Kızıl faşizmin işkence metodu
"Elektrikli çivili sopalarla uygulanan dayak, kollar ve bacaklardan asma, zorla yedirme, ne olduğu bilinmeyen ilaçlar ile yapılan iğneler ve uykudan mahrum bırakma"
Uluslararası Af Örgütü tarafından hazırlanan Doğu Türkistan Raporu Çin’in ne kadar kural tanımaz bir devlet olduğunu gözler önüne serdi.
Geçtiğimiz yıl 5 Temmuz’da Doğu Türkistan (Urumçi)’de gerçekleştirilen katliam birinci yılı nedeniyle protesto edildi. Türkiye’nin çeşitli yerlerinde yapılan gösterilerde Çin yönetiminin Doğu Türkistanlılara yönelik uyguladığı şiddet ve katliamlara son vermesi çağrısında bulunuldu. Ankara’da Çin konsolosluğu önünde çok sayıda sivil toplum örgütünün katılımıyla gerçekleştirilen protesto eyleminde konuşan Dünya Uygur Kongresi Genel Başkan Yardımcısı Seyit Tümtürk, Çin yönetiminin 61 yıldan beri Doğu Türkistan’da sistematik olarak asimilasyon politikası uyguladığını söyledi. Her geçen gün Doğu Türkistan sorununun daha tehlikeli bir aşamaya geldiğini belirten Tümtürk, Çin hükümetinin bölge halkının endişelerini azaltacak girişimlerde bulunmasını istedi. 5 Temmuz olaylarından dolayı Çin hükümetinin hiçbir işlem yapmadığını kaydeden Tümtürk, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Çin devlet terörünün tekrarlanmaması için başta BM olmak üzere AB, AGİT, İKÖ, hatta ŞİÖ gibi uluslararası kuruluşlar gerekli önlemlerin alınması için Pekin nezdinde girişimlerde bulunmalıdır. Pekin yönetiminin 5 Temmuz Urumçi olayları ile ilgili devam ettiği söylenen mahkeme ve duruşmaları konuk olarak izleme ve gözaltında tutulanların insani ihtiyaçlarının tarafımızdan giderilmesi taleplerimizin kabul edilmesini iyi niyet girişimi olarak ilan edeceğimizi bildiririz.”
ZULÜM BELGELENDİ
Öte yandan, Uluslararası Af Örgütü tarafından hazırlanan Doğu Türkistan Raporu ise Çin’in ne kadar kural tanımaz bir devlet olduğunu gözler önüne serdi.
Af Örgütü tarafından hazırlanan raporda Çin’in Doğu Türkistanlılar üzerinde ifade, toplanma ve örgütlenme özgürlükleri üzerindeki kısıtlamalarını artırarak sürdürdüğü belirtilirken, insan hakları savunucularının yıl içerisinde gözaltına alındıkları, yargılandıkları, ev hapsinde tutuldukları ve zorla kaybedilmeye maruz kaldıkları vurgulandı. Makamların dini ibadetin ölçülerini sıkı biçimde kontrol etmeye devam ettiği ifade edilen raporda, inançları gereği yaşamaya çalışanların taciz edildiği, gözaltına alındığı ve tutuklandığı belirtildi.
İŞTE İŞKENCE YÖNTEMLERİ
Avukatlar, gazeteciler, insan hakları savunucuları, çevre aktivistleri ve demokratik reform yanlılarının da sürekli olarak, tacize uğradıkları, tecrit edildikleri belirtilen raporda, makamların gözaltında bulunanların pek çoğuna işkence yaptığı ifade edildi. “Ölümlere neden olan işkence, gözaltı merkezlerinde olağan bir uygulama olmaya devam etti” denilen raporda, işkence yöntemleri; elektrikli çivili sopalarla uygulanan dayak, kollar ve bacaklardan asma, zorla yedirme, ne olduğu bilinmeyen ilaçlar ile yapılan iğneler ve uykudan mahrum bırakma olarak sıralandı. Raporda ayrıca adil olmayan yargılamalar sonucunda çok sayıda masum insanın idam cezasına çarptırıldığının altı çizildi.
ASLAN DEĞİRMENCİ-VAKİT-