Darbecilerle işbirliğinden ve örgüt üyeliğinden yargılanan gazetecilere destek verip, ‘Basın özgürlüğü engelleniyor’ diye ortalığı ayağa kaldıran CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun, kendisi hakkında ‘Çarkçı Kemal’ adlı kitap yazan Süleyman Yeşilyurt hakkında hem tazminat hem ceza davası açması, ‘ikiyüzlülük’ ve ‘utanmazlık’ olarak yorumlandı.

"Muhalif oldukları için gazetecileri suçsuz yere hapse atıyorlar. 12 Eylül’de bile bu kadar gazeteci hapiste değildi. Bu ülkeye özgürlüğü ve demokrasiyi getirmek için mücadele etmemiz lazım” diyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, büyük bir tutarsızlık örneği sergiliyor. Halkın seçtiği hükümeti darbe yoluyla devirmeye teşebbüs eyleminde aktif rol almakla suçlanan, terör örgütüne üye olmaktan yargılanan gazetecilere özgürlük isteyen Kılıçdaroğlu, hoşuna gitmeyen haberlere imza atan, kitaplar kaleme alan gazeteci ve yazarlar için ise hapis cezası istiyor.

Kılıçdaroğlu ve kurmaylarının, haklarında yaptıkları haberlerden dolayı ceza davası açtığı birçok gazeteci bulunuyor. Türkiye’de gazetecilik faaliyetinden dolayı hiçbir basın mensubu tutuklu bulunmazken, CHP liderinin sırf kendisini rahatsız eden haberler nedeniyle gazetecileri cezaevine göndermeye çalışması büyük tepki görüyor.

“BU NE YAMAN ÇELİŞKİ”

Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘Çarkçı Kemal’ kitabı nedeniyle ceza ve tazminat davası açtığı yazar Süleyman Yeşilyurt, Akit’e yaptığı açıklamada, Kılıçdaroğlu’nun özgürlük söyleminin göz boyamadan ibaret olduğunu söyledi. Darbe suçundan yargılanan gazetecileri kurtarmak için yurtdışında bile lobi faaliyetleri yürüten Kılıçdaroğlu’nun, kendisini ise cezalandırmak istediğini belirten Yeşilyurt, “Hem yazar ve çizerlere özgürlük istiyorum diyorsun, hem de hürriyetimi kısıtlamak istiyorsun. Kitabımın bütün gelirini almaya çalışıyorsun. Hem muhalifleri sindiriyorlar diyeceksin, hem de sana muhalif olanlara her türlü eziyeti reva göstereceksin. Bu ne yaman bir çelişkidir! Siyaset tutarlılık işidir” dedi.

“BENİ BİTİRMEK İSTİYOR”

CHP liderinin iftira ve hakaret iddiası nedeniyle Ankara 2. Ceza Mahkemesi ve Ankara 12. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde yargılandığını hatırlatan Süleyman Yeşilyurt, şöyle konuştu: “Ceza davası bir yana bana cumhuriyet tarihinde hiçbir yazara açılmamış bir tazminat davası açmış durumda. Tam olarak benden bir buçuk milyon TL istiyor. Bugüne kadar açılmış böyle bir dava örneği yok. Resmen beni bitirmek istiyor. Sayın Kılıçdaroğlu’nun tavrını anlamak mümkün değil. Kitap henüz satışa girdiği gün afişleri kaldırdı. AŞTİ stantlarında savcılık kanalıyla afişleri toplattı. Stanttaki görevliyi karakola çektiler. 1 gün orada tuttular. Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı bile Kılıçdaroğlu’na en fazla 20 bin liralık dava açıyor. Daha fazla satıldığını iddia ederek kitabın bütün gelirini istiyor. Bu yolla avukatlarına rant sağlayacak. Aklı sıra gelirime konacak.”

“BUNLAR MI İFTİRA?”

Kılıçdaroğlu’nun iftira iddiasının asılsız olduğunu dile getiren Yeşilyurt, “Akyurt’ta 150 bin liralık villasını 15 bin lira olarak gösterdi. Tunceli’de şehrin merkezinde Cumhuriyet Caddesi’ndeki evinin değerini 3 bin lira olarak göstermiş. Erenköy’deki evini 25 bin lira olarak göstermiş. Erenköy’deki evin aylık kirası sadece 2 bin 800 lira. Şimdi benim ortaya koyduğum bu gerçekler için iftira diyor. İftira bunun neresinde var? 2011 yılındayız. Bu evlerin gerçek değerini çocuğa söyleseniz bile ne kadar olduğunu bilir” şeklinde konuştu.

“BEN DESEYDİM DÜNYAYI BAŞIMA YIKARDI”

Kılıçdaroğlu’nun yargı üyelerine “militan” demesini önceki günkü duruşmada mahkeme heyetine hatırlattığını anlatan Yeşilyurt, “Kemal Kılıçdaroğlu, hakim ve savcılar için ‘militan’ ifadesini kullandı. Ben kitabımın ismini ‘Çarkçı Kemal’ değil de ‘Militan Kemal’ koysaydım, Kılıçdaroğlu dünyayı başıma yıkardı. Ortalığı ayağa kaldırırdı, ‘Bana militan dedi’ diye. Ancak kendisi bağımsız Türk yargıçlarına hiç çekinmeden militan diyor” ifadelerini kullandı.

CHP’Lİ BAYANIN TACİZLE SUÇLADIĞI İNCE DE ADLİYEYE KOŞTU

CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce de, hakkındaki taciz iddialarını haberleştiren gazetecilere dava açmıştı. Fatma B. İsimli CHP üyesi bir bayan, kendisini taciz etmekle suçladığı İnce’den şikayetçi olmuştu. Savcılığa başvuran Fatma B., lise öğrencisi kızının okuldaki bir sorununu iletmek için Muharrem İnce’ye gittiğini, sonrasında medeni iki insan gibi görüşmeye başladıklarını söylemişti. Fatma B. ifadesinde İnce’nin kendisini telefonla arayarak beraber olma anlamına gelecek sözler söylediğini, ayrıca mesajlar attığını kaydetmişti. Konuyu, parti yönetimine ilettiğini, İnce’nin “Şantaj mı yapıyorsun?” diye tepki gösterdiğini aktarmıştı. İnce, Fatma B.’nin suçlamalarını gazete sayfalarına taşıyan basın mensuplarını cezalandırmak için adliyeye koşmuştu.

Erol Metin/ Yeni Akit