Erhan BAŞYURT yazdı...

CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen adeta bombanın fitilini ateşledi.

Demokratik açılımın tartışıldığı Meclis'te, "Dersim" modelini önerdi.

Yani, terörü demokratik yollardan değil, "yok ederek" çözmeyi tercih ettiklerini ortaya koydu.

İşte o skandal sözler;

"Şeyh Sait isyanında, Dersim isyanında, Kıbrıs'ta analar ağlamadı mı? Kimse 'analar ağlamasın, mücadeleyi durduralım' dedi mi?"

Bu sözleri bütün CHP'liler gibi Kemal Kılıçdaroğlu da alkışladı.

Ancak kamuoyunda tepkiler yükselince, Dersim ile ilgili gerçekler göz önüne serilince Öymen, Ata'nın arkasına sığındı.

"Bana tepki gösterenler, Atatürk'e neden tepki göstermiyor? Sözlerim faşistçeyse, Atatürk de mi faşistti" gibi sözlerle kendisini savundu.

Hatta Atatürk'ün mirasına sahip çıktığını söyledi.

İlginç şekilde, konuşmanın bütününü alkışlayan Kılıçdaroğlu dün basın toplantısı düzenleyerek, Öymen'in istifasını istedi.

"Gereğini yapsın" dedi.

Bu ne perhiz bu ne lahana!

Kılıçdaroğlu, sıradan bir isim değil.

16 Şubat 2009'da Aksiyon dergisine verdiği röportajda, kendisinin "dedelik makamında" olduğunu ifade ediyor.

Dersim'in "Kızıl Kilise" yani Nazımiye ilçesinden. Kureyşan aşiretinden.

Taraf gazetesi Bursa Baro Başkanı'na dayandırarak dönemin bakanı İhsan Sabri Çağlayangil'in 1987'de her şeyi anlatıp, "Dersim'de Kürtler fare gibi zehirlendi" dediği kişinin de CHP'li Kılıçdaroğlu olduğunu öne sürdü.

Hal böyle iken Kılıçdaroğlu'nun Dersim modelini öneren Onur Öymen'i alkışlaması anlaşılır gibi değil.

O da bu hatasını fark ederek dün Öymen'i istifaya çağırdı.

Kılıçdaroğlu benzer bir tutumu başka bir parti yöneticisi Mehmet Sevigen'e karşı sergilediğinde çağrısı tutmuştu.

Ama bu kez tutmayacak gibi.

Parti içerisinde Kılıçdaroğlu'nun fırsatları kollayarak rakiplerini bir bir uzaklaştırdığı konuşuluyor.

Kendisine iktidar yolu açtığı iddiası gündemde...

Neticesinde de bir direnç var.

CHP Sözcüsü ve Genel Sayman Mustafa Özyürek, Kılıçdaroğlu'nun Öymen'e tepkisinin "çevresinden kendisine iletilen üzüntü ve tepkileri yansıttığını" ileri sürdü.

O halde, Kılıçdaroğlu da kendisine düşeni, gereğini yerine getirmeli.

Madem Onur Bey ihraç edilmiyor ya da istifa etmiyor, kendisi siyasi onur gereği istifa etmeli.

"Dedelik makamında" Dersimli bir ailenin çocuğu olarak Öymen'e gösterdiği tepkide samimiyse tabii...

Aleviler'e ve Dersim'e vefasında samimiyse tabii.

Sayın Kılıçdaroğlu, şimdi "Gandi" gibi dürüstçe ve cesaretle ortaya konulacak "sivil itaatsizlik" zamanı.