Kimseye söyleme AK Parti'ye vereceğim!

Kimseye söyleme AK Parti'ye vereceğim!

Nihal Bengisu Karaca bugün iki arkadaşının siyaseten yaşadığı ayrışmayı kaleme aldı. Çok ilginç bir yazı.

Nihal Bengisu KARACA'nın Yazısı...

İKİ kadın var.
Biri sokakta yan yana yürümenin bile cesaret isteyeceği kadar açık kıyafetler giyen, üç günlük tatile sekiz tane bikini götüren, "Vadeli hesabımın faiziyle zekât versem kabul olur mu?" gibi garip sorularıyla beni dumur eden bir hatun. Biraz hoppa, çokça sempatik, hayat dolu, rasyonel. Güzel, bekâr, mutlu bir işkadını.
Diğeri geleneksel kalıplara uymamakla beraber oldukça dindar bir kadın. Derin sularda ve zarif. Kendisini ve mesleğine olan tutkusunu çok iyi ifade edebilmesine rağmen tesettürü yüzünden uğradığı ayrımcılıktan ötürü hak ettiği yerde değil. İki dil bilen, iyi eğitimli. Güzel, bekâr, mutsuz bir işkadını.
İkisi de arkadaşım. İkisiyle de ara ara, uzun uzun konuşuruz. Sorun şu ki, Bayan Dekolte ve Bayan Tesettür, AK Parti ile ilgili tutumlarında ciddi şekilde ayrışmaktalar. "Bunun nesi sürpriz?" derseniz yanılırsınız.
Zira Bayan Dekolte, AK Parti'nin seçimlerden daha da güçlenerek çıkmasını isterken, Bayan Tesettür, AK Parti'nin bu kez kaybetmesini istiyor.
Ve sizi temin ederim ki, aşağıdaki ifadeler, kendileriyle değişik zamanlarda yaptığımız konuşmalardan alınma. En ufak bir kurgu yok. Anlamı değiştirmeyen kısaltmalar var.
Bayan Dekolte diyor ki:
Kimseye söyleme ama ben oyumu yine AK Parti'ye vereceğim. Çünkü;

1) CHP eskisinden de beter oldu. Salkım salkım dökülüyorlar.
2) Ergenekon davası sonuçlanmalı. Bu ülkede bazı adamlar, cumhuriyet mitinginin olduğu gün, Sıhhiye'ye bomba koyup bunu da dindar insanlara fatura etmeyi planlayacak kadar yoldan çıktılar. Siyasi irade değişirse yeniden devreye girerler.
3) "İçki yönetmeliği" imiş, "içki yasağı" imiş... Bunları dillerine dolayanlarla hiç kısıtsız her akşam başka bir mekânda içiyoruz. İçerken bile "İçki yasağı var" diyorlar. El insaf!
4) Mahalle baskısı artmadı, azaldı! Sekiz dokuz yıl önce Nişantaşı'nda eğer kapıcı karısı değilsen ve ramazanda oruç tuttuğun anlaşılırsa skandal olurdu. Artık Teşvikiye restoranlarında oturup ezanı bekleyebiliyorsun. Laik mahallenin mahalle baskısı delindi, sinirleri geren bu.
5) Ayrıca geçen yıl aldığım bir ayakkabıyı aynı fiyata alabiliyorum ve bu bana güven veriyor. Yoksullara kömür, makarna dağıtılmasından huzursuz olanların da ruh hastası olduklarını düşünüyorum.

Bayan Tesettür diyor ki: Kimseye söyleme ama bu kez oyumu AK Parti'ye vermeyeceğim... Çünkü;

1) Sekiz yıl önce hem dindar hem "muhalif" olunabilirdi. "Çoğunluk" geldi muhalefet zail oldu.
2) Artık bir kapıdan "yeterince" AK Partili olmadığım için giremiyorum, diğer kapıda "yeterince" iyi bir nur talebesi olmadığım bana hissettiriliyor. Öbüründe "yeterince" hemşeri, aynı köyden, aynı oymaktan olmadığım için "Beyaz Türk" olmakla itham ediliyor, her koşulda yalnızlaştırılıyorum.
3) İş, mesleki dayanışma vs. için karşılaştığım AK Partililer de bana aynı laikler, Kemalistler gibi "türbanlı kadın" muamelesi yapıyor. Beni, daha 20 yaşındayken aile meclisi kararıyla evlendirildikleri hatun ile aynı kaba koyuyor ve üsttenci erkek tavrıyla davranıyorlar. Çok öfkeliyim.
4) Diğer kesimin din düşmanlığı AK Parti düşmanlığıyla birleşti ve biz hedeftahtası olduk! Eskiden sadece "dinci" idim, şimdi "AKP"li kadın! Birtakım insanları Silivri'ye gönderen benmişim gibi davranılıyor.
5) Eskiden iyi giyinmem suç değildi, şimdi gayet normal bir bütçeyle geçinmeme rağmen, sırf belirli bir tarzım var diye, "Artık para bunlarda! Sınıf atladılar!" gibi olmadık ithamlarla karşılaşıyorum. İçki satışıyla ilgili düzenlemeler, "heykel" tartışmaları bazı insanlarla aramıza resmen jilet sokuyor!

Habertürk

Etiketler :