

 

Bunların da kolluk  kuvvetleri marifetiyle sağlandığını belirten Bozdağ, "Onların ihtiyacı varsa bu ihtiyacı gidermek hükümetin görevidir. Ama şimdi burada istismar konusu yapıldığı gibi bir husus yok. Yeni bir karakol yapımı söz konusu değil. Bu tamamiyle çarpıtma.  Onlar mevcut karakolun yenilenmesinden ibarettir" dedi.

 

 

Başbakan Yardımcısı Bozdağ, "Karakol yapımıyla çözüm süreci ilişkilendiriliyor, bu engel mi?" sorusuna şu cevabı verdi:

 

"Bunun çözüm süreciyle bir alakası yok.  Kim ilişkilendiriyorsa o da fevkalade yanlış yapıyor. Çünkü Türkiye'deki insanların mal ve can güvenliğini sağlamak devletin, hükümetin birinci ve asli görevidir. Bu can ve mal güvenliğini sağlama konusunda yapılması gereken bir şey varsa, hükümet elbette bunu yapacaktır. Hükümetin vazifesini yapması doğru olandır. Bunu farklı yerlere çekmenin hiçbir anlamı yok, olamaz da... Olabilir mi öyle şey? Hükümet elbette ihtiyaç varsa bu ihtiyacı karşılamakla görevlidir. Bunu  yapacaktır. Ama Lice'deki hadiseyle ilgili bir  büyük çarpıtma var. Burada yeni karakol yapımı yok, tamamiyle mevcut bir karakolun yenilenmesi hadisesi var. Bu ikisi  birbirinden ayrı bir şeydir. Kaldı ki ihtiyaç olduğu halde her yerde  yapılır, yapılmasında herhangi bir sakınca yok. Bir yerde ihtiyaç varsa yapılır, ihtiyaç olmadığında kapatılır. Nitekim yakın bir zamanda da bazı yerlerde  karakol kapandı. Tamamıyla Türkiye'nin  ihtiyaçlarıyla, vatandaşımızın huzur ve güvenliğinin daha etkin bir şekilde sağlanmasıyla ilgili bir durumdur."