'Kurtulmuş'un gömleği arkadan yırtıldı'
SP hiç olmadığı kadar gündem. Veseyat dayatmasına karşı çıkan ve kendi listesini oluşturan Kurtulmuş için, Erdoğan ve arkadaşlarına yapılan benzetme ve ithamlar dillerde.
"Numan Kurtulmuş’un gömleği..."
Bir giysi olarak gömlek, doğu’ların belleğinde, başlı başına bir hukuk hadisesidir... Meşhur Yusuf Peygamber kıssasına da atıf yaparak söyleyecek olursak, yüzün ve ruhun kabıdır gömlek. Kişinin kendisi, ruhunun ve ferdiyetinin içeriği değildir kuşkusuz. Ama bir işarettir varlığa dair. Bir sınırdır mahremiyete ve kişiselliğe dair. Çıplaklığın, örtüsüz bırakılmışlığın, ölüme benzer soğukluğu ya da mağduriyeti, yoksunluğu, eksikliği hatırlatan tüm dehşete düşürücü etkilerini biz... Zihnimizde, örterek, giysilendirerek, gömlek giydirerek yatıştırmaya çalışırız. Bu bağlamda giysi ya da gömlek, akıl baliğ olmuş insanlığın işaretidir. Gömlekli kişi, giyinmiştir, bebek ya da ölü değildir.
Kişiye dair tensel ve tinsel tamamiyetin hukuku, gömlek hikayesi üzerinden anlatılır ahsenel kasas’ta. Tevrat’ta ve Kur’an’da okunacağı gibi masal ve efsanelerde de benzeri versiyonlarıyla geniş bir yer tutar gömlek... Varoluşun izleri sürüldüğünde, çıplaklığı ilk farkediş ve sarınıp bürünülecek bir gömlek arayış, insanoğlunun dünyaya inişinde ilk eylemsel hazırlığı olarak durur. Giyinmek, dünyaya inmenin ve dünyanın tüm mücadelelerine maruz kalmaya başlayışın, hazin birinci dakikasındaki telaşının adıdır. Gömlek, dünyadır. Dünyalı olmanın tüm şikayet icap ettirecek hallerine karşı ilk savunmadır, örtünmek... İnsan, gömleksiz yapamaz...
Çocukluğumuzda tanık olduğumuz, toplumsal bir infiali hatırladım gömlek üzerinden düşünürken... Meşhur bir akıl hastanesinde gerçekleştirilen gizli çekimleri gazete ve televizyonlardan seyrederken kanımız donmuştu... Hastalar, çırılçıplaktı, dövülüyorlardı. Kimse onları çıplak olduğu için ayıplamıyordu, itiraz haya duyguları üzerinden değildi. Tam tersine, onları giysisiz, gömleksiz bırakıp, döven yetkililer, toplumsal vicdan tarafından lanetleniyorlardı... Çıplaklığa dair ikinci hatıramızsa, daha yenidir. Irak’ın işgali sırasında Amerikan askerleri tarafından işkenceye uğratılan Bağdat halkının gömleklerinden soyundurularak teşhir edilmeleri de dünya vicdanında benzeri etkiyi doğurmuş ve lanetlenmişti...
Bunu niçin hatırladım?
Bir insanın sırtındaki gömleği rızası hilafına yırtmak, onun maddi manevi kişilik haklarını iptal etmek, onun kimliğini paramparça dağıtmak olduğu için...
Gömlek metaforunun çağımızdaki en yakın uzamı, kimliktir diyebiliriz....
Gömleğin arkadan mı, önden mi yırtıldığı sorgusu ise hâlâ güncelliğini korumaktadır...
Dinsel ve tarihi arkaplana baktığımızda da; bilge kişilerin ve adaletli yöneticilerin, gömlek yırtmakla değil, gömlek giydirmekle namlı olduğu elbette rastlantısal bir şey olmasa gerek. Türk, Fars, Fin, Çin ve Yunan mitolojilerinde, kahramanlara giydirilen giysiler, başlarına takılan tüy ve taçlar, ellerine verilen kılıçlar da bu bağlamda, hep mertebe yükselmesine delalet eder. Yoksul doyurup, yetim giydirmeyi ahlaki bir düstur sayar Hacı Bektaş Veli. Rus Kraliyet ailesince kendi mensuplarına verilen en büyük cezalar; pelerin giymeme, yalın ayak dolaşmaya icbar etme, başındaki örtüsünü çıkarttırmaya dairdir. Gömlek çıkartmanın bir benzeri olarak, askeri tarihte gerçekleştirilen rütbe-i tenzil seremonilerindeki “rütbe sökülme” hadiselerini de hatırlayabiliriz. Tüm bunlar, suç ve ceza ilişkisinin kadim “gömlek” hadisesiyle ilgili güncel görüntüleridir...
Bizim yakın siyasi tarihimizin önemli darbımesellerinden birisi de gömlekle ilgilidir. Milli Görüş siyasi ekolünde yetişmiş politikacıların sonrasında AKParti’yi kurarken kullandıkları bir ifadedir... Kendi beyanlarına göre; Milli Görüş gömleğini çıkartmışlardır... Bu darbımeselin kökeni, kuşkusuz kimlikle ilgili bir değişimin, reddedilen bir aidiyetin, yeni kazanılacak bir konumun işaretlerini taşır... Nitekim, AKParti, bahsettiği gömlek değişiminin akabinde, liberal bir kitle partisi olma yolunda hızlı adımlar atmıştır... Belki yüz ve ruh değişmemiştir ama giyilen yeni gömlek, artık eski hatıralarla ciddi bir fark yaratmıştır...
AKParti kurucularının hangi şartlar altında gömlek çıkarttığını tam olarak bilmiyoruz.
Ama Saadet Partisi’nin son kongresinden sonra yaşadığı sıkıntılı süreç, bize hangi şartlarda gömlek çıkartılacağı konusunda ciddi ipuçları veriyor. Gazete beyanatlarında, Erbakan Hoca’nın oğlu ve kızı üzerinden gerçekleşen sert üslup, partideki yönetsel iç çekirdeğin bu sertliğe eşlik eden politik dili... Ne yazık ki, insanlara gömlek giydiren değil, insanları gömleksiz kılan çok sert, irrite edici, korkutucu, madeni bir dildir...
Bu şartlar altında Numan Kurtulmuş, belki de Tayyip Erdoğan’ın niçin gömlek çıkarttığını en iyi bilecek isimdir...
Bir farkla ki; Numan Kurtulmuş, gömlek çıkartmadı.
Daha hazin olanı ise; gömleği arkadan yırtıldı...
Vakit