Koreliler İslam’a koşuyor
Güney Kore’de yaşayan binlerce Koreli İslam’a ve Müslümanlara karşı yürütülen savaşların etkisiyle İslam’ı öğrenmeye koşuyor.
Defne Bayrak / Timeturk
Güney Kore’nin başkenti Seul’deki bir İslami merkezin uygulama müdürü El-Cezire.net’e yaptığı açıklamalarda İslam öğretilerini öğrenmeye çalışan Korelilerin sayısının 50 bini aştığını, bunların en az yarısının sonunda İslam’a girdiğini, kendilerini İslam’ı öğrenmeye iten en önemli faktörlerin ise ABD’nin Afganistan ve Irak savaşı ile İsrail’in son Gazze savaşı olduğunu söyledi. Merkez müdürü sayıları giderek artan Müslümanların cami ve İslami merkez azlığı, fıkıh, sünnet gibi önemli İslami kitapların tercümesinin bulunmaması, Kur’an manalarının tek tercümesinin de çok eskilere dönmesi gibi önemli sorunlarla karşılaştığına dikkat çekti.
İsrail’in Gazze’ye karşı son savaşı ve ondan önce Amerika’nın Afganistan’a açtığı savaş, çoğunluğu herhangi bir dine inanmayan ve ‘öteki’leri nadiren kabul eden kapalı bir kültürün mevcut olduğu bir ülkede yaşayan binlerce Güney Koreli’yi İslam’ı öğrenmeye itti.
Güney Kore’de binlerce Koreli, sayıları oldukça az olan cami ve merkezlerde İslam dini öğretilerini öğrenmeye çalışıyor.
Güney Kore’deki İslami merkezlerden birinin uygulama müdürlüğünü yapan Münir Ahmet şu anda İslam dini eğitimi almakla meşgul olan Korelilerin sayısının 50 bini aştığını ve eğitim alan bu Korelilerin büyük kısmının da İslam’a girdiğini açıkladı.
Günlük aktiviteler
Ahmet, merkeze her gün birçok kişinin geldiğini, gelenlerin birçoğunun basından İslam, Filistin, Irak ve Afganistan’daki Müslümanların durumları hakkında duyup izlediklerine istinaden böyle bir eğilim gösterdiklerini ifade etti.
Ahmet, İslam’ı öğrenmek isteyenlerin sayısının özellikle İsrail’in bu yılın başında Gazze’ye karşı düzenlediği savaşın ardından gözle görülür şekilde artış gösterdiğine işaret ederek Seul’deki merkezi günde ortalama 15 kişinin ziyaret ettiğini söyledi. Merkezin icra müdürü bu kişilerin ya İslam’ı öğrenme talebinde bulunduklarını ya da merkezin aktivitelerini izlediklerini, en az yarısının ileriki dönemlerde İslam’a girdiğini belirtti.
“Terör” terimi
El-Cezire Televizyonu Seul’deki merkezi ziyareti sırasında iki yıldır sürekli merkeze gelen Koreli bir bayanın İslam’a girişine şahit oldu.
Müslümanlığı seçen Kang Mi Wayne yaptığı açıklamada şöyle dedi; “ben Hıristiyanlık’tan İslam’a geçtim. Çünkü İslam akidesi tek bir ilahtan bahsediyor. Bu da ilkokuldan İncil’den öğrendiğimizle uyuşuyor.”
Wayne, İslam’a iki yıl süren derin bir araştırmanın ardından girdiğini, İslami merkezden temin ettiği birçok kitap okuduğunu söyledi. Wayne, İslam’a ilk ilgi duymasının sebebinin Müslümanların “terörist” diye nitelendirilmesi olduğunu, araştırmalarının sonucunda ise bunun tam aksi ile karşılaştığını, İslam’ın hoşgörü dini olduğundan emin olduğunu belirtti.
Engeller ve sorunlar
Münir Ahmet, her geçen gün İslam’a giren Korelilerin sayısının artmasının yanında Müslümanların hala birçok engel ve sorunla karşılaştığını belirtti. Bunların en bilineni ise işlerini yürütecek, koşullarını düzenleyecek ve kendilerini dışarıda temsil edecek bağımsız bir heyetlerinin bulunmaması.
Müslümanların karşılaştığı zorluklar arasında İslami okulların bulunmaması ve camilerin azlığı yer alıyor. Kur’an-ı Kerim’in manalarının Kore diline yapılmış tek çevirisi de oldukça eski olup müracaata ihtiyaç duymaktadır. Aynı şekilde fıkıh, hadis kitapları ile İslam’ın en temel kitaplarının Kore diline tercümesi hala yapılmış değil. Kore’deki yerli ve yabancı Müslümanların sayısı hala belli değil. Orada sayılarını saptayacak bir sayım yapılmamış. Ancak Ahmet sayılarının çok olduğunu ve günden güne artış gösterdiğini kaydetti.
Dışarıdan gelenlerin rolü
Korelilerin İslam’a açılması merkezler ve az sayıdaki camilerle sınırlı değil. Az da olsa ülkeye gelen Arap tüccarların da Korelilerin İslam’a ilgi duymasında etkisi olmuş.
Kore’de İslam’a girmiş bir bayanla evlenen Arap bir tüccar, Müslümanların yaptığı ticaretin Korelilerin dikkatini çekmede büyük rolü olduğunu ifade etti.
Seul’ün ünlü caddelerinden birinde toplanmış Arap lokantalarını, günlük olarak yüzlerce Koreli’yi çeken, kalplerini yumuşatan ve İslam ya da hiç bilmedikleri Arap kültürü hakkında soru sormaya iten forumlara dönüştürdü.
Birkaç sene öncesine kadar Korelilerin anlamını dahi bilmedikleri “helal” kelimesi bugün başkent Seul’ün ortasındaki en ünlü caddelerden birindeki Arap ve Türklerin büyük lokantalarında karşılarına çıkıyor. Bu lokantaların müdavimlerinin büyük kısmı ülkenin Müslüman olmayan yerlileridir. Dışarıdan gelenlerin karşılaştıkları en büyük zorluklardan biri de dil sorunu yanı sıra bu dışa kapalı toplumla iletişim kurabilmektir.