Kıbleni mi şaşırdın ey müslüman
‘Postmodern dünyada kıble nerededir?’ diye soruyor T.J. Winter, nam-ı diğer Abdülhakim Murad.
T.J. Winter, diğer ismiyle Abdülhakim Murad. Türkiye’de bu ismi Timaş Yayınları’ndan çıkan Postmodern Dünya’da Kıbleyi Bulmak kitabı ile tanıyoruz. Bu haber de, mezkûr kitabın ne anlattığını anlatmak amacını taşıyor. Fakat önce sorulması muhtemel bir soruya cevap vermek gerekiyor.
Abdülhakim Murad kimdir?
Abdülhakim Murad halen Cambridge Üniversitesi’nde İslami araştırmalar alanında bir hoca. Bir süre Ezher’de bulunmuş, İslami ilimler üzerine çalışmış. İngilizce’nin yanında Farsça, Türkçe ve Arapça bilmekte. Muhtelif çevirileri ve makaleleri bulunmakta. Halihazırda İngiltere’de sözüne en çok itibar edilen müslümanlar arasında olduğu da bir gerçek. Zaman zaman gazetelerde makaleleri çıkmakta, aynı zamanda akademik yayınlarını sürdürmekte.
Soru soran bir kitap bu!
Kitabın ne anlattığına bir adım kala teknik birkaç bilgiyi vermek iyi olur sanıyorum. Öncelikle kitap, muhtelif zamanlarda yayınlanmış 10 adet makaleden oluşuyor. Her bir makale birbirinden farklı konuları işliyor.
Yazıları okurken dikkati çeken (yazarın da yer yer vurguladığı) şey yazarın, ele aldığı konular hakkında bir hükmü ortaya koymak için değil, halihazırdaki şartların gelecekte ne gibi sorunlara gebe olduğuna dair bir panaroma çizmek amacıyla yazılarını kaleme alması. Bu bağlamda kitabın cevaplardan çok sorulara yer verdiğini yahut sorulara kapılar araladığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Tabii ki yazarın kısmen belirli kavramlara daha fazla eğildiğini ve belirli konuları irdelediğini de es geçemeyiz. Örneğin ailenin çöküşü başlıklı bölümün bir kısmında feminizme yer ayrılmış. Yazar burada feminizmin İslam ile neden uyuşamayacağını, nasıl uyuşabileceğini karşılaştırmalı bir şekilde incelemiş.
Feminizm ya da aile bahsi, kitabın ele aldığı konulardan sadece bir tanesi. Kitabın içerdiği diğer başlıklardan bazıları ise şunlar: Müslüman ve İngiliz, bağnazlığın sefaleti, mezhep karşıtlığı problemi, vb.
Batıyı ‘içeriden’ tahlil etmesi bir avantaj
Yazarın, bir İngiliz olarak, içinde bulunduğu şartları gayet muntazam tahlil ettiğini söyleyebiliriz. Bu noktada yaşamları batılı hayat tarzlarına evrilen Türkiye vatandaşlarının yeni yeni yüzleşmeye başladığı veyahut yüzleşme ihtimali yüksek tartışmaları kitapta bulabilmesi kitabın [bence ]en güzel noktalarından bir tanesi. Yine bu noktada yazarın, hep bir tarafı eksik dinî eserler okumaya alışık okurlar için ziyadesiyle billur bir zihne sahip olduğunu söyleyebiliriz.
Doğuda geçirdiği zaman, Arapça’dan İngilizce’ye yaptığı tercümeler ve yaptığı diğer muhtelif çalışmaların yanında yazarın aynı zamanda İngiltere’nin en prestijli okullarında okumuş ve hocalık yapmış olması, doğu ve batı düşüncelerini geniş bir çerçevede anlamasına vesile olmuş diyebiliriz. Bu nedenle batı ile ilgili “içeriden” yaptığı tahliller, bu tahlillerin İslamî bilgi/ahlak ile yapılan karşılaştırmaları -yine bence- kitabı okunmaya değer kılan özelliklerin başında geliyor.
İsminin hakkını veriyor
Kitapta verilen hükümlerin, tespitlerin doğruluğu ve yanlışlığı tartışmaya açık, zira yazarın da bu konuda ihtiyatı elden bırakmadığı ilk sayfalardan itibaren fark ediliyor. Bu nedenle kitap, can sıkmadan, okuyanı analize boğmadan, hem var olan/içinde yaşadığımız koşullar hakkında bilgi veriyor, hem okuyanın günlük hayatla alakalı tahlillerine yeni boyutlar kazandırabiliyor, hem de yer yer insanların yüzleşmeye çekindiği olayları/kavramları irdeliyor. Tüm bunların neticesinde, özetle, kitabı okuyana, isminin hakkını vererek, postmodern dünyada [doğru] kıbleyi bulmak konusunda oldukça yardımcı oluyor.
İslam’ı bilmeden, batılı dille İslam’ın sorunlarına eğilen aydınlarımız, modern kavramlardan bîhaber batılı normlara açıklama getiren klasik âlimlerimiz birçok mecrada birçok şey söylerken, her iki alanda da geniş bir literatüre hâkim olan ve buna tevazusunu da katmış bu yazar, birçok okur için günümüz dünyasını alışık olmadığımız bir tarzda ele alıyor.
dunyabizim.com