Küresel İklim Değişikliği Araştırma Komisyonu raporu TBMM Genel Kurulu'nda
AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Veysel Eroğlu:- "Türkiye'nin yenilenebilir enerji kaynakları, kurulu gücün yüzde 52'sini teşkil ediyor"- HDP Şırnak Milletvekili Hüseyin Kaçmaz:- "Doğa, sermayeye ve yandaşlara sonsuz bir kar ve rant hırsıyla...
TBMM (AA) - Meclis Küresel İklim Değişikliği Araştırma Komisyonu Başkanı ve AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Veysel Eroğlu, "Türkiye'nin yenilenebilir enerji kaynakları, kurulu gücün yüzde 52'sini teşkil ediyor." dedi.
TBMM Genel Kurulu'nda küresel iklim değişikliğinin etkilerinin en aza indirilmesi, kuraklıkla mücadele ve su kaynaklarının verimli kullanılması için alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla kurulan Meclis Araştırma Komisyonu raporu görüşüldü.
İYİ Parti Grubu adına söz alan Mersin Milletvekili Behiç Çelik, küresel iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin en aza indirilmesinin insanlık için büyük bir zorunluluk olduğunu ifade ederek, bundan büyük ölçüde etkilenecek olan ülkelerin başında Türkiye'nin de olduğunu dile getirdi.
Çevre duyarlılığının günümüzde bir çevre bilinci oluşturmak için ihtiyaç olduğunu belirten Çelik, "Doğayı ve çevreyi kirletmek, tahrip etmek büyük bir ilkelliktir, doğaya ve çevreye saygı ise medeniyettir, uygarlıktır. Geldiğimiz aşamada tüm insanlığı cömert imkanlarıyla besleyen, büyüten, geliştiren yerküremiz artık 8 milyara yaklaşan nüfusuyla tarihte ilk kez 21'inci yüzyılda kaynak yetersizliği sorunuyla tehlike işareti vermeye başlamıştır. Kabul edilmelidir ki bu konuda Batı'nın sorumluluğu ise çok daha yüksektir." diye konuştu.
Paris İklim Anlaşmasına Türkiye'nin de onay vermesinin olumlu olduğuna değinen Çelik, yaşanan sorunların kaynağının Türkiye'nin doğa ve çevre politikası bulunmamasından kaynaklandığını iddia etti.
Çelik, sonuç olarak bir acil eylem planı hazırlamak ve yürürlüğe koymak gerektiğini söyledi.
İYİ Parti Muğla Milletvekili Metin Ergun, şiddetini giderek arttıran ve önümüzdeki yıllarda çok daha yıkıcı şekilde kendini gösterecek iklim krizinin, insanlığın normal hayatını ve dünyanın normal işleyişini ciddi şekilde zorlaştırmaya başladığını belirtti.
Bu gidişatı sürdürülebilir bir şekilde yönetmek için herkese büyük sorumluluklar düştüğünü dile getiren Ergun, "Bu nedenle, başta iklim değişikliğine uyum kanununun ve su kanununun hayata geçirilmesi olmak üzere mevzuatımızda da köklü ve kapsamlı bir dönüşüm ihtiyacı olduğu açıktır ve aciliyet arz etmektedir fakat bu aciliyet arz eden dönüşümleri gerçekleştirmek için mevcut iktidarın açıkçası dermanı da yoktur, zamanı da yoktur." dedi.
- "Türkiye, ekolojik bir medeniyet projesinin öncüsü olma kapasitesine sahiptir"
MHP İzmir Milletvekili Hasan Kalyoncu, iklim değişikliği konusunda küresel düzeyde tutarlı bir politika izlenememesinin sürecin daha da kötüleşmesine neden olduğunu söyledi.
Türkiye'nin iklim değişikliği sorununu önemseyip alınacak çok yönlü tedbirler konusunda eylem planları hazırladığını vurgulayan Kalyoncu, "Sürdürülebilir enerji, enerji verimliliği ve temiz enerji teknolojilerine yönelik çabalar ile iklim değişimine uyum çalışmalarının bütünlük içinde, dikkatle ele alınması gerekmektedir. Bu alanda sağlanacak ilerlemeyle Türkiye, ekolojik bir medeniyet projesinin öncüsü olma kapasitesine sahiptir." dedi.
İklim değişikliğiyle mücadelede koordinasyon eksikliğinin kaynak israfına, zaman kaybına yol açacağını dile getiren Kalyoncu, "Çevre, iklim değişikliği, su ve orman konularının idare açısından yeniden bir çatı altında toplanması ertelenemez bir gereklilik halindedir." ifadesini kullandı.
MHP Adana Milletvekili Ayşe Sibel Ersoy ise sürdürülebilir bir dünya için akıllı şehirlerin oluşturulmasının çok önemli olduğuna dikkati çekti.
Şehirlerin yeryüzünün sadece yüzde 2'sini kaplamasına rağmen dünyadaki kaynakların dörtte 3'ünü tükettiğini vurgulayan Ersoy, "İklim krizinde küresel tedavinin zor olduğunu biliyoruz ancak önemli olan bir an önce harekete geçmek." dedi.
- İktidar eleştirisi
HDP Şırnak Milletvekili Hüseyin Kaçmaz, tüm insanlık tarihinin çok ilginç ve zor dönemlerinden geçtiğini ifade ederek, "Bir taraftan doğayı tüm hırsıyla sömüren, sömürmekle kalmayıp yok eden vahşi kapitalizm, bir taraftan da kelimenin tam anlamıyla yaşam savaşı veren milyarlarca insan. Kapitalist zihniyetin sebep olduğu ekonomik, ekolojik ve sosyal problemlerle devinen bir dünyada insanlık gün geçtikçe varlıkla yokluk arasındaki ince çizgiye doğru hızlıca ilerliyor ve bu ilerleme adeta bile isteye yapılıyor." değerlendirmesinde bulundu.
İktidarın rant ve sermaye sınıfının çıkarları doğrultusunda 19 yıldır doğanın talanını ayak ayak üstüne atarak izlediğini ve ekolojik talan ve yıkımın hız kesmeden sürdüğünü ileri süren Kaçmaz, doğanın, sermayeye ve yandaşlara sonsuz bir kar ve rant hırsıyla peşkeş çekilmeye devam edildiğini ileri sürdü.
AK Parti'yi yönelik eleştiride bulunan Kaçmaz, "19 yıllık AKP iktidarı döneminde fosil yakıt kullanımının önü daha da açıldı, ormanlar talan edildi, ülke betona gömüldü. Üstüne bir de iktidarın bir bakanı 'iklim krizinde tarihi bir sorumluluğumuz yok' diyecek ve tüm bunlardan sonra da 'Biz, iklim kriziyle mücadele ediyoruz' diyecek. Buna hiç kimseyi inandıramazsınız." ifadelerini kullandı.
- "Ülkemizdeki ekolojik yıkımın tek sorumlusu da AKP'dir"
CHP Kırklareli Milletvekili Vecdi Gündoğdu, dünyanın birçok bölgesinde temel ihtiyaçlara, temiz su ve temiz havaya bile ulaşmakta zorluk çeken milyonlarca insanın yaşam hakkının gasbedildiğini söyledi.
Tüm anlaşmalar ve uyarılara rağmen sanayisi yoğun ülkelerin fosil yakıtları kullanmaya devam ettiğini dile getiren Gündoğdu, Birleşmiş Milletlere sunulan resmi karbon emisyonunu azaltma taahhütlerinin yerine getirilmediğini, vaatlerin sözde kaldığını, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin gelişmiş ülkelerin ihtiyacını karşılamak için kendi ormanlarını yok ettiğini ifade etti.
Türkiye'de iklim değişikliğinin kontrol altına alınması, doğa talanının önüne geçilmesi konusunda en büyük sorumluluğun iktidarın olduğunu söyleyen Gündoğdu, "Yirmi yıldır yaşamdan çok yıkımı önceleyen AKP politikaları sonucu doğal zenginliklerimiz, ormanlarımız, sularımız, denizlerimiz, verimli topraklarımız, vahşi kapitalist sermayenin emrine verilmiştir. Ülkemizdeki ekolojik yıkımın tek sorumlusu da AKP'dir. 2001 yılında 26 milyon 350 bin hektar olan tarım alanı, 2020 yılında 23 milyon 137 bin hektara kadar gerilemiştir." dedi.
CHP Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü, Türkiye'de son 20 yılda yarım milyar ton kömür ithal edildiğini 1,8 milyar ton da kömür yakıldığını belirterek, "Fosil yakıt olarak bir o kadar petrol ve doğal gaz yakıldı. 665 milyar dolar kömür, petrol ve doğal gaz ithalatına ödendi." ifadesini kullandı.
- "Türkiye'nin suçu çok cüzi"
Meclis Küresel İklim Değişikliği Araştırma Komisyonu Başkanı ve AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Veysel Eroğlu, komisyonun uyumlu çalıştığını belirterek, komisyon üyesi milletvekillerine, bilgi veren kurum ve kuruluşların temsilcilerine, çalışma grubuna, uzmanlara ve Meclis Başkanı'na teşekkür etti.
Küresel iklim değişikliğinin dünyanın en önemli meselelerinden olduğuna işaret eden Eroğlu, 200 yıldan bu yana sanayi faaliyetlerinin artışı nedeniyle sera gazı denilen gazların ve buna bağlı olarak sıcaklığın arttığını anlattı.
Eroğlu, dünyanın sıcaklığının değişmesinin yağış rejiminin değişmesine neden olduğunu ve buna tedbir alınması gerektiğini ifade ederek, "Türkiye'nin bu küresel iklim değişikliğindeki suçu çok cüzi. 1750-2019 arasında ülkemizin sera gazı emisyonlarına etkisi sadece yüzde 06, yani binde 6. Ama diğer ülkelere baktığımız zaman, Amerika yüzde 24,8, AB ülkelerinde yüzde 17, Çin'de yüzde 13, Rusya'da yüzde 7 civarında. İngiltere de yüzde 5 civarında." diye konuştu.
Eroğlu, Türkiye'nin iklim anlaşmalarına taraf olmadan önce, kömür kullanımının azaltılması, termik santrallere filtreler takılması, yüksek emisyonlu araçların trafikten çekilmesi, ısı yalıtımı gibi önemli çalışmalara imza attığını belirtti.
Türkiye'nin temiz enerji kaynaklarına yöneldiğini vurgulayan Eroğlu, "Gururla ifade ediyorum. Türkiye'nin yenilenebilir enerji kaynakları, kurulu gücün yüzde 52'sini teşkil ediyor." dedi.
Orman varlığını 19 yılda 20,8 milyon hektardan 22,9 milyon hektara yükselttiklerini ve fidan dikimine önem verdiklerini anlatan Eroğlu, Türkiye'nin durumu nedeniyle mutlak surette suların biriktirilmesi, baraj ve göletlerin inşasının gerektiğini dile getirdi. Eroğlu, "Suyla alakalı 19 yılda 9 bin 189 tesis inşa etmişiz. 654 baraj, dünyanın en büyük barajlarını biz yapıyoruz. 605 hidroelektrik santrali, 462 gölet ve bent, 51 yeraltı depolaması, 1561 sulama tesisi..." diye konuştu.
Raporda iklim değişikliğiyle alakalı yapılması gerekenler ve tavsiyeler olduğunu dile getiren Eroğlu, bunları da hayata geçirmek istediklerini kaydetti.
Meclis Başkanvekili Süreyya Sadi Bilgiç, rapor üzerindeki genel görüşmenin tamamlanmasının ardından birleşimi yarın 14.00'te toplanmak üzere kapattı.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.