Kitlesle İşsizlik Kapıda

Kitlesle İşsizlik Kapıda

Türkiye'de yüzde 30'lara dayananfaiz oranları reel sektörü zor durumda bırakıyor.

Başta ABD olmak üzere birçok ülke ekonomiyi canlandırmak ve krizden çıkabilmek için faizleri sıfıra doğru düşürmeye devam ederken Türkiye'de yüzde 30'lara dayananfaiz oranları reel sektörü zor durumda bırakıyor.

Kredilerle ayakta duran bir çok firma, geri çağrılan krediler, yüksek finans maliyeti ve tüketimin durması nedeniyle üretim ve istihdamda kısıtlamalara gidiyor. Pazarın canlandırılması için kredi musluklarının açılması gerektiği belirtilirken, aksi durumda bir çok firmanın faaliyetlerini durduracağı tehlikesinden söz ediliyor.

KİTLESEL İŞSİZLİK TEHLİKESİ KAPIDA

Küresel krize karşı dünya merkez bankaları en önemli adım olarak faiz indirim silahına sarıldılar. İngiltere ve Almanya gibi Avrupa ülkeleri peşi sıra faiz indirimine giderek tüketim ve üretimi canlandırmayı, reel sektör üzerindeki kredi krizi baskısını azaltma yolunu seçtiler. Türkiye'deki reel sektör temsilcileri de, krizin zor olan şartları daha da ağırlaştırdığını vurgulayarak, "Merkez Bankası'nın bir an önce faiz indirimine giderek tüketimi canlandırması gerekiyor' diyor. Uzmanlar, "Tüketim ve üretim olmayan, pazarda firmalar yüksek faizler ve geri çağrılan krediler nedeniyle kepenk kapatma yoluna gidebilir. Bu durum ise önümüzdeki aylarda işsizler ordusuna kitlesel katılımların yolunu açabilir" öngörüsünde bulunuyorlar.

200 BİN KİŞİ DAHA İŞSSİZ KALABİLİR

Amerika'da reel faizin eksiye düştüğü bir dönemde Türkiye'nin yüksek faizde diretmesi, en derin etkiyi istihdam üzerinde gösteriyor. TÜİK'e göre kapanan şirket ve işyeri sayısı Ocak-Ekim döneminde yüzde 50 artarak 41 bin 95'e çıktı. Kredi maliyetinin düşürülmemesi durumunda, bu rakamın 100 binlere ulaşacağı, 2 milyon 237 bin kişiye 200 bin kişinin daha eklenebileceği vurgulanıyor.


OSB'LER HURDALIĞA DÖNEBİLİR

Dışarıdan kaynak sağladığı için önceleri yüksek faiz politikasına pek ses çıkarmadıklarını ifade eden İpek Mobilya Yönetim Kurulu Başkanı Saffet Arslan, gelinen noktada durumun farklılaştığını söyledi. Piyasalarda bir güvensizlik problemi yaşandığını vurgulayan Saffet Arslan, bu durumun böyle devam etmesi halinde yaşanacaklar hakkında şöyle devam etti: "Halkın tüketememe sorunu var, reel sektörün sorunu budur. Fabrikasından perkendecisine kadar hepsi bundan şikayetçi. Buna acil bir çözüm bulunmadan eğer bankalar kredileri geri çağırmaya başlar ve faizler yükselmeye devam ederse (Türk lisarında yüzde 28-30, dolarda ise yüzde 10'lar seviyesine doğru) Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) mezarlığa döner. Çünkü bütün sanayiciler yedeklerini kullanıyorlar. Enkaz devredilecek bir noktaya doğru gidiliyor. Mevduatın kaçısını engellemek ve piyasaya güven vermek gerekiyor. Bankaların da düşük faizli kredileri çağırıp yüksek faizle yeniden vereyim dememesi lazım."


İŞSİZLİK İKİ KATINA ÇIKARSA...


Bankaların yeni kredilere ve ihracat teminatlararına yönelik yeni tavrının reel sektörü geleceğe yönelik endişelendirdiğini belirten Saruhan Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Sadık Ayhan Saruhan şunları kaydetti: "Üzerimizde bir karabulut var. Bu bulut bir depreme mi neden olacak, gel mi getirecek, yoksa bir yağmurla mı geçecek onu bilemiyoruz. Önümüzün füluğ olduğu böyle bir ortamda bankalar hem kredi vermiyorlar hem de kredi faizlerini adım adım yüzde 28-30'lara doğru çıkardılar. Şu anda tam bir kriz yok. Fakat reel sektör günü gelen borçlarını ödeyemezse ve tezgahlar kapanmaya başlarsa işsizlik daha da artar ve gerçek kriz o zaman ortaya çıkar. Allah korusun, bunu ifade etmek bile endişe verici. Çünkü şu anda yüzde 11'ler seviyesinde seyreden işsizlik bir o kadar daha artabilir. İşsizlik yüzde 20-25'lere çıkarsa Allah göstermesin siyasi kriz gelebilir, hükümetsiz bir ortamda kalınabilir."

Sadık Ayhan Saruhan, hükümet, muhalefet, bankalar ve reel sektör olarak probleme ortaklaşa çözümler üretilmesi gerektiğini vurguladı.


Sıkı para politikası biraz gevşetilmeli


İTÜ Bankacılık ve Finans Bölüm Başkanı Prof. Dr. Kerem Aklin, dünyadaki bütün ülkelerin faizleri indirdiğini ve bu ortamda faizlerde yapılacak 75 baz puanlık indirimin yerinde bir hareket olacağını söyledi. Aklin, "TCMB'nın politika faizinin bazı batılı finans merkezlerine göre önümüzdeki yıl 16.75'ten 14.75'e indirebileceğinden bahsediliyor. Fakat faizin indirilebilmesi için hükümetin MB'ye bir yol haritası çizmesi lazım. Hükümet 2009 enflasyon hedefini revize edelim der ve bu rakamı yüzde 9.5'e çekerse MB'ye de para politikasını biraz gevşet diyebilir. MB, faizi yüzde 16.75'ten 16'ya çekebilir. Zaten bütün ülkeler faiz indirimine gitmiş bu durumda yapılacak 75 baz puan indirim ile çok da bir kaybımız olmaz" dedi. Dünyadaki en gelişmiş ekonomilerin kamu harcamalarını arttırıp, para politikasını gevşettiği bir ortamda IMF'nin Türkiye'ye aksini diretmemesi gerektiğini de belirten Aklin, "IMF ile yapılacak anlaşma önemli ama anlaşma koşulları Türkiye'nin büyümesine engel olmamalı. Aşırı sıkı para politikası, kamu harcamalarının kısılması gibi adımlar Türkiye'yi zora sokar" dedi.

RESESYON BİLE OLABİLİR

Özel sektörün önümüzdeki sene yatırım yapması mümkün değil. Bunun için hükümet yaklaşık 16 milyar 500 milyon YTL'lik bütçe harcaması açıkladı. Eğer IMF bunu aşağıya çekmeye çalışacaksa ekonomi 2009'dayüzde 0.5 büyür ki bu da resesyon anlamı taşır. İçerideki ve dışarıdaki talep kötü. Para muslukları kısılmaya devam ederse o zaman Türkiye'deki bütün işletmelere iş talebi tokatı olur" dedi.


Yeni tedbirlerle faiz düşebilir

Sanko Holding Yönetim Kurulu Başkanı Abdülkadir Konukoğlu, hükümetin üzerinde çalıştığı tedbirlerle önümüzdeki süreçte faizlerin düşüşe geçeceğini söyledi. Abdulkadir Konukoğlu, şunları kaydetti: "Faizlerin yüksek oluşu bütün reel sektörü olumsuz etkiliyor. Maliyetler yükseldiği için daha da zor bir durum yaşanabilir. Fakat hükümet yeni teblirler üzerinde çalışıyor. Bu tedbirlerle birlikte önümüzdeki aylarda faizler de geriler inşaallah." Başbakan Erdoğan'ın ABD'den dönmesiyle yeni tedbirlerin hayata geçeceğini ifade eden Konukoğlu, "İşsizlik artarsa tüketim azalır. Reel sektör desteklenip işsizliğin artması engellenirse işi olan insanlar alışveriş yapar ve perakende piyasalar canlanır" diye konuştu.


Borçları çevirme zorlaştı

Tüm dünyada kıt hale gelen finansın maliyetinin yükseldiğini ifade eden Funika Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Sözkesen, "Bunun fırsatçılık noktasına gitmemesini temenni ediyoruz. Çünkü çok hızlı yükselen faizin geri ödemesinde sıkıntılar ortaya çıkabilir. Türk reel sektörünün 100 milyar doları aşkın döviz cinsinden borcu var. Yani bunlar faizi olan krediler. İnşallah kriz uzun sürmez de normalleşmeye doğru bir süreci görürüz" dedi. Kurların artmasının tekstilcileri de olumlu etkilediğine işaret eden Nuri Sözkesen, şu anda krizin en kısa sürede bitmesini temenni ettiklerini sözlerine ekledi.


Küresel krizi faiz oranları tetikledi

Sakarya Üniversitesi Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr. Fuat Sekmen, küresel krizi tetikleyen faktörlerin başında faiz oranlarındaki artışın geldiğini vurguladı. Kriz nedeniyle ABD, Avrupa ve Asya ülkeleri piyasada likidite ihtiyacını hafifletmek için piyasaya para sürdüklerini hatırlatan Sekmen, "Geçmişten alınan ders merkez bankalarını faiz indirimine yol açtı. 'Büyük Bunalımda' genişletici bir para politikası uygulansa kriz bu aşamaya gelmezdi" dedi.






Kaynak:Haber Kaynağı