Kılıçdaroğlu'ndan terörle mücadele tepkisi
Şimdi 1990'ların başına dönüyorsak demek ki siyaset kurumu görevini yapmıyor.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Parti Genel Merkezi'nde "Gençlik ve Siyasal Katılım" konulu gençlik sempozyumunun açılışında konuştu. Konuşmasında, terör konusuna değinen Kılıçdaroğlu, 'Eğer bir sorun 35 yıldır çözülemiyorsa, siyaset kurumu görevini yapmadığından çözülemiyordur. O kadar mücadelelerin sonunda şimdi 1990'ların başına dönüyorsak demek ki siyaset kurumu görevini yapmıyor" dedi.
SİYASET KURUMU GÖREVİNİ YAPAMIYOR
Kılıçdaroğlu, "Terör ve Kürt sorunu Türkiye'nin temel sorunlarındandır. Bu sorunu çözmek için bugüne kadar en sağlıklı raporları hazırlayan tek parti CHP'dir. Hala CHP bu sorunun çözümüne katkı veren tek partidir. Her zaman söyledik, eğer bir sorun varsa, o sorunun çözümü CHP'dir. Eğer bir sorun 35 yıldır çözülemiyorsa, siyaset kurumu görevini yapmadığından çözülemiyordur. O kadar mücadelelerin sonunda şimdi 1990'ların başına dönüyorsak demek ki siyaset kurumu görevini yapmıyor" diye konuştu.
"EKONOMİK KRİZ GELİYOR MU, GELMİYOR MU?"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ve hükümetin ekonomiden sorumlu bakanlarının, ekonomi ve cari açık konularında birbirinden farklı açıklamalarda bulunduğunu iddia eden Kılıçdaroğlu şunları söyledi:
"Bir ekonomik krizden söz ediliyor. 26 Haziran'da Sayın Erdoğan, 'Türkiye şu anda sağlam zeminde yürüyor. Krizle işi yok' diyor. 8 Temmuz'da hükümet programını okurken, 'Ekonomi soğutulmaya devam edecek' diye devam ediyor. Sanki ekonomi soğutulmuş da.. 15 Temmuz'da, Sayın Ali Babacan, 'İlgili kurumlara üç ay önce her türlü kötü senaryoya hazır olmaları talimatını verdik" diyor. Açıkça Sayın Başbakan'ı yalanlıyor. 8 Temmuzda Sayın Başbakan, 'Dalgalı kur rejimi devam edecek' diyor. Sayın Ali Babacan da 14 Temmuz'da benzer bir açıklama yapıyor. 13 Temmuz'da ise Sayın Zafer Çağlayan, 'Cari açığın problem olmasının en önemli nedenlerinden birisi, TL'nin aşırı değerli olması' diyor. Yani kurlara müdahale edilmesi gerektiğini söylüyor. Hangisine inanacağız? Sayın Mehmet Şimşek, 'Cari açığı sıkı para politikası uygulayarak çözeceğiz' diyor. 12 Temmuz'da Sayın Zafer Çağlayan bir açıklama daha yapıyor. 'Cari açık Türkiye için bir tehlike oluşturmuyor' diyor. İşin garip tarafı şu; bir Ekonomi Koordinasyon Kurulu var. Tek bir söylemde anlaşacaklar ve onu halka anlatacaklar. Bunlar bütün gazetelerde üç aşağı beş yukarı yer aldı. Eğer CHP'li olsalardı, düşünün ne olurdu? 'Bir CHP'li onu dedi, diğeri bunu' dedi..Kıyamet kopacaktı. Kim yapacaktı bunu? AKP medyası. Siz hiç gazetelerde, 'Ekonomik kriz geliyor mu, gelmiyor mu? Hanginiz neyi doğru söyüyorsunuz?' diye bir köşe yazısı okudunuz mu? Hükümet bu, medya da bu. Bu açıdan medyayı okurken dikkatli okuyun"
"ASKERLERİMİZİN ŞEHİT OLMADAN ÖNCE CAMİLERDE YATMASININ ANLAMINI, ÇARPITANLARA ANLATACAĞIZ"
CHP'li gençlere, geçmişlerini ve tarihlerini araştırmaları konusunda da öğüt veren Kılıçdaroğlu, "Eğitimin özü tarihi bilmekten geçer. Ulusal bağımsızlık savaşımızı hangi koşullarda verdiğimizi bileceğiz. Askerlerimizin şehit olmadan önce camilerde gelip yatmasının anlamını bilmeyenlere, bunları çarpıtanlara anlatmasını bileceğiz" dedi.
"GENCECİK FİDANLARIMIZI DARAĞAÇLARINDA YOK ETTİK"
Siyasete girmenin çzellikle de gençler için hiç kolay olmadığını ifade eden CHP lideri, "Çünkü sizin geçmişte siyasete giren kardeşlerinize ağır bedeller ödetildi. 12 Eylül faşizmi solun da, devrimcilerin de, halkçıların da, demokratların üzerinden de bir siilindir gibi geçti. Gencecik fidanlarımızı darağaçlarında yok ettik ama unutmamız gereken bir şey var. 'İnat da murattır' diyor Anadolu halkı.
LENİN VE ORHAN PAMUK'A GÖNDERME
Bizi ülke yönetiminden alıkoymak isteyenler hiçbir zaman amaçlarına ulaşmadılar. Onun için gençler, 'Eğer bende bu ülkede söz sahibi olmak istiyorum' diyorsa siyasete girecek. Lenin şöyle diyor; 'Organize olmuş azınlıklar, organize olmamış yığınlara hükmederler'. Bu örgütlenmenin önemini gösteriyor. Birleşir, kararlılıkla yolunuza devam ederseniz, sağlıklı bir yönetimi oluşturursunuz. Nobel ödüllü yazarımız Orhan Pamuk, ödülünü almadan önce yaptığı konuşmada 'Bana gerçekliğe müdahale etme şansı verdiği için yazıyorum' dedi. Siyaset de budur. Hayatın gerçeklerini görüyorsunuz. O gerçeğe müdahale etmenin en sağlıklı yollarından birisi siyasettir" diye konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.